Politikacılar Kurbanlı törenler (Kapaktaki — koç) etin Tokerin Fen Fakültesi kar- ısında, Ayten sokaktaki evinin 32394 numaralı telefonu ile konuşan İnönü: "Ne lüzumu var?, Diğer millet- vekili arkadaşlarla birlikte gideriz" dedi, telefonu kapadı ve koltuğuna yerleşerek gazetesini okumaya de- vam etti. Aradan onbeş dakika bile geçmeden, telefon tekrar çaldı. İnö- nü biraz evvelki gibi C. H. P. Mec- lis Grupundan aranıyordu ve gene telefonun öbür ucunda Grup Başkan vekili Nüvit Yetkin vardı. Konuşma bu defa da uzun sürmedi. Paşa ye- niden gazetelerini okumaya döndü- ğü zaman gülümsüyordu. Hâdise geçen haftanın ortasında Perşembe günü cereyan ediyordu. O akşam Adnan Menderesin Lonradan İstanbula dönmesi bekleniyor ve Cu- ma günü de Başbakanın Ankaraya geleceği tahmin ediliyordu. İki şe- hirde de karşılama törenlerinin son derece parlak olması için hazırlıklar yapılıyor, vilâyet tebliğleri ile Ye- şilköy ve Eşenboğa haya meydan- larında büyük kalabalığın — toplan- ması, kurbanlar kesilmesi teşvik e- diliyordu. Resmi çevrelerde, karşıla- ma töreni hazırlıkları işlerin en e- hemmıyethsını teşkil ediyordu. İnö- nü ile Nüvit Yetkin arasındaki te- lefon konuşmaları da bu törenlerle alâkalıydı. Meclis ıdarecılerınden Nüzhet Akın (Sakarya D. P.), Nü- vit Yetkine telefon etmiş ve İnönü- nün Başbakan Adnan — Menderesi karşılamaya gelip gelmiyeçeğini sor- duktan sonra "Eğer geleceklerse, kendilerine protokolda eski — Devlet Başkanı olarak yer verilecektir, ar- zederim" " demişti. Nüvit Yetkın keyfiyeti İnönune naklettiğinde "Ne lüzumu var? Milletvekili arkadaş- larla birlikte gideriz" cevabını al- mıştı. Tabii cevabı Nüzhet — Akına bildirdi. Nüzhet Akın ısrar ediyor, Aman efendim, ne demek? Kendile- ri bir eski — Devlet Başkanıdırlar madem resmi bir merasime İştirak ediyorlar, hususi bir yer göstermek bizim vazifemizdir. Meclis Reisi de bu meseleyle bilhassa meşgul olmak- tadır" diyordu. Nüvit Yetkin bu ye- ni durumu da İnönü'ye haber verdi ve işte o anda İsmet Paşanın yüzün- de bir tebessüm uyandı. Başbakanın — uçaktan — vazgeçip treni tercih etmesiyle Cumadan Cu- martesiye alınan karşılama törenin- de hazır bulunmak için saat 9.25 te Ankara Garına gelen eski — Devlet Başkanı İsmet İnönüye protokolda ayrılan yerin neresi olduğunu anla- mak kabil olmadı. Zira perona seri- len kırmızı halıların kenarında ba- kanlar duruyordu; — Cumhurbaşkanı Celâl Bayar gara gelmişti, fakat pe- rona çıkmamış ve Şeref salonunda kalmıştı. Meclis Reisi Koraltan, tre- ni yoldan karşılamağa gitmişti, gar- AKİS, 7 MART 1959 da yoktu. Sebati Ataman, İnönüyü "Şöyle buyrun, paşam" diye karşı- lamış ve bakanların arasına almak istemişti. Fakat İnönü, yanında Gü- lek, ve Yetkin olduğu halde kenarda durmayı tercih etmişti ve iste bu sı- rada İnönü, Berrin' Menderesi gör- dü, ona doğru birkaç adım attı. Bu sırada Berrin hanımefendi de İnö- nüyü görmüş ona doğru yürümeğe başlamıştı İnönü. Bayan Menderese "Geçmiş olsun" dedi ve pek nazik teşekkur sözleriyle mukabele — gör- dü. İşte bu sırada Başbakan Adnan Menderesı İstanbuldan getiren tren birinci perona girdi ve ortada ne intizam kaldı, ne de protokol... Pro- tokolün kalabalik arasında kaybo— lup gittiği, az sonra, Şeref salonun- da anlaşılacaktı. nkaranın taşı, gözlerimin yaşı.." Başbakanı İstanbuldan Ankaraya getiren çift lokomotifli — yataklı YURTTA OLUP BİTENLER Başbakanın gözleri yaşarmıştı. Trenin kararlaştırılan - noktadan yedi sekiz metre ötede durması, ha- zırlanan programın tatbikini — im- kansızlaştıran ikinci bir sebep oldu -birincisi kalabalıktı- Menderes An- kara garına ayak basar basmaz yer- lere yatırılan kurbanları — kesmekle vazifeli kasaplar bile ne yapacakla rını şaşırmış, bekleşiyorlardı. Duru- mu farkeden Dr. Namık Gedik "Ne duruyorsunuz? Haydi kesiniz" dedi ve bıçaklar — işleyince — fişkırmağa başlıyan kanla beraber yükselen tek- bir sesleri bütün garı kapladı. Her- kes büyük bir kazadan kurtulan Menderesi kendi — gözleriyle ve ya- kından görmek istiyordu. Bu sebep- le Başbakanın trenden inmesine ve Şeref salonuna kadar olan 15 met- relik mesafeyi katetmesine — imkân kalmıyordu. — Aralarında iki yıldızlı bir general de -Ankara Merkez Ku- mandanı- bulunan inzibat kuvvetle- İnönü ile Menderes karşı karşıya... . ve Gülek: Kambersiz düğün olmaz!... katar birinci perona ağır ağır gir- diği sırada, Ankara Garındaki sant- .35 i gösteriyordu. Trenin gö- rünmesiyle herşey altüst oldu. Baş- bakana buket takdimi —etmek için hazırlanan beyaz eşofmanlı kolejli kız, kırmızı eşofmanlı erkek arka- daşı, bakanlar, generaller, hepsi bi- birine girdi. Henüz durmayan kata- rın Üstünde bile birden yüzlerce a- dam belirdi. Trenin pencerelerinde önce Rifat Kadızade, sonra — Şefik Fenmen göründüler. Menderes daha arkadaki bir vagondaydı. — Yanında Refik Koraltan olduğu halde teza- hürata elini sallıyarak mukabele e- diyordu. Bu sırada vagonun üstün- dekilerden biri yatarak elini Men- deresin bulunduğu pencereden içeri uzattı ve Başbakanın elini, ilk sıkan Ankaralı olmak şerefini — kazandı. rinin zorlukla açtığı yoldan, 11erleyen Başbakan Şeref salonuna gi Bu arada İnönü de etrafındakılerın yar- dımıyla Şeref — salonuna — girmişti. Menderes önce Bayarla kucaklaştı. Bu sırada Koraltan Inonuyu gördü ve Menderese gösterdi Menderes derhal bakanların yanında_n ayrıla- rak, Koraltanla birlikte İnönünün yanına geldi, elini sıktı. İnönü "Geç- miş olsun, kazadan çok müteessir ol- dum. Sizi sıhhatte gördüğüme çok memnunum. Hoş geldiniz" dedı Men- deres de büyük bir nezaketle " Teşek— kür ederim, paşam. Lütfettiniz.. Bu- raya kadar zahmet edip — geldiniz" diye cevap verdi. Bu sırada — şeref salonunda resim çekmeğe muvaffak olan tek gazeteci AKİS — muhabiri Hüseyin Ezer —dıgerlerının objektif- leri soğuktan sıcağa girince buğu- 11