DUÜUNYADA OLUP BİTENLER teminata muteşekkırdı silâhlarının — Hindist masraf yaparak elinden geldiği ka- dar hızla kalkınmak imkanını verdi- gını o da biliyordu. Bunu bildiği için değil mıydı ki Ike'ı karşılamağa gitmeden birkaç saat önce Ayan Amerikanın az askeri Meclisinde şoyle haykırmaktan çe- kinmemişti: "Komünist Çinin sınır bölgelerimize — kargı giriştiği — teca- vüzler bir büyük tarihi vakıanın sa- dece bir cüzzüdür. Bu tarihi vakıa, dünya ihtilâfının mihrakının Avru- padan Asyaya doğru kaymasıdır. Hint Milleti Kuzey sınırlarımızdaki tehlikeye karşı tam bir birlik içinde karşı koymalıdır. Milleti, gayelerine vâsıl olmak için daha fazla fedakar- lığa davet ediyorum." Nehrunun bu büyük tarihi vakı- ayı açıkça ortaya koyması Asyada önümüzdeki yıllarda yeni gelişmelere yol açacaktır. Fakat, şimdilik sâde- ce zemin hazırlanmakta herhangi bir müşahhas adım atılmamaktadır. Bunun içindir ki Başkan Eisenhower, Karaçideyken Eyüp Hanın kendisine verdiği 12 sayfalık büyük muhtıra- daki ısrarlı taleplere rağmen, Hint- li ve Afganlı liderler Pakıstanlı komşularıyla olan toprak ihtilâfların- dan kendisine bahsetmedikçe, bu ih- tilâfları halletmek için arabuluculuk yapmak niyetinde değildir. Ike, Eyüp Hana, Pâkistanın Amerıkanın askeri ve iktisadi yardımına ve tecavüze karşı en sağlam garantisine güven- mesi gerektiğini açıkça — söylemiştir. Fakat, komşuları barıştırmanın yo- lunun eski hesaplara karışmamak- tan geçtiğini de görmektedir. Ike, Perşembe günü otomobille yanında oğlu olduğu halde Rajgat'a gitti. Saat tam 8,45 te Ike, dünyanın en asil, en ölmez ruhlarından birinin huzurundaydı. Ike, Gandinin müba- rek mezarına çelenk koyuyordu. Da- ha sonra, eski bir Hint adetine uya- rak, oğlunun yardımıyla Mahatmanın aziz hâtırası için bir ağaç dikti. Cu- ma günü ise Ike, Başkan Prasadla birlikte Dünya Zıraat Fuarını açtı. Cumartesi günü, Prasadın bin kışılık muhteşem kabul resminde bulundu Pazar sabahı saat tam 8 de Ike, Hin- distan Protestan Katedralindeki a- yinde dua ediyordu. Saat 10.10 da u- çâkla Agra'ya geldi. Evvelâ meşhur Taç Mahali ziyaret etti, sonra bir zi- rai eğitim — merkezini ve bir örnek köyü gezdi. Öğleden sonra tekrar Yeni - Delhiye dönmüştü. Saat 16.30 da Ram Lilada kendi şerefine ter- tiplenen büyük halk toplantısına git- ti. Yarım milyon insan muazzam meydanı doldurmuştu. Ike burada da, her yerdeki gibi muhteşem sev- gi gosterılerıyle karşılandı. Pazartesi günü sabaha karşı saat 5,55 te Ike yanında Pandit Nehru oldugu halde ikametine tahsis — edilmiş olan Rashtrapatibhavan — Sarayından ay- rıldı. Dev Boeing 707. Palam meyda- 20 Rıza Şah Pehlevi Para, para!. nını Tahrana müteveccihen saat tam 6.40 ta terkediyordu. Tahran ve Atina. ke, Pazartesi sabahı saat 8.45 te Mehrabad hava alanında Rıza Şah Muhammed Pehlevi tarafından kar- şılandı. Mehrabad ile Tahran ara- sındaki yola yığılmış —muazzam bir kalabalık Amerika Cumhurbaşkanı- na, yine büyük bir tezahürat yaptı. Saat 9.45 te Şah ile Başkan arasın- da başlayan özel görüşmeler esna- sında üzerinde en çok durulan konu, Amerikanın İrana askeri ve iktisadi yardımını arttırması arzusu oldu. Ike, bu talebin prensibinde mutabık olmakla beraber, İranın — kalkınma projeleri ve bünye reformları konu- nda Amerikan eksperleri ile işbir- liği yapılarak hazırlanan planların hakikaten tatbik mevkiine konulma- sı gerektiğini imâ etmekten de ken- disini alamadı. Şah ile Başkan, Irak rumunun arzettiği muhtemel teh- like ihtimalleri üzerinde mutabık kal- dılar. Ike öğle yemeğini Şahla birlik- te yedikten sonra Atinaya mütevec- cihen Tahrandan ayrıldı. m Cezayir Facialar serisi <<P azar gunü öğle yemeğini Müös- net ve karısıyla beraber yemıştık Çocuklar bir kenarda oy- nuyor, biz de oturuyorduk. Tam o sı- rada çiftliğimizin kahyalarından Mu- hammet Yamir içeri girdi ve he p mizi kendi dairesinde kahve içmeğe davet etti. Yamir altı aydan beri bi- zimle çalışıyordu. Ciddi ve çalışkan bir gençti. 15 gün önce mahalli niyet birliklerine iltihak için Askerlık Şubesinden davet almıştı. Saat 15'i sonra birkaç dakika için müsaade is- tedi ve dışarı gitti. Beş dakika son- ra da ben, yandaki dairemizde uyur bıraktığım kızım Marie - Laurence'a akmak için dışarı çıktım. Tam o an- da, eve doğru gelen âsileri gördüm ve saklandım. Mösyö Bonnet'in, asi- lerden, kadın ve çocuklara dokunma- malarını rica ettiğini duyuyordum. lçlerınden biri, merak — etmemesini söyledi. Âsiler kocamı, Mösyö vı e Ma- dam Bonnet'yi dışarı çıkardılar Ü- çünün de elleri bakır tellerle bağlan- mıştı. Tam o sırada, çiftliğimizin bek- çileri Ruellon ile Korzik hiçbir şey- den habersiz, ellerinde av tüfekleriy- le avluya girdiler. Asiler onları far- keder etmez derhâl ateş açıp ikisi- ni de cansız yere serdiler. Daha son- ra, kocam Mösyö Loubat ile Bonnet'- leri çiftliğin - traktörüne bindirdiler ve üzerlerine makineli tüfekle ateş ederek öldürdüler." Bu sözleri, Ce- zayirde Affreville katliamından son- ra Madam Loubat kendisini kurta- ran subaylara söylüyordu. Yarım zafer ffreville katliamının ertesi günü oplanan Birleşmiş Milletler Ge- nel Kurulu Siyasi Komisyonu 26 oya sarısını kabul etti. 17 devlet çekim- ser kalmış, Fransa ise oya katılma- mıştı. Türkiye — çekimserler arasın- daydı. Arap karar tasarısı aslında gayet makul tasarıydı. Tasarıda ilk önce, Genel Kurulun Cezayır halkının ken- di mukadderatını tayin hakkını tanı- dıgı belırtılıyordu 16 Eylülde Gene- ral de Gaulle'ün ağzından en resmi şekilde aynı hakkı tanımış olan Fran- sanın, tasarının bu maddesine niçin muhalefet ettiğini anlamağa imkân yoktu. Tasarının son maddesinde ise, Genel Kurulca iki tarafa ateş kesil- mesi ve Cezayirde yapılacak referan- dumun garantilerinin tesbiti için mü- zakerelere girişmeleri tavsiye edili- yordu. Bizzat General de Gaulle aynı esaslar üzerinde müzakereyi kabul ettiğine göre, Fransanın bu maddeye karşı itirazının manâsı eğer referan- dumun kontrolünün sadece ve sade- ce Fransız Ordusu tarafından yapıl- masında ısrar etmek ise, Cezayir milliyetçilerinin bu maddeyi, Genel Kuruldan geçirmekte büsbütün hak kazanacaklarında zerrece şüphe ola- mazdı. Arap taleplerinin bu kadar hak- l1 olmasına rağmen, Asya - Afrika Grubu, Genel Kuruldan 2/3 çoğu lukla bir tavsiye kararı geçırebılmek maksadıyla, Arap — tasarısının geri alınmasını ve onun yerine Pâkistanın daha umumi bir tasarı vermesini ka- bul etti. Pakistan tasarısında, Gene- ral de Gaulle'ün 16 Eylül demecin- den bahsolunmak suretiyle Cezayire kendi mukadderatını tayin-hakkının tanınması isteniyor ve ilgililerin bu- AKİS, 16 ARALIK 1959