Haftanın İçinden Güzel altından sular mütemadiyen akıp gidiyor ve zamanla mefhumlar mana değiştiriyor. Belirli şartlar altında belirli mâna ifade eden mefhumlar o şartların yerine yenilerinin gelmesiyle bambaşka ma- hiyet alıyor. Devlet mefhumu, istiklâl mefhumu, mem- leketlerin birbirlerinin iç işlerine karışmaması mefhu- mu da bunların arasındadır. Gözlerinizin önüne 19. as- rı ve o devirde yaşayan siyaset adamlarının yabancı müdahalesi karşısındaki titizliğini getiriniz. Bir de mil- letlerarası camlanın bugünkü şekline ve memleketlerin karşılıklı münasebetlerine, içiçe oyaşayışlarına, hattâ birbirlerinin parasıyla ayakta kalmalarına bakınız. Fark, yirminci asrın başında giyilen deniz kıyafetiyle bugünün bikinisi arasındaki fark kadar muazzamdır. İnsanların böylesine göze çarpan bir farkı hiç yadır- gamaması telâkkilerin de tamamiyle değişmiş olması neticesidir. Artık garipsenen, sanki şartlar aynıymış gibi bir takım korkulukların ayakta tutulması ve onla- rın arkasına saklanılmaya çalışılmasıdır. Köprülerin Nazari hukuk prensiplerine itibar edilirse Güney Kore hâdiseleri karşısında Amerikanın aldığı vaziyeti "başka bir memleketin iç işlerine müdâhale" tâbirinden başka bir tâbirle ifade etmenin imkânı yoktur. Ameri- kan Dışişleri Bakanı Herter Güney Korenin Washing- ton'daki elçisini makamına celbederek pekâlâ ültima- tom mahiyeti taşıyan bir ihtarda bulunmuş, hemen he- men aynı esnada Seuldaki Amerika Büyük Elçisi Gü- ney Kore Başkanını ziyaret ederek hükümetinin nota- sını tekrarlamıştır. Amerika Güney Kore Başkanının Demokrasiye aykırı tedbirlerini otasvip etmemektedir. ve Güney Kore hükümetinin bu yolu terketmesini is- temektedir. Talep, alâkalılar tarafından itiraz sesi yük- seltilmeden kabul olunmuş, nazari hukuk prensipleri ağıza dahi alınmamış, zılgıtı yiyen zat "Ne hakla?" di- ye soramamış, bilâkis boyunlar, eğilmiştir. Zira hâdise- lerin bu dış görünüşü arkasında bir de hakiki veçhesi Güney Korenin iç politikasında belli başlı unsur- lardan biri olarak Amerikayı ilk kullanan Syngman Rhee'nin kendisi olmuştur. İhtiyar Başkan, şahsında Amerikan milletinin Güney Kore milletine karşı dost- luğunu temsil ediyormuş gibi bir hava takınmış ve ba- siretsiz bir takım Amerikan memurlarının kendisine zamanında dur dememesi sayesinde işleri bugünkü ha- le getirmiştir. Amerikan parası, Amerikan malzemesi. Amerikan yiyeceği, hattâ Amerikan askeri Syngman Rhee'nin kurduğu idarenin desteğini teşkil etmiştir. İhtiyar Başkan, Komünizm heyulasını şahsi politika- sının yürütülmesinde başarıyla kullanmış, Güney Ko- renin jeopolitik ve stratejik durumunun sağladığı neza- keti mükemmel istismar etmiştir. Bir zamanlar Ameri- kan dış politikasını idare edenlerin sanki hakiki istikrar hürriyetsizlikle telif edilebilirmiş gibi "istikrar mı, hür- riyet mi?"sualine "fütursuzca "istikrar" sevelim ver- meleri Syngman Rhee'nin işini kolaylaştırmıştır. Zayıf devlet adamı vasıflarını ve memleket idaresindeki ehli- yetsizliğini Güney Korenin Demokrasiye lâyık olmadı- ğı bahanesiyle oörtmeğe" Çalışan, artık memleketinde hiç bir serbest, hattâ yarı serbest seçimi kazanamıya- cak hale düştüğünden iktidarda kalmanın yolunu baskı AKİS, 27 NİSAN 1960 Amerikalı rejiminde arayan ihtiyar Başkan Washington'dakl zih- niyet değişikliğini hesaplayamadığından falso yapmış- tır. Sana para veren, sâna malzeme veren, sâna yiyecek gönderen, seni savunan ve yarın savunacak olan dev- letin temsilcisini yanına al, halka görün! Bu, baskı ida- resinin devam için o devleti memleketin iç işlerine za- ten karıştırmak değil midir? Seninle bir Demokraside en tabii mücadele sayılan iktidar mücadelesi yapan ra- kiplerini, yani Muhalefeti Amerikan dostluğunu halel- dar etmek,- Amerikan düşmanlığını yaymak suçuyla le- kelemeye ve bu yoldan onu yok etmeye çalış! Bunu ya- parken de sanki Amerika senin usullerini tasvip ediyor, destekliyormuş ve sen bu marifetleri onunla istişare ederek beceriyormuşsun intibaını milletine ver! El- bette ki asıl bu bir yabancı devleti Güney Korenin iç işlerine karıştırmaktır ve asıl bu Güney Korede Ameri- kan dostluğunu tamir kabul etmez tarzda zedelemek, yaralamak, hattâ öldürmektir. Amerika, Herter'in ağ- zından işte buna hayır demiştir. Güney Korede milleti İktidardan daha selâhiyetle temsil ettiği açıkça ortaya çıkan Muhalefet Syngman Rhee'nin yeni rejimini asla ' tanımayacağım resmen ilân ettikten ve milletin kendisi bunu fiilen gösterdik- ten sonra Amerika hareketsiz kalamazdı. Syngman Rhee Muhalefeti yok etme teşebbüsüne Amerikayı bir defa bulaştırdığına göre Amerikanın "Güney Korenin iç İşlerine karışmama" kalkanının arkasına sığınıp bek- lemesi iki neticeden 'birini kabulünü gerektirirdi. Ta Syngman Rhee'nin kuvveti yeni rejimi Güney Koreye zorla tatbike yetecekti ve o zaman tıpkı eski Iraktaki Amerika rejimin dostu, milletin düşmanı haline gele- cekti. Ya milletin kuvveti Syngman Rhee'yi alaşağı et- meye yetecekti ve o zaman tıpkı bugünkü lIraktaki gibi Amerika kendi tabiriyle- bir karşı karşıya kalmaktı. Herter, disini de, usullerini de tasvip etmediğini açıkça bildir- mek suretiyle sadece Amerikayı o iki birbirinden ber- bat neticeden kurtarmamış, Güney Korelilerle beraber. Amerikada Jefferson'un Amerikasını oarayan milyon- lar ve milyonlarla insanı da hayal sükütundan kurtar- mıştır. Washington'da Çirkin Amerikalıların yerlerini Güzel Amerikalılara Obıraktığını görmek elbette ki Amerikaya parası için değil, İnsan Haklarına olan aşkı ve saygısı dolayısıyla bağlanmış kimseleri tarifsiz şe- kilde* sevindirmiştir. Eğer mutlaka bir noktaya takılmak gerekirse, şu- nu söylemek icap eder: Amerika, yüzlerce Korelinin hürriyet ve demokrasi uğrunda sokaklarda can verme- sinden önce bu hakikatleri görebilirdi. Zira hâdiselerin isitfkameti son derece açıktı. Üstelik Koredeki Ameri- kan temsilcilerinin gözlerinin açılmasına pek çok Ko- reli aydın çalışmıştı. O zaman yüzlerce Koreli hayatta olurdu ve vaktinde yapılmış bir ihtar, basit bir kaş çat- ması, Amerikanın tutumunu belli eden bir politik gös- teri, Güney Kore milletine Amerikanın Muhalefeti Syngman Rhee'nin gözüyle ogörmediğinin açık ifadesi Washington'u bugünkü sert tutuma mecbur bırak- mazdı. Bu, Amerika için bir ders genç, aydın Koreli sokaklarda caktı. teşkil ederse yüzlerce boşuna ölmüş olmaya-