YURTTA OLUP BİTENLER nunda toplanmış — olan vatandaşlar kütlesi İktidarın başı ile Muhalefe- tin başı arasında başlayan — düello hakkında halkın ne düşündüğü hu- susunda mükemmel bir kıstası orta- ya koydu Kaleye hücum Iktidarın başının bundan bir müd- det evvel Trakyada yaptığı ve bu- ram buram seçim — hazırlığı kokan meşhur dolaşması üzerine Ankarada C.H.P. Genel Merkezinde toplanıl- mış ve Muhalefetin mukabil tedbiri düşünülmüştü. Genel Başkan Uşak hadiselerinden beri seyahate çıkma- mıştı, Türkiyenin her tarafındaki teşkilat kendisini davet ediyordu. El- bette ki en iyi mukabil tedbir, İkti- darın başına karşı Muhalefet lideri- nin yol pabuçlarını ayağına geçirme- siydi. C.H.P. nin Ankaradaki Karan- fil sokağındaki gösterişli merkezin- de bu husus görüşüldü. Mesele, ilk seyahatin yapılacağı bölgenin tes- bitiydi. O mevzuda fikirler dağıldı. C.H.P. liderlerinden bir kısmı İnönü- nün evvelâ seçimlerin C.H.P. tara- fından kazanıldığı bir yere gitmesi- ni istiyordu. 1957 den bu yana bir tek, ama bir tek ilde Muhalefet ge- rilememişti. C.H.P. etiketli milletve- kili çıkarmış bölgelerin hangisine gitse C.H.P. Genel Başkanı mutlaka muazzam gösterilerle — karşılanacak, geniş halk kütleleri harekete geçe- cekti. Böylece Menderesin seyahat— leri dolayısıyla "Devletin gayretleri" i balıklara karşı Muhalefet gövdesinin haşmetini hissettirmiş olacaktı. Fakat başka C.H.P. liderleri Partinin artık Türkiyenin her tara- fında D.P. ye mukabele edebileceği tezini savundular ve İnönünün, bilâ- kis, bir "rakip kale" yi fethetmesi- nin sağlayacağı fayda üzerinde dur- dular. Fetihten, Fatihlerden pek bol bahsedildiği böyle bir devirde tabir Karanfil sokakta tatlı tebessümlere yol açtı. Fakat fikir yabana atılma- dı. Zira, hakikaten Türkiyenin her ta- rafından 1957 ye nazaran halkın C.H.P. ye sempatisinde -sıkıntılarla tersine orantılı. olarak- bir gelişme olduğu yolunda haberler Hattâ Bursada vaziyet buydu, hattâ Aydında vaziyet buydu. Buna rağmen Karanfil sokakta tereddütler sürat- le zail olmadı. T nan Menderes Çukurova kalesını yoklamaya teşebbüs ihtiyat- sızlığını yapıncaya kadar.. Seçim havası. Gerçı Adanaya hareketinin arıfele— rinde İktidarın başı, Hiltonda tertiplenen bir toplantıda, kahverengi elbiseleri içinde son de- 6 O da Parti, Bu da Parti ir Parti var: C. H. P. Millet- vekilliğine suplarından yirmi tanesi beğe- nilmeyen bir hareket yapıyor- lar, önlerine açılan uygunsuz fırsatı geri çevirmeyerek oto- mobil sahibi oluyorlar. Lider- ler, tasvipkar değil ama müsa- mahakar davranıyorlar. Kıyamet kopuyor. Umum efkar, memnunıyetsızlıgını şid- detle belirtiyor. Aa! C. H. P. teşkilatı hare- kete geçmiştir. Bütün kongre- lerde "Otomobil Sevdâsı" tak- bih, hatta tel'in ediliyor. Genel Merkeze telgraflar, mektuplar- lar yağıyor. Herkes ayaktadır. Liderler gerekli dersi der- hal alıyorlar ve müsamahayı bir kenara bırakıyorlar. Millet- vekilleri tirtir titriyorlar. Pa- buç pahalıdır. Otomobil sahibi kalabilirler, ama her şey gös- teriyor ki milletvekilliğine, hiç olmazsa C. H. P. milletvekilli- ğine veda etmek lâzımdır. O- tomobil getirmiş olanlar bir ça- re arıyorlar, otomobil getire- cek olanlar süratle vazgeçiyor- se Kurultaya kadar gidilecek- tir. ir Parti var: D. P. Mütema- diyen gazeteci hapsediyor. Hareket, içerden ve dışardan dünyanın bütün — yıldırımlarını Partinin başına çekiyor. Millet, her gazeteci hapsedilişinde D. P. den biraz daha soğuyor. Ga- zetelerin sütunları boy bo mahkümların resimleriyle süs- lü. Kıyamet kopuyor. Yirmibeş D. P. milletvekili vaziyeti gö- üyorlar, bir Basın affi için tak- rir hazırlayıp Gruplarına veri- yorlar. Aa! Onüç aydır ne bir ses, ne bir nefes.. Teşkilat hareket- sizdir. En ufak hayatiyet mev- cut değil. Grup, sessiz ve uy- sal. Bırakınız affın yor. Herkes, liderin lütfunu bekliyor. Lütfederse ne ala, lütfetmezse yok!. O kadar! Seçimlerde millet, işte bu iki parti arasında tercihini yapa- cak. rece şık bir halde, seyahatinin sebe- bini bir nükteyle izaha çalıştı. Top- lantı, Otomobil, Kamyon ve Lâstik acentelerinin tertipledikleri toplan- tıydı. Adnan Menderes orada, elin- de bir viski kadehi, kendisine yakın- da çıkacağı seyahatten bahsedildi- ğinde "Evet, Adanaya gidiyoruz. Biz gülümsedi. Fakat Karanfil sokağın sakinleri işin bu derece basit olduğu- na inanmadılar. Zaten radyolarda başlamış bulunan kesif bir "put ya- ratma" gayreti de ortada daha he- saplı, daha kitaplı bir teşebbüs bu- lunduğu kanaatini C.H.P. liderlerin- de uyandırdı. Menderes Adanaya mı gidiyordu? İnönü de ya Aydına, ya Bursaya gidebilirdi. Aydm Başbaka— nın, Bursa Cumhurbaşkanının seçim bölgesiydi. Muhalefet lideri, kafa- sında yaptığı bir hesaptan sonra işe temin için kongresini tehir edip du- ruyordu. İnönü, Bursalılara gerekli sözü verdi. Gelecekti. Fakat Bursa seyahatinin, Adana seyahatinin pe- relerini iki hafta daha geriye ittiler ve tarih olarak 10 Ocakı seçtiler. Çukurovada estirilen seçim ha- vası ve bilhassa şahsi propaganda gayretleri geçen haftanın ortaların- a Karanfil sokağın sakinlerine ne derece haklı bulunduklarını — ispat ti. D.P. meşhur "Teşvikkar gay- retler” sayesinde çok geniş kütleleri seferber etmeye — muvaffak oldu ve gövde gösterisi yarışında bir avan- taj sağladı. Doğrusu istenilirse vali- ler ekip temininde çalıştırılırsa böyle bir neticenin hayret uyandıracak ta- r_afı yoktu. Ama ne olursa olsun, İnönünün Bursada aynı havayı bul- ması şart haline gelmişti. Bursayla temas edildi ve vaziyet oradaki Teş- kilât ileri gelenlerine anlatıldı. Bur- alı C.H.P. mesulleri teminat verdi- ler: Bursalı İnönüyü hasretle, dört gözle bekliyordu. Haberin duyulması büyük kalabalıkları harekete geçir- meye yetecekti. Bazı nikbinler, ko- laylıkla "yüzbinler"den bahsettiler. Seyahatin bölgesi tâyin edilmiş- ti. İnönü, İstanbulda, Bursa seyaha- tinin fıkrı hazırlığına başladı. Muha- lefet liderinin zihninde bir takım me- seleler uzun zamandanberi düğümlü duruyordu, Bunları Bursada ele ala- bilir ve seçim kampanyasına, Başba- kandan sonra o da fiilen girişebilir- di. Valımn Oyunu... I smet İnönü, olduğu Taşlıktaki şöhreti AKİS, 13 OCAK 1960 yılbaşını geçirmekte büyük,