RADYO Teşkilât Yeni rejim R adyolarımızın iktisadi devlet te- şekkülü haline gelmesi halinde, radyo yayıncılığı ahlakıyla, ve pren- sipleriyle doğrudan doğruya alâkalı bir ıslahatın birdenbire başlamış ola- cağım sanmak tek kelimeyle safdil- lik olur. Bugüne kadar, birer resmi daire olmanın yükselttiği engeller yüzünden ticari kaygıları hiçe say- mak zorunda kalan ve bunu, gelişen ve değişen ticari şartların zorlaması- na rağmen yapan devlet radyolarımız, yalçında iktisadi devlet teşekkülü ol- duklarında, bugünkü — durumlarıyla kıyaslanmıyacak — maddi avantajlar Kazanmış olacaklardır; böylece Tür- kiyede radyo yayıncılıgı malzeme İhtiyâcının giderilmesi, — personelin maddi bakımdan daha iyi tatmin e- dilmesi ve bunların neticesi olarak radyo programlarının biraz daha ka- liteli . olması gibi gelişmeler sağlıya- : Paraca tatmın edilen teknik, sanat" personeli artık iş- lerine yan çizmiyeçekler, verimli ola- rak iş görebilmek için muhtaç olduk- ları malzeme ye teçhizat -hiç olmazsa asgari haddinde- temin edileceği için, teknikçi, idareci ve "sanatçı" olarak haiz oldukları kaabiliyetleri, cevher- leri bugüne kıyasla daha engelsiz, daha rahat olarak ortaya koyma im - kânını bulacaklardır. Bugünkü du- rumda radyolarımızda çalışan şahıs- ların, ne dereceye kadar içlerinde e- hil olduklarını, kamliyetlerini ne de- receye kadar gösterebildiklerini tâ- yin etmek bu bahıste kesin konuş- mak programcıyı, yeni gonul rahatlıgıyla itham etmek veya övmek imkânsızdır. Bir ses al- ma cihazının lâmbasının eskimiş ol- ması yüzünden istediği kaliteyi elde edemiyen teknisyeni, aradığı plâğı bulup yayına çıkartamıyan program- cıyı; bugünkü maddi imkânsızlıklar göz önüne alındığında, başarısızlıkla veya ehlıyetsızhkle suçlandırmak hiç olmazsa bir dereceye kadar, haksiz- lık sayılabilir. Iktısadı devlet teşek- külü haline geldiklerinde radyoları- mızdan. ticari bir başarı istenecek- tir; Diğer iktisadi devlet teşekkülle- rimizin ihtiyaç karşılama başarısı mükemmel olmaktan gerçi çok, pek çok uzaktır ama, radyolarımızın du- rumu, dinleyicilerin de, işin içinde bulunanların da pek iyi bildiği gibi, öylesine yürekler parçalayıcıdır. ki, liktisadi devlet teşekkülü — olmanın sağlıyacağı Üüstün şartların, radyo yayınlarının kalitesinde hissedilir bir iyileşmeye yol açacağı muhakkak gi- bidir. Yetişmiş eleman yokluğu B ununla beraber, yeni statüsü i- çinde, radyolarımızın herşeyden önce, yetişmiş -hiç olmazsa meslek şuuruna varmış- eleman bakımından «ıkıntı çekecekleri — anlaşılmaktadır. 32 Maksat A nkara radyosunun "Köylü Saati"nde AKİS ve Metin AKIS ” 'Or. övülüyor. “Parmakta gösterilen teşe Iefet gazetelerı ” den Bütün karşısında muhalij basınm duyguları nuşmacılarından l IZ S Saati"nin metnini Propaganda biri zaviyesınden hazırlıyan Tarık İse... İlhan K. MİMAROĞLU Toker bir çeşit Adı gibi metin u mucizenin sırrı- İi den ı ” denı 'Or. basmış denıyor Bu om "bu günler- kkure benzer bir. takım, yazılar yazmakta olan muha- b sol u. Londradaki uçak kazası radyosunun sadık ko- bildirilmiştir. Mümtaz Göztepenin bu lü “gaf”ı ne gibi duygular içinde, nasıl bir psikolojiyle, ne ihtiyaçla yap- tığını ancak, kendisini yakından tanıyanlar - söyliyebilir. - Emsalini nâdir raslanır — bir bönlük tezahürü .Yoksa, Tarik Mümtaz Goztepeyı yakın tarihin en usta propagandacılarımn katına yükseltecek bir usta lık, bir kurnazlık mı ? Adı geçen şahsı okundan tanıyanların dıyecek— lerine kulak asmazsak, ” n görünüşte - propagandacılık hünerinin — zirvesine yaklaştığını kabul etmemek imkânsızdır. Düşünu— nüz: AKİS bile, Melın Toker bile... Üstelik bu haber "Köylü Saati"n dinleyicilerine "Köylü Saati" nin dınleyıcılermı birk. gün Londra felâketi dolayısıyle Ankara radyosuna hiç olmazsa için kulak verme lüzumunu hissetmiş herhangi — bir dyo Gazetesinden ne kadar usanmış otur- cephesi” — yayınlarından ,ye Ra' “Köylü Saati"nı i — unutabilir. kendını hazi kuçuk menfaatlerının meliydiler. — Öyle , propaganda ustalığı aleyhlerıne açılan gı telâşla, dehşetı içinde, lüm büklüm hesap vermek zorunda Yeni birşey "Artık daha iyi para ödüyoruz; mad- di, kazanç azlıgı yüzünden radyoların kapısından içeri girmek istemiyen ehil şahıslara şimdiden sonra kapı- larımız açıktır” — diyecek idareciler, davetlerine hemen hemen hiç kimse- nin icabet etmiyeceğini, daha doğrusu ister programcı, ister spiker, ister teknikçi olsun, kadrolardaki boş yer- lere tâyin edilecek şahıslardan pek azının -hiç birinin dememek için böyle diyelim- gereken 'ehliyeti haiz olduklarım göreceklerdir. Bunca yıl- dır, Devlet radyolarına yapılan tâyin- lerde herşeyden önce amcaların ve dayıların, hatırın ve gönülün, kültür- den, kabiliyetten, ehliyetten ve bilgi- den çok daha büyük bir rol oynamış olması, radyolarda vazifelendırilmiş memurların hiç olmazsa ise alındık- tan sonra yetıştırılmelerınde büyük ihmallerin gösterilmiş olm ve ye- tiştirme işinin bu safhasında bile -bil- hassa bancı memleketlere memur gonderılmesı bahsinde- eğitim kaygı- larından önce, gozde 'liğin önde gel- mesi, herhalde yeni rejimde, iktisadi devlet teşekkülü rejiminde yıkıcı, çü- rütücü tesirlerini gösterecektir. Yeni rejime, en iyi niyetlerle ve bütün -günahlardan — temizlenilmiş olarak girilse bile, kırgınlık, küskünlük se- bebiyle radyo kadrolarının dışında almış ehil -eleman olarak koskoca Türkiyede ancak iki üç kişi bulmak mümkün olacaktır. ya! Metin Töker bile, AKİS bile... bogazlık giydirilip kuşatılıp Milletin huzuruna çıkartılıyor. şahadetnamesine hak kazanmış olanlar, tahkikatta, — belki karsılarına dıkılmış, sorgucuların önünde kaldılar. b da dmleyıcı “yatan taptaze sem- "Köylü Saati"nin o gecekı konuş— ikrofona çıkartanlar, D. nin en madalyasına layık görül- ve bu 'şahane boş- mesnetsiz. bir. korkunun verdi- sük- Millet ogrendı ogrenmış olmadı ve şaşmadı “tabi Siyasi tesirler ele, iktisadi devlet teşekkülü ola- çalışmaya başladıklarında, radyolarımızın, iktidardaki partinin propaganda aleti olmaktan kurtula- caklarım sanmak safdilliğin dik alâsı olur. Yeni rejimde, iktisadi devlet te- şekkülü — Ral gelmiş — radyoların Umum Müdürlüğüne ve idare mecli- sine, zararsızlığı sabit kişilerin hü- kümetçe tâyin edileceğinden şüphe etmek benliğimizden şuphe etmek O- lur. eselâ, yeni rejimde "vatan Cephesı yayınlarının değişmesi, an- cak "vatan cephesi" yerine degişik— lik ihtiyacının doğuracağı daha uy- gun başta bir parola sayesinde kabıl olacaktır. Tabi atiyle, siyâsi tesirlerden, ik- tidardaki partinin tesirlerinden kur- tulmadan, radyo yayıncılığı ahlâkı, "ahlâk"ın en basit prensiplerine uy- durulmadan, bir program idârecisi- nin, tam bir bağımsızlıkla, sadece meslegının icaplarına sadık kalarak iş görmesi gene imkânsız olacaktır. Yakında gerçekleşmesi beklenen yeni rejimde .;belki radyolarımızda çıkan sesin kalitesi düzelecektir, bel- ki teknik hatalar azalacaktır, her- halde radyo mensupları daha iyi pa- ra alacaklardır. Fakat, gerek siyasi, gerek kültürel -ve genel olarak rad- yo yayıncılığı ahlâkı- bakımların- an, bugünkü görünüşüne bakarak radyolarımızda bir ilerleme beklene- miyeciği söylenebilir. AKİS, 7 MART 1959 ;