28 Haziran 1958 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 17

28 Haziran 1958 tarihli Akis Dergisi Sayfa 17
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

neş, Aydın Yalçın , A bar, Fethi Çelikbaş, Hasan Kangal, Cihat — Baban, İrfan Aksu, Y. Azizoğlu, Ekrem A- lican, Emin Paksüt olarak gös- terildikten sonra bir kaç mad- delik mukarerat yazılmış, on dan sonra sadece 6/6/958 dıye yeni bir tarih konarak gene mu karerat maddeleri sıra numa- rası takiben yazılmış ve bu so- heyetının, takdirlerini kullana- rak en iyi şekilde muakkat (burada bir kelime silinip üze- rine çıkıntı olarak muakkat kelimesi yazılm ştır) — olarak kurulması ıçın İbrahim Ökte- me ve i Ergeneye selâhi- yet verildi" — şeklinde kaleme alınmış olduğ görülmüştür, değildir. Sonuna imza için F. L. Karaosmanoğlu, İ. Öktem, T. Güneş, 4. Yalçın, R. Ay- bar, F. Çelikbaş, H. Kangal, C. Baban, İ. Aksu, Y. Azizoğ- u, E. Alican, E. Paksüt isim- leri yazılmış ve imza yerleri bırakılmış olduğu halde hiç bir ismin altı imza edilmemiş- ir. Keyfiyeti saygı ile arz ede- m. "Tüzük rafta" — mucip sebebiyle D. P. den istifa edenlerin kurduk- ları parti, aydın liderlerin etine geç- ğinden ben kararlar böyle alını- yordu! Hâdisenin esası Heyetı Hâkime Menekşe sokakta- ki Genel Merkeze bizzat bir Hür. P. linin şikâyeti üzerine baskın ver- mişti. Şikâyetçi, partinin Ankara İ başkanı avukat Ferruh Ağandı. Fer- h Ağan, vekili avukat Nuri kışla- lı vasıtasıyla Ankar ö H kuk Hakımlıgıne mürac miş ve başına gelenler anlattıktan sonra "Delıllerın tesbıtı ile ka- rar defteri muhtevasının tesbit ve me: tâyinine karar erilmesi"ni — talep etmişti. Ferruh Ağanın başına ge- len şuydu ür. P. Genel Merkezi Ankarada yeni bir il idare kurulu kurarak mesaiye başlatmıştı. Halbu- ki il başkanına hiç bir tebligat ya- pılmamıştı. Tüzüğün 12. —maddesi gereğince böyle bir heyet ancak Ge- nel Merkez kararıyla kurulabilirdi. Böyle bir karar var ma; rruh Ağan dılekçesınde dıyo rdu ki: "Ati- yen, vazıy mak — arzusuyla böyle bir karar da verilebilir. Bina- naleyh ışın ihmali — delillerin ziya- --a sebebiyet verebilir. Bu zaruretle Hür. P. Genel Merkezinde mevc arar defterinin bılırkışı marıfetıy— le tetkikiyle bu yolda bir karar ve- rilmiş olup olmadığının tesbitini di- lemek mecburiyeti hasıl olmuştur". Anlaşılan Hür. P. nin eski Anka- ra il başkanı aydın liderleri iyi ta- nıyordu. Zira karar defteri tetkik e- AKİS, 28 HAZİRAN 1958 dildiğinde, zasız olduğu ortaya çıktı. Bu, ina- nılmaz bir fiyaskoydu. Ama maale- sef doğruydu. Meşhur "Doktrin Par- tisi"nin doktrini demek bundan iba- retti! D. P. kandırdı, bunu C. İşte Hakikat! u D.P. Grubunun garip bir tecellisi var. Grubun bazı belirli men- s supları, Grubun diğer mensuplarını galiba biraz safça buluyor- ldr. Yalnız safça değil, aynı zamanda dunyadan da habersız— Zira mil- letvekili arkadaşlarının, karşısına çıkıyorlar ve bir. takarın gayrıcıddı lâfları ciddi ciddi, bir takım hilâfi hakikat lâfları hakikatmiş gibi söylemekten çekinmiyorlar. İşin tuhafı, ötekilerden kimse — "Yahu, bun- ların sözlerinin aslı faslı yok, mesele öyle değil, böyle” demıyor Hayret/ "kandırma mevzuları ndan biri Bu kanun son derece demokratikmiş, Amerikada da aynı prensipler varmış, dünya bizim Basın Kanununa hayran kalmış, herkes bizi ta dir ediyormuş! Şimdi, lütfen şu satırları okuyunuz: Bu konuda Birleşik Amerika Hükümetinin harekele geçmesini talep edecek değiliz. Zira Türkiyedeki dip- lomatlarımızın konuyu Ankara Hükümeti i - melerinin faydadan çok zarar sağlaması ihtimalinden kork- maktayız. Buna karşılık Amerikan umumi efkarının, has- seten Amerikan basınının durumu şiddetle protesto etmesi gerektıgıne ınanıyor ürk basınına karşı acayip tutumu- nun Türkiyenin Bir! leşık Aınerık daki İi hayli buyuk ve uzun süreli zarar ika edeceği hususunda Menderes Hükümetinin en ufak bir şüphesi dahi kalmama- hdır. Bu durum müstakbel Türk - Amerikan münasebetle- rini ciddi şekilde bozabilir. Bugün basın hürriyeti uğrunda büyük bir cesaret, azim, sebatkârlık ve meharetle mücade- le etmekte olan Türk gazetecilerine muhabbet, minnet ve takdirlerimizi ulaştıralım. Onlara anlatalım ki, onların sa- vaşını kendi savaşımız biliyoruz. Çünkü onların dâvası, ba- sın hürriyeti dâvası, bizim de davamızdır". Bu satırlar daha bundan bir ay evvel Amerikanın Indianapolis Star gazetesinde çıkmı, —Sayın Murad Âli Ülgenin bilgi edinmesi için not: İIndianapolis Star gazetesi komünist değildir—. — Yazı, bizim Basın Kanununun en acı tenkididir. Gazete şöyle demektedir: Bu çeşit kanunlar Birleşik Amerikada — mevcut olsaydı, tek bir Amerikalı Neşriyat Müdürü veya gazeteci bir- kaç saatten fazla hapıshane dışında (kalm k imkânım bu- lamazdı Zira, Türk Basın Kanunu Ne şrıy at Müdürlerine de, muharrirlere, kari katurculer de hükümet mensupları veya resmi şahıslar lobi hakaretamiz gorulebılecek herha gi bir makale, havadis yazısı veya karikatür yüz unden agır ha- pis ve para cezaları verilmesini gerektirmektedir”" Hani Amerikada daha ağır cezalar vardı, hani Amerikada kanun daha serttı de bizim Basın Kanununun "terbiyetkâr fazıletı iddiası mevcuttur Turk basını bu fazilet sayesinde terbiyeli hale gelmiştir! u, bir Türk mıllervekılmm kanaati. Şimdi bir de Amerıkan basını- nın kanaatini dinleyiniz. Fazla olarak, Türk gazetecisinin daima yüksek bir va- tanseverlik, sorumluluk duygusuna malik olmak ve, hür- riyet ve demokrasi prensiplerine sadık kalâde bir şöhrete sahip bulunduğunu da hatırdan çıkar- mamak 1lâzımdır. Onların bir havadısın nasıl yayınlanıp, nasıl yayınlanmayacagını bir makale ıl yazılıp yazılmayacagını öğretecek Basın Mahkemelerine ih- tiyaçları yoktur" İnsanın, merak ettiği, hakıkat bu iken nasıl, oluyor da bazı kim- seler çıkıp, açıktan, hiç fütu Grubunun azalarına masal oku mak, cesaretini buluyorlar ve daha garıbı Gruptan da ağızlarının pa- yını almıyorlar9 Hayret! Hakikaten — hayret!.. Hadisenin duyulması, orada, bu- rada yeni istifalara yol açtı. Aydın liderler böyle — hadiselerden dolayı soğuyup çekilenlerin arkasından hâ- lâ ithamlar yagdırıyorlardı Şunu H kararın hakikaten im- 17

Bu sayıdan diğer sayfalar: