YURTTA OLUP BİTENLER masında tezimiz olan Taksimi bul etmiştir" diyordu. — Birka ay sonra İngilterenin - Taksimi etmeyen bir plân hasırladığı gün gibi ortaya çıkınca Zorlu henk taşı" siyasetini tezgâha du. Bu siyaset, NATO ve Bağdat Paktı dostumuz İngiltere ile merha- bayı kesmek veya kesmekle tehdit etmek mânasına geliyordu. ki Ingıhzler bu, "Taksimi san senin için fena olur ha!” siyase- tine aldırmadılar ve Amerikanın da desteğiyle yeni plânlarını açıkladı- lar. Zorlu, dönüş yolu bırakmamak için gemilerını yakan bir kumanda- na benziyordu. Çıkar bir yol bulmak için, İnönünün müdahelesi gerekti. İngilterenin durumu nümüzdeki günlerde, "gözlerin üzerine çevrik bulunduğu adam" ınziyadesiyle ıncelık ve maharet göstermesini gerektire husus ta, Kıbrıs planının deki karşılanış tarzıdır. ( İngilterenin dışında ne İsayı mem- nun etmiştir ne Musayı ama, bunun "tek hal çaresi" ni teşkil ettiği naati İngilterenin içinde gittikçe ya- yılmaktadır. İnatçı İngiliz hüküme- ti bu haftanın ortasında, AKİS bas- kıya verilirken, goruşlerını Majeste- lerinin Muhalefetine begendırmege hazırlanıyordu. Perşembe günü öÖğ- eden sonra Muhalefet, plân hakkın- daki fikirlerini çıklayacaktır İşçi Partisinin esas itibariyle plânı des- Zira Mac- teklıyecegı sanılmaktadır M ll meti, daha plân tezgâh- tayken Vlı Foot'un arabuluculugu sayesınde Muhalefete yenı görüşü nü parafe ettirmeği — unutmamıştır. Tenkitlerin daha ziyade müfrit Mu hafazakârlar cenahından beklenmektedir. Hakikaten, | gerek siyasi partiler, gerek İngiliz halk — efkârı Zafer başyazarının "keten tohumu 1lapası" adını taktı- ği planın şimdilik mümkün 'fek hal çaresi" olduğuna inanmaktadır. Bu sebeple halk efkârı ve basın, İngiliz hükümetinin sağdan soldan gelen seslere aldırmaksızın NATO'nun da yardımıyla plânı sahneye — koymaya teşvik etmektedir. (Muhalefetle istişare suretiyle ha- zırlanan plân İşçilerin resini vafti- zinden geçtikten sonra, — Majestenin hükümeti bunu yürütmeye çalışacak- tır. Adadaki durumu akat bu haftanın ortasında, vam Kamarasında vaftiz Â- için Ingıltereyle teşriki etmeleri şart üç unsurun üçü de mu- Vafakatım bildirmiş e Yunanistan, ne Türkiye ve ne de Adalılar bu teşriki hazırdırlar. Halbuki plân, kadar olup bıtenlerın unutularak ta- rafların elele vermesini gerektirmek- tedir. Fakat İngiltere, bu durumu bilmekle beraber, hiç bir taviz ver- 14 Kamerde Sir Hugh Foot bir. adam meden yeni plânda ısrar ederse ha- vanın yumuşayacağını ve işbirliğinin istikbalde ğim sanmaktadır İngiltere, ni' plânı kabul ederek ilk adımı Makarios Canilikten kahramanlıya yakın bir. gerçekleşece- bılhassa Kıbrıslılar ye- â- tarlarsa Yunanistan ve Türkiyenin de çok geçmeden ayni şekilde dav- ranacaklarını düşünmektedir. Bu ba- kımdan gerek 400 bin Adalı Ruma, gerek Atina hükümetine söz geçi- recek kudretteki tek adam Makari- osun plâna evet demesine İngilizler son derece ehemmiyet vermektedir- ler. Nitekim plân açıklandıktan son- T a televizyonda ko n u şan Dışişleri Bakanı Selwyn Lloyd "Makariosun Kıbrıs Rumlarının temsilcisi olduğu" nu söylemeğe bilhassa dikkat etmiş- tır Keza Vali Foot, aıy Mirror'a erdiği birbeyanatt a "Makariosa ilk fırsatta Adaya dönme müsaadesi verileceği ve kendisinden EOKA'nın tethiş hareketlerinin takbih etmesi- nin —istenmiyeceği" ni — söylemiştir. Dünkü katil ve tethişçi Makariosa gösterilen bu itibar boşuna değildir. Gelgelelim — Makarios Self - De- termınatıon kapısını kapadığını ve Türklere "aşırı haklar" tanıdığını i- leri sürerek plânı red etmiştir. Buna rağmen Vali Foot Yunanlıların "e- vet demek istedikleri zaman hayır dediklerine" inandığı için — iyimser- dir! Yalnız Vali Foot ve İngiliz hü- kümetinin görmek — İstemediği bir nokta vardır: Plân tarafların işbir- liğine dayanmaktadır. Bu sebeple, halen plânı — beğenmeyen Turk ve Rumların plânı yok etmek için, bu işbirliğinin mümkün olmadığım ve olamayacağını göstermeleri muhtemeldir. O halde plan havayı yatıştıracağı yerde bilâkis iki cema- ati yeni yeni hâdiseler çıkartmağa sevk edebilir. Bu takdirde İngiltere yangına körükle gitmiş olacaktır. Gerçi şimdilik Kıbrıs sakindir. Yeşil Adada bir ölüm sessizliği hüküm sürmektedir. İki cemaat arasındaki çarpışmalar hemen hemen durmuş- tur. Zira halen işgal altındaki bir memlekete benzeyen ıbrısda tam 37 bin İngiliz askeri asayişi — koru- makla vazifelendirilmiştir Lefkoşe ve diğer şehirlerin — sokakları — par- makları tetikte dolaşan tepeden tır- nağa silâhlı askerlerle doludur. So- kak harpleri için hususi surette ye- tıştırılmış bu adamlara en ufak bir ümayiş teşehbüsü karşısında ateş etmek emri verilmiştir. İşbirliği yapmaya davet edilen i- ki Cemaat .İngilizlerin — tâbiri Us Kıbrıs halkı- ancak bu şekilde "sü- künet içinde" tutulabilmektedir. Bas- kı biraz hafifler hafiflemez, Foot plânını kâğıt sepetine yollamak için eskisinden şiddetli bir şekilde hare- kete geçilmesi kuvvetle — muhtemel- dir. İngiltere, Majestelerinin — temsil- cileri vasıtasıyla Ankarada ve Ati- nada giriştiği temaslarda Türkiye ve Yunanistan hükümetlerine o tak- yapacağım açıklamıştır: Filistin işinde olduğu gi- meseleyi Birleşmiş Milletlerin e- line terkedip "hayrını görün" diye- cektir. Majestenin temsilcileri hem Ankarada, hem Atinada o hal sure- AKİS, 28 HAZİRAN 1958