kanaatti. Onu resmen, zabıtlara ge- çirerek tescil vazifesini bir kaç cel- sedir söz alabilmek için çırpınır gö- rünen Sabri Dilek omuzladı. Tescil! Hâdise şöyle cereyan etti: Feyzi- oğlunun konuşmasından sonra D. P. milletvekilleri bir kifayet takriri verdiler. O sırada salona dahil olan "Dilek Raporu" müellifi takrir aley- hinde konuşacağım bildirerek söz al- dı. Tabii herkes Trabzonun D.P. li milletvekilinin kendi arkadaşları ta- rafından hazırlanan teklife karşı ne söyleyeceğini merakla bekledi. Di- lek şöyle dedi: Muhalefet milletve- killeri rejimle alâkalı bir çok itham- da bulundular, biz bunlara gerekti- ği gibi mukabele edemedik, söyledik- lerini karşılayamadık, ırakın da elimizden geldiği kadar — cevap D.P. Grubunun cevabı bir muh- teşem "hayır”" oldu. Kifayet kabul e- dildi. Galiba Dilekin arkadaşları el- den gelecek fazla bir şey olmadığı kanaatindeydiler. Doğrusu istenilir- se bunda haklı oldukları aynı gün akşam vakti kati surette anlaşıldı. Tatile giriş eclisin öğleden sonraki Mb aşta heyecansız cereyan etti. Bir çok kanun vardı. Onlar çıkarıl- dı. Zaten herkes, işin sonunu bekli- yordu. Zira Meclisin 1 Kasıma kadar tatile girmesi için teklif hazırlanmış- tı. O gelince uvvetleri, tak- tiklerinin 1k1ncı kısmını sahneye ko- yacaklardı. itekim hava karardık- tan sonra, tatil takriri gene D.P. li- lerin imzasıyla geldi. Baş imza, tabii Halük Şamanındı. Demokrat çevreler evvelâ tatili ikiye bölmek istemişler- i. Fakat milletvekilleri buna rıza göstermemişler, 1 Kasıma kadar ta- celsesi AKİS, 28 HAZİRAN 1958 tile gırılmesını 1stem1şlerd1 Takrir, İkinci Pirüsün ikinci zaferi — oldu. Zaten bundan başka bir netice bek- i. Zira öğleden evvel- ki celsede Halük Şaman ve k daşları memleketin politik bakımdan nazik anlar yaşadığım, onun için bir seçim heyecanı yaratmamak gerek- tiğini ara seçimlerinin yapılmaması- nın mucip sebebi olarak zikretmiş- lerdi. Öğleden sonraki celsede — gö- rüldü ki aynı Şaman, — memleketin artık nazik anlar yaşadığı kanaatin- de değildir, zira Meclisin iş başında almasına lüzum yoktur. Milletve- killeri kalb huzuruyla tatillerini ge- çirmek üzere dagılabılırler Pek çok kimse "Bu ne pehriz, bu ne lahana diye duşunmekten kendisi- ni alamadı. Öyle ya, memleket bir ara seçiminin mübalâğası caiz olma- yacak heyecanına tahammül edeme- yecek kadar nazik politik şartlar i- C.H.P. Meclis Grubu Ah, haklı dâvaları müdafaa ne kolaydır! çindeyse, Büyük Meclisin toplu hal- de bulunması şart değil midir? An- laşılan, ara seçimlerinin yapılmama- sına bir defa karar verilince nazik politik şartlar nezaketlerini kaybet- mişlerdi. Teklifin aleyhınde C.H.P. Grubu adına yeniden Barutçu söz alarak sabahkine eş bır başarı daha kazan- dı. Bee, haklı dâvaları savunmak el- bette ki kolay oluyordu 1950'den evvel de hep Demokratlar Ali Rıza Esenleri, Baha Parsları, Rasih Kap- Ekrem Oranları altetmiyor- lar mıydı? Nitekim CHP. Grubu- nun Başkan vekili de Meclısın nıçın böyle uzun bir tatile girmemesi lü- zumunu etraflı şekilde, o hoş Trab- zon şivesiyle anlattı. Bu kadar me- sele vardı. Barutçu "nereye gidiyor- sunuz?" diye sordu. Kendisine Trab- zonun Barutçuya tercih ederek seç- YURTTA OLUP BİTENLER tiği Demokrat milletvekili Sabri Di- lek cevap verdi. "Dilek Raporu" mü- ellifi kürsüye nihayet çıkmış olmak- tan dolayı memnundu. Ama bizzat kendi arkadaşları ondan pek mem- nun kalmadılar.; Bilhassa ağzından kaçtığı ileri sürfilen "bir avuç mu- halefet" lafı şiddetli reaksiyona yol açtı. Tabii onun arkasından Halkçı- lar çıktılar ve seçim neticelerini dile getirerek o " bir avuç muhalefet" in aslında reylerin ekseriyetine — sahip olduğunu gözlerin önlüne serdiler. Böylece Meclis, yarıda kesilmesi çok muhtemel tatılıne gürültü 1ç1n— de başladı. Muhalefetin gensoru Ö- nergeleri zaten bir celse evvel red- dedilmişti. D.P. rubunun gensoru- lar aleyhinde el kaldırması Halkçı- ların hiç beklenilmedik bir gösteri- siyle karşılandı: Şiddetli alkış ses- leri! Bu suretle D.P. o celsede de, bir başka oyuna geldi. Zira alkış ses- leri meselâ Hamdi Sancarın hem a- sâbini bozdu, hem kendisini şaşırt- tı. Nitekim ikinci önergenin reddin- de "mukabele-i bilmisil"” olarak o da el çırptı. u haftanın ortasında, Meclis ka- pandıktan sonra Ankarada pek çok kimse tatil aylarının nasıl geçece- ğini ve bilhas C.H.P. nin Meclisi toplayıp toplamayacagım merak e- diyordu. Hakikaten C.H.P. tatil ay- ları için kendisine bir program çiz- mişti. C. H. P. alışan kazanır u haftanın başında — pazartesi B kaktâılâ arl?% aradâur %UZ ârlı So_ gürültülü bir gün geçirdi. Gurultü- 1