Okuyucu mektupları Pahalılık hakkında Bırr hıkaye vardır. Bilmem bilir misiniz? Hocaya bir köylü gel- mış, aman demiş beş çocuk, karı, kayınvalide, kayınpeder bir de ben bir odaya sığamıyoruz, derdimize a boynunu büküp gitmiş. Ertesi gün gelmiş bu sefer halinden daha flok şikâyet ediyor. Hoca, "bu aksam içeri kefilleri de al" demiş. Adam gene gitmiş. Daha ertesi gün şi- kâyeti göklere çıkıyor. Hoca tek- rar "bu akşam koyunları da al" demiş. Aradan beş on gün geçti- ğinde köylünün ahı vahı yeri gö- ğü tutuyor. Hocanın eline ayağı- a "bu aksam merkebi çıkar" de- niş. Köylü ertesi gün geldiğinde de "nasıl" demiş, "bu aksam bi- raz rahat mıydınız?" Köylü, "şü- kür Allaha biraz rahatladık" ceva- bını vermiş. Ertesi gün Hoca "ke çileri de çıkar" demiş. Köylü mem- nun, Daha ertesi günü Hoca ko- yunları da çıkarttırmış. Bu gün- lerce böyle devam etmiş — gitmiş. Nihayet ilk hale gelinmiş. Hoca sormuş. "Nasıl rahat mısınız?" Köylü "aman Hocam dün akşam- ki kadar rahat yattığımızı hatırla- mıyorum" demiş. Şimdi bizim İs- tanbulda Denızyollarına yapılan zamlar da bu hesap, önce göklere çıkardılar, şimdi de az az yontu- yorlar. Millet de memnun! Ali Güzelhisar — İstanbul şirkette çalışıyorum ve 250 ira' ücret alıyorum. Bir karım bir çocuğum, hepimiz üç kişiyiz. Doksan lira kira veriyorum. Aylık yavan -ekmek paramız 13,5 lira. Günde bir paket yenice — içerdim. 'Ayda 24 lira tutuyor diye birinci- ye indirdim. 20 lira elektrik su pa- rası veriyoruz. Evim işime uzak. Otobüsle gidip geliyorum. Yeni zamlardan sonra bu da ayda 30 liralık bir masraf kapısı açtı. Böy- lece 168.50 liralık bir masraf her çıkıyor. Otobüse zam yapıldı diye sigaranın birincisini de içmekten vaz geçtim. Ama gene de elimde, yüz lira kalıyor. Nasıl geçineyim? Murat Şahin — Ankara Ona zam buna zam. Suya zam, otobüse zam, elektriğe zam, ku maşa zam, vapura zam, trene zam, tayyareye zam, demire zam, kö- müre zam, zam zam zam... Acaba bu adamlar bu zamların altından bu milletin nasıl kalkacağını, kal- karsa da. kalktığı anda kendilerini düşüreceğini — düşünmüyorlar — mı? Yakup Türk — İzmir komisyon toplantısına gelmeme sidir! kimsenin gözünden kaçmamıştır. görüşü bütün kuvvetleriyle AKİS, bundan bir ay kadar önce, D. lehinde bir cereyanın uyandığını be- em & cereyanın şimdilik muzaf- fer oldugunu göstermektedir d beklemeye alışık memurlara, u pazar günü İstanbulun Demok- bir kahkahadan sonra şun- lı âza bu sözleri Şehir Hat- p lar serisinden bir tanesinin nispeten İstanbul Şehir Hattı vapurlarından biri yapıldı! son günü verildi. Ulaştırma Bakan- lığının bu yoldaki emri Denizcilik Bankasına süratle tebliğ edildi. Şehir hatlarına bundan bir sene evvel de bir zam yapma teşebbüsün- de bulunulmuştu. Fakat bizzat Baş- bakan bu işle ilgilenerek zammı kaldırtmıştı. O zaman, zamdan son- ra gelen bu tornistan, her isi halle 'muktedir Başbakana, Yeni Sabah vasıtasıyla İstanbul halkının bol bol dua etmesine sebep olmuştu! Cena- bı Hakkın fakirlerin yüzünü güldür- mek için icat — ettiği bu masrafsız ihsan şekli, dar gelirlileri sevindir- mişti. Fakat bu sefer, zammın geri a- lınması, Başbakanın lütfüyla ilgili değildir. Zamlar, bu yakınlarda “çatlak sesler"in çoğaldığı İstanbul Belediyesi Meclisinde yükselen fer- yatlar yüzünden kaldırılmıştır. Fil- hakika Ulaştırma Bakanlığı, Deniz- cilik Bankasına tarifelerde indir- meler yapılmasını emretmeden bir gün evvel Belediye Meclisi fır- tınalı bir toplantı yaptı. Bu toplantı- da Denizcilik Bankası zamlarına dair avukat Muzaffer Ererin öner- gesi müstaceliyetle görüşüldü. D. P. etiketini taşıyan bir zamanların ses- siz Meclis üyeleri büyük bir öfke asabiyet içindeydiler. Tıpkı Muha- lifler gibi, "Bir göz ve bir kulak her şeyi duyamaz. Hepimizin vazi- fesi vatandaşın astırabım duymak- tır. Vatandaş ıstırap içindedir. Va- tandaş bu zamlara tahammül ede- mez” demekteydiler. Hele partıcılık hissini kaybetmeyen bir Üüye "hiç- bir Muhalefet liderinin, zamları ya- pan Denizcilik Bankası idarecileri kadar Muhalefete hizmet edemiye- ceğini" iddia etti. İşte bu fırtınadan sonra. Ulaş- tırma Bakanlığı, "Muhalefete çalı- şan" Denizcilik Bankasının yıllar- dır. istediği ve nihayet kabul edi- len ayarlama talebini ayarlama ka- rarma vardı! AKİS, 28 HAZİRAN — 1958