İKTİSADİ VE MALİ SAHADA Pakistan Palavra Yok ğer — mazide — gerçekleştirmeyi mduğumuz herşeyi gerçekleş- tirememişsek, hakikati — gizlemekle hiçbir şey kazanamayız. Hatanın ne- rede olduğunu araştırmak ve onu tashih etmek çok daha yerinde olur." Bu mütevazı sözleri söyleyen u- zun boylu, dev cüsseli, kaytan bı- yıklı, mavi gözlü erkek güzeli adam, Pakistanın Cumhurbaşkanı Mareşal Eyüp Han'dan başkası değildi. Eyüp Han, Pakistanın 1955-1959 yıllarını kapsayan ilk beş yıllık — kalkınma plânının uğradığı başarısızlık — hak- kında işte bunları söylüyordu. Bu devrenin önemli bir kısmı başkaları- nın iktidarı zamanında geçmişti. Bu başkaları, çok kere, ahlâksız ve be- ceriksiz alelâde politikacılardı. bembe göstermeğe çalışıyordu. Aksi- ne güçlükleri bir bir sayıyor, milletine görülmemiş bir kalkınmanın, gün elle tutulur gibi yaklaştırılan mucizelerin edebiyatını yapmıyor- du. Eyüp Han milletinden alınteri ve fedâkârlık istiyordu: "Gayelerimize — varabilmek için birçok engellerle karşılaşacağız. Ta- biat kuvvetleri her zaman bize yar- dımcı ve dünya şartları her zaman müsait olmayacaktır. Mucize bekle- meyelim; fakat çok çalışanın mükâ- fatını alacağına — bütün kalbimizle inanarak ileriye atılalım." Plân Hakikaten, Eyüp Han -bütün ge- lişmemiş memleketler gibi- Pa- kistanın önüne dikilen zorlukları ta- mamen müdriktir. Cumhurbaşkanı bu engelleri iki ana noktada topla- maktadır: düşük zirai istihsâl ve çok hızlı nüfus artışı. 1955 yılı başında tatbikine baş- lanan İlk beş Yıllık Plân 1959 sonun- da milli hâsılada yüzde 15 bir artış olacağını tahmin etmişti. Birinci Plânın hedefi zirai istihsali yüzde 13 icabetinde arttırmaktı. Bu maksat- lâ, bilhassa küçük sulama projeleri sayesinde 1.8 milyon akr mesahalık arazi ekime açılmış olacaktı. Birin- ci plân, ayrıca enerji, yol ve demir- yolu, muhabere tesisleri inşası sure- tiyle, daha sonra kendi kendisini AKİS, 13 OCAK 1960 desteklemeğe yetecek bir kalkınma- nın temellerini atmağa çalışacaktı. Sınai istihsâlin yüzde 75 nisbetinde artması hedef ittihaz edilmişti. İlk Plâna göre, tediye bilançosunda bü- yük ilerlemeler kaydolunacak ve ih- racat gelirleri, kalkınma gayeleri dı- şındaki -gıda gibi- ithalat ihtiyaçla- rını aşacaktı. Nüfus artışı neticesin- de işgücündeki çoğalmanın 2 milyon civarında olacağı tahmin edilmişti. Temin edilecek yeni iş imkânları sa- yesinde işsizlik ve gizli işsizlik -köy- lerde boş oturan ahali- miktarında herhangi bir artış olmaması sağlana- caktı. İşsizlik ve gizli işsizlik azaltıla- mayacağına göre, aslında — Pâkista- nın bu ilk plânı ileri bir plân sayıl- mazdı ve -Çinde olduğu şekilde- ağır gayretleri — gerektirmiyordu. — Buna rağmen başarısızlığa uğramıştı. Plân mali bakımdan yüzde 90 nisbetinde yerine getirilmişdi. Fakat iç fiyatla- rın ve dünyâ fiyatlarının yükselme- si de hesaba katılırsa reel olarak he- deflerin çoğunun çok gerisinde kal- mıştı. Plân devresinin sonunda yüz- de 15 yükseleceği farzolunan reel milli hâsıla sadece yüzde 10 nisbetin- de yükselmişti. Halbuki, nüfus artı- şı Plânda tahmin edilen yüzde 14 den daha fazla, yüzde 1.6 nisbetinde ol- muş ve bunun neticesinde de adam başına düşen milli gelirde hemen he- men hiçbir artış kaydedilememiştir. Bunun bellibaşlı sebebi zirai istihsâl sahasında karşılaşılan büyük — başa- Eyüp Han Anlayışlı bir adam rısızlıktır. Gerçekten, zirai 1stıhsa— lin plân devresinin sonunda 13 artacağı tahmin artış yüzde 6 yı geçmemiştir. neticesinde, Pakistan gıda ihtiyaçla- rını kendi kendine karşılayabilmek gayesine erışe emiş ve — -bilhassa Amerikan zirai — fazlalar yardımın- dan- büyük miktarda gıda maddele- ri ithâli zarureti hâsıl olmuştur. Su- lama ve enerji — tesislerinin bitmesi tesbit edilen tarihlerden çok sonra kabil olabilecektir. Sınai yatırımlar- daki başarısızlık derecesi daha az- dır. Fakat, Birinci Plân sayesinde inşa edilen yeni sınai kapasite önem- li ölçüde — kullanılmadan kalmıştır. Nakliye ve muhabere sahasında he- deflerin pek az — gerisinde kalınmış. İnşaat sahasında ise büyük bir mu- vaffakiyetsizlikle karşılaşmıştır. Bunun sebebi, Hükümetin, lüks mes- ken inşaatına set çekememesidir. Plan devresi zarfında tediye bilan- çosu büsbütün bozulmuştur. Bunun neticesinde kalkınma gayelerine tah- sis edilecek bir döviz fazlası temini imkanı hâsıl olamamıştır. Bilhassa ihracatta, ithalâttan tasarrufa — yö- nelmiş istihsâl sahalarında, planla- nan yatırımlarda hedeflerin hayli gerisinde kalınmıştır. Mareşal Eyüp Han, bu başarı- sızlığın sebeblerini şöyle sıralamak- tadır: Hava şartları aleyhte olmuş- tur. Dünyâ fiyatları yükseldiğinden yatırımların hacminde indirim yap- karşılık çok daha az ithalât yapabil- miştir. Bu yüzden gerekli yedek par- ça ve ham maddeler bile kâfi miktar- da ithâl edilememiş ve yeni yaratılan sınai kapasite geniş ölçüde âtıl kal- mıştır. Bunlar, Pâkistanın elinde ol- mayan hususlardır. Fakat, rey avcı- lığı siyaseti de Plânın muvaffakiyet- sizliğinde büyük rol oynamıştır. Hü- kümet, istihlâkin aşırı artışını Öön- lemek istememiş ve bunun sonucun- da da kâfi miktarda yatırım yapı- lamamıştır. Ayrıca, dışardan temin edilen yardımlar ve döviz gelirleri en öncelikli maksatlar için — kulla- nılmamıştır. İkinci Plân 160 1964 yıllarını kaplayacak ikin- ci beş yıllık plân, ilk plânın başa işleri — gerçekleştirdikten siz miktarı artmıştır. Bunun önüne 23