DÜNYADA OLUP BİTENLER A. B. D. Eisenhower masa başında Dullara mektup yazıyor Başkanın çektikleri Başkan Eisenhower'in geçen hafta uğrattığı meseleler, demokrasiler- deki devlet adamlığının -eğer ciddiye alınırsa- ne derece güç «olduğunu bir defa daha ortaya koydu. Acapulco koyundaki eğlenceli temaslardan ye- ni dönen Başkan, gazetecilerin sor- dukları bir sürü suale cevap verebil- mek için ardı ardına Uç basın toplan- tısı yapmak sorunda dı. Ondan sonra, Türk-Sovyet hududunda düşen Amerikan uçağı ile alâkalı bazı na- hoş mektupları şahsen cevaplandır- dı. altından cinsten sualler silâh- Gazetecilerin sordukları, kolayca kalkılacak i değildi. Meselâ, bir gazeteci, lı kuvvetler kumandanları ile Baş- kan arasında anlaşmazlık olup olma- dığını sordu. Bazı rivayetlere göre, muhtelif kuvvet kumandanları EBisen- hower'in memleketteki savunma du- rumunu iyice muhakeme edemediği kanaatindeydiler. Başkan, bazı kuv- vetlere lüzumundan fazla tahsisat a- yırıyor, bazılarını mali sıkıntıya so- kuyordu. Gazetecinin bu suali Bisen- hower'i hayli sinirlendirdi. İhtiyar devlet adamı, sesinin tonunu har za- mankinin bir misli daha yükselterek şöyle dedi: "Başkan sıfatıyla, bu memleketin savunma ihtiyaçlarını en iyi şekilde takdir edebilecek olan benim; böyle bir mevzuda Başkanın- kinden daha üstün bir otorite tanımı- yorum. Bırakın da, eski bir asker sı- fatıyla bu 1şlerden hiç olmazsa yeni kumandanlar kadar anlıyayım 24 Başkanı geçen hafta uğraştıran ikinci mesele nazikti ve bunun nasıl halledileceği hafta orta- sında hâlâ merak edilmekteydi. Ya- pılan bütün teşebbuslere rağmen, Ermenistan hududunda düşürülen Amerikan nakliye uçağının -ölüleri teslim edilen altısı hariç- onyedi ki- şilik mürettebatının akıbetinden hâlâ bir haber alınmamıştı. Havacıların aileleri, bu hususta "bir şeyler" ya- pılması için Eişenhower'i sayıştırı- yorlardı. Amerikanın: dört bir yanın- dan, India'nadan, Pennsylvania'dan, Louisiana'dan gelen mektuplar çok acı satırlarla doluydu. Evlât acısı aşkana mektup yazanlardan biri, pilot James E. Ferguson'un ana- sıydı. Kadıncağız, faciadan sonra, Doğu-Batı münasebetlerini dikkatle takip eder olmuş ve Krutçef'in Ei- sehhower'e yaptığı davetleri gazete- lerde okumuştu. Krutçef, Amerikan Cumhurbaşkanının Rusyada herhangi bir yere serbestçe gidebileceğini söy- lememiş miydi, o halde Eisenhower ne beklıyordu ? Ihtıyar ananın biricik oğlu, memleketi için hayatını feda etmiş, Kafkasların karlı tepelerinde can vermişti. Onun bu fedakârlığı karşısında başkanın Rusyaya kadar yapacağı rahat bır seyahatin ne e- hemmiyeti var Aynı havacının karısı da Eisenho- VWer'e mektup yollamış ve mektubu- nun kopyalarını gazetelere dâğıtmış- tı. Mrs. Ferguson, "Rusyaya karşı sert davranmaktan neden kaçınıyor- sunuz? Yoksa, bazı müttefiklerimizi ve meselâ lngıltereyı ürkütebileceği- nizden mi çekiniyorsunuz ?" diyordu. Kadıncağız, biri iki yaşında, bırı de Uç aylık iki çocukla birlikte dul kal- Bu yüzden de mektubunu şoy— le bıtırıyordu "Ne yapsanız, bu fa- ciayı Örtbas edemezsiniz ve kocamı unutturamazsınız: iki emanet her önünde",. aha Bıraktığı zaman gözlerimin Başkan Eisenhower, bu patetik mektuplardaki hakaret cümlelerinden hiç alınmadı. Demokratik bir mem- leketin demokrat devlet reisi olarak, vatandaşlarının duygularını anlamak hususunda eskiden beri çok hassas davranırdı. Bu defa da, üşenmedi, o turup kendi el yazısıyla mektupları cevaplandırdı ve elinden gelen, her şeyi yapacağını tekrar vaadetti. er Akşam — TURİSTİK GÖL GAZİNOS_UNDA ZENGİN FASIL Mensure TUNAY, Nevzat ÜMER, Hüseyin ILERI,Ta— KIP Fikret KARAHAN, Seyfettın SIĞMAZ, Bülent U- SOY, Emin SELEK ve Ab- dullah COŞKUN. Tel: 14331 İngiltere Askerliğe elveda Avam Kamarası üyeleri, Savunma Bakanı Duncan Sandys'in, geçen hafta, kendilerine izahat vermek için ortaya çıktığı zaman, neden okadar neşeli olduğunu anlamakta gecikme- diler. Başka konuşmalarında yeni si- lâhlar, için tahsisat; talebinde bulu- nan, bu yüzden de hep ezilip, büzülen Mr. Sandys bu defa hayırlı bir habe- rin müjdesini veriyordu. Hükümet iki yıl önceki — vaadini tutmakta ve mecburi askerliği — kaldırmaktaydı. 1939'un son üç ayında doğanlardan itibaren yeni nesiller askere çağrıl- mak diye bir şey bilmiyeceklerdi. İngilterenin böyle bir âdım ata- bilmesi, deniz, kara ye hava kuvvet- lerinde —Ingılızlerde silâhlı kuvvetler bu şekilde sıralanır- yaptığı esaslı reformlar sayesinde mümkün olmuş- tu. Şimdi eskisinden çok daha tesir- li bir muharebe gücünü çok daha az askerle idame ettirebilmek imkânı elde — edilmişti. Silâhlı kuvvetlerin personel ihtiyacı bundan sonra tama- men gönüllülerle karşılanacaktı. la hayatı, giyim kuşam ve iaşe bakı- mından son yıllarda yapılanlar, gö- nüllü yazılmak için müracaat eden- lerin sayısına bir hayli artırmıştı. Sonra, askerlerin maaşları epeyce yükseltılmış, devresini — bitirenlere emeklilik maaşı bağlanması gibi baş- ka memleketlerde pek rastlanmayan tedbirler bulunmuştu Soğuk harbi soğukkanlı usuller- le devam ettirmek taraftarı olan İn- giliz halkı, böylece bu tutumunun mükâfatına yavaş yavaş kavuşmak- tadır Duncan Sandys "Al kızları askere...” AKİS, 7 MART 1959