vazifelerini yaptıkları ve ne şunun ne unun satın alınmış malı olmadıkla- rıydı. Menderes bunları söyledikten sonra kör gözlü muhalefetin ve işken be-i kübradan atan basının anlamadı- ğı dev eserler hakkında izahat alma- ğa devam etti. 5-10 dakika sonrada gazetecilere bu konuşmanın sadece mucizevi kalkınmaya ait olan kısım- larının yazılmasını geri kalanının bir sohbet —olduğunu, — yazmağa değer şeyler olmadığını rica yollu ihtar etti. Menderes ricada bulunduktan sonra mesele üzerinde fazla durma- dı. Zira meseleyle alakalanacak bir devlet memuru derhal vazifesini i- faya başlamış ve "onlara dahil olmı- yan çocukları" ayrı ayrı tutarak bey- fendinin ricalarını tekrarlamıştı. Al- temur Kılıç hakikaten işini bilen bir umum müdürdü. Eski gazeteciliğin verdiği tecrübeyle kimlere rica edi- leceğini pek iyi görüyordu. Meselâ, Cumhuriyet gazetesi muhabirine böyle bir ricada bulunmaya lüzum görmemiş ama Milliyet gazetesinin muhabirine bunu defalarca tekrarla- mıştı. İkinci Perde.. Bu konuşmanın üzerinden 3-4 saat ancak geçmişti ki — Mersindeki Hakimiyet gazetesinin idarehanesi- ne, Şişman, seyrek saçlı, dalgın ba- kışlı bir adam telaşla girdi. Telefo- nun başında İstanbulun bağlanma- sını bekliyen Milliyet gazetesi mu- habiri İlhami Soysala yaklaştı. Elle- rini açarak: "— Ama canım olmaz ki... Dün- yanın her tarafında bu Başbakan bir şey rica ederse o ya- zılmaz" dedi. İlhami Soysal her za- man ki soğukkanlılığı ile Basın-Ya- yın umum müdürüne: "Ben yazarım beyfendı İstanbul isterse kullan- maz" de d . Altemur Kılıç işin ıkıncı lerin hususi sohbeti yazacaklarını öğrenmişti. Buna mani olmak -Ken- di anlayışıyla- Basın yayın umum müdürlüğünün vazifeleri başında ge- len işlerdendi. Kılıcın meseleden ha- berdar oluşu bir başka komediydi. Zira duruma bir gazeteci tarafından yapılan ihbarla muttali olmuştu. İh- barı yapan muteber Zafer gazetesi- nin muhabiriydi. Soysalın gazetesıy— le yaptığı bir konuşmayı — dinlemiş ve derhal telefona sarılarak vilâyet- te Kılıcı bulmuştu. İşi öğrenen Alte- mur Kılıç da derhal hadiseye va- ziyet etmişti. Kılıç PHakimiyet gazetesinden sonra postahanede sıra bekleyen di- ğer gazetecilere koştu. Aynı rica ve AKİS, 13 OCAK 1960 konuşmaları onlarla da yaptı. İki mevki arasındaki mesafeyi son de- rece kısa bir zamanda almıştı. Men- deresin neden bu kadar genç bir a- damı basın yayın umum müdürlü- ğüne — getirdiği bu — mesafelerin sü- ratle kat edilmiş olmasından anla- şılıyordu... Törenler Ciddi bir işaret Gçen haftanın sonlarına doğru, İk- tidar, içinde bulunduğumuz yılın ortalarında genel seçimlere gitmek niyetiyle alakalı, ciddi bir işaret da- ha verdi. Günlerden cumaydı. Suhu- net sıfırın altında 10 iken, saatler de 11 i gösteriyordu, Rüzgar bıçak gibi kesiyor, yağmur yağıyordu. Bayın- dırlık Bakanı Tevfik İleri, bir dağ başında, toprak tesfiye edilerek mey- dana getirilmiş bir toplanma mahal- linde kurulan kürsüde — konuşuyor, rakamlar sıralıyordu D. P. nin yaş- larının mecmuu 2 asrı 8 yıl geçen 3 kurucusu Bayar, Koraltan, Menderes ve diğer bazı Bakanlar da etrafın- daydılar. Menderesin bir baş işareti ile, henüz depara kalkmış olan İle- ri, hızını alamadan konuşmasını kes- mek mecburiyetinde kaldı. Zemin, çamur deryası halindeydi. Tören, Kesikköprü Barajı ve Hid- ro-Elektrik Santrali tesislerinin res- mi ağızla "temelinin atılması" sebetiyle yapılıyordu Aslında, yata başlama töreni olması lazımdı. Nitekim, İlerinin daveti üzerine Ba- yar bir düğmeye basarak elektrikli YURTTA OLUP BİTENLER kısımdaki ateşleme düzenini hareke- te geçirmiş, birkaç kilometre ötede hazırlanan büyük bir tarraka ile TNT infilak ederek bir krater açmıştı. İleri böylece, Bayarın "derhal ve sür- atle işe başlama emrini verdiğini" söylüyordu. Halbuki hafriyata, şart- name gereğince 1-2-1960 ta başlana- caktı. İlerinin yaptığı yegane hata bu değildi. Kesikköprü Barajı ve Hid- ro-Elektrik Santrali tesislerinin 150 milyon liraya malolacağını ileri sür- müştü Gerçek miktar, tam 126,562 bin liradan ibaretti. Yapılan hesaplar, Kızılırmaktan 1.5 milyar kilovat saat enerji sağla nabileceğini ortaya saat enerji temin edilecekti. 1.5 mil yara ulaşabilmek için, Hirfanlıdan itibaren — Kızılırmağın — mansabına doğru daha 4 barajın inşaası lâzımdı İşte Hirfanlıdan 25 kilometre kuzey de olan Kesikköprü, bu barajlar zin- cirinin ikinci halkasını teşkil ede cek ve yılda 250 milyon kilovat saat enerji istihsal edecektir. Rüzgara söylenen nutuk Eyındırhk Bakanlığı Devlet Su İş leri Umum Müdürlüğü -DSİ-, yük seklerden aldığı emirlere harfiyen riayetle, milletin yarım milyon lira sını mirasyedi hovardalığı ile gözden çıkararak, törenlerin mümkün oldu- ğu kadar parlak geçmesi için bütün imkânlarını seferber etmişti. Resmi daireler ve fabrikalar boşaltılarak memur ve işçiler motorlu taşıt vası talarına doldurulmuştu Sabah saat 8 de Ankaradan büyük bir kafile ha- — Millet, Hazreti Muhammedi unutmuş, Peygamber aramakla meşgul!..