YURTTA OLUP BİTENLER Millet Araba sevdası E eğer Ankaradaki bir kaç "gay- retkeş", "ukalâ", "muhalif ruh- lu" memurun sabota]ı bertaraf edi- pek yakında İstan bullular —ve bilhassa Babıali — sakinler Görülmemiş İmarla — güzelle şen so- kaklarında dunyanın en lüks otomo- billerinden birini görerek mılletçe nasıl refah ıçınde oldugum zu anla- yacaklardır Oto obili markas, Lıncoln'dur ve o meşkur dillac' lar bu Lincoln'un yanında külüstür Ford gibi katmaktadır. Döviz du- rumumuz her halde müsait — bulun- duğundan Döviz Komitesi bu şerefli nakil vasıtasının mütevazi bedeli o- lan altı bin doları —dolar 280 ku- ruş hesabıyla— transfer etme kara- rı vermiş, para gitmiş, — otomobil gümrüklerimize — gelmiştir. — Fakat şimdi, kalkınmamızın gözle (görülen delilini teşkıl edecek bu “kara se- inesi" nin gümrükten çekilip sahi- binin istifadesine arzına — "muhalif emurlar" karşı — koymakta, güç uk çıkarmakta, usulsüzlük id- dia etmekte, hatt iyüklerinin e- İ bıle dınlememeye ka kış— sabotör" ler kn bir da yo l geti- rıleceklerı umıdı kaybolmuş değil- dir. Muhteşem Lincoln'a binecek bah- tiyarın bir Babıâğli mensubu bulun- mMası, ay basınımız için de har vesılesı olacak ve devrımızde yapılan hizmetlerin daima takdir e- dıldıgının yenı bir tezahürünü teş- kil edecekti Kuyruklar Refah dediğin... âdise bu haftanın başında, An- karada cereyan etti. Yenışehırın Sılıhıye duragındakı büyük benzinci- ünde, so lerd âdet oldu- ğu eçhıle ınamlmaz uzunlukta bir otomobil kuyruğu vardı. K bilhassa taksiler teşkil Başkentte benzin sıkıntısı patlamış, iki gün istasyonlarda hiç benzin bu- lunmamış, sonra, her arabaya 10 li- bekle- dan fedakârlık yaparak sıraya gir- mekten başka çareleri yoktu. Kuy- ruğun büyük kısmım taksilerin dol- durmasındaki sebep buydu. 10 lira- nzin kuyru- ğuna sıkışıyorla rdı. K k sakinleri üzerinde bir he- uyru yecan dalgasının geçmesine — sebep 4 olan zat böyle bir sırada göründü. Bir kaç şoför kendisini tanıdılar ve: "— İşte, Server Somuncuoğlu" dediler. Başka şoforler Sınobun eski C.H. i milletvekilinin ismını duymuşlardı ama, kuyrukta niçin böylesine alâka topladığım an- lamadılar. Zaten bu sırada genç po- litikacıyı taşıyan araba uzaklaşmıştı da.. Bir tanesi yüksek sesle sordu: “—- Kim bu Server Somuncuoğ- lu?" Politikayla bagı fazla olduğu an- laşılan öteki gü " H Mecliste bir milletve- kili kuyrukların mesut bir hâdise ol- duğunu söylemişti ya, işte o.. De- mokrat' Yakında Bakan yapacaklar- mış.. Gülümsemeler arttı. Biri: him bedeller vardı! Ama şimdi, gi- neşe kar dayanmadığı için, stoklar erimiş ve korkulan sıkıntı başlamış- tı. Gerçi transfer, geç de kalınacak olsa yapılmıştı. Benzin bir kaç gü- ne kadar -kaç gün?- cak geçirilen sıkıntı yeni benzine hücumu arttıracak, (bir köşede "ihtiyat benzini" ya kalkışacaktı. Böylece bir fasit da- ire kendi kendisine teşekkül edecek- ti. bir şey, iktisadımızda bir sta- bilizasyon gayretine giriştiğimiz şu günlerde (Bk: İKTİSADİ VE MALİ SAHADA) dertlerimizin başının sis- temsizlik, keyfilik ve bunların neti- cesi vatandaşa yarın da aradığı ma- lı ihtiyacı nisbetinde bulabileceği ka- naatini verememek olduğunu benzin istasyonları Önünde beliren kuyruk- lardan daha iyi anlatamazdı. Tabii, anlayanlara! D. P. Meclis Grubu Pirüs II zaferi Desemze, dedi, daha da me- sut olacagız Sonra herkes, sıranın kendisine kaç saat sonra geleceğini zihninde hesaplayarak, bir araba boyu ilerle- mek için vitesi birinciye geçirdi. Sirayet hastalığı B enzin sıkıntısı Ankaradan — sü- ratle başka beldelere atladı. Dö- viz darlığı yüzünden petrol şırketle- rine borçlanmıştık. Benzini, eta damlayla yerıyorlardı. Stoklarımız azdı. Bundan bir ay evvel karadaki bayiler s okla ı kul lanmaya başlayacak hale geldıklerı- ni bildirmişler ve acil bir transfere lüz bulundu gunu hatırlatmışlardı Fakat kendilerine, yeni benzin ge- linceye kadar stoklara müracaat et- meleri cevabı verilmişti. — Anlaşılan elde, transferi yapılacak daha mü- Demokrasi M.S.P. u haftanın ortasında çarşamba günüydü. Öğle vakti, — saat bir buçuğu geçmişti. Ankara Büyük Meclisin bahçe kapısından altı ma- vi, üstü bej bir Chevrolet otomobil lüklü, lâcivert elbise giymiş, toplu- ca bir adam kullanıyordu. —Halinde hiç de sevınçlı, mesut hava yoktu. Halbuki o gün, iki arkadaşı — -yar- dımcısı- ile birlikte verdıgı bir tak- tir kendisinin kürsüye — çıkmasına dahi lüzum kalm ksızın abul il- miş ve arzusu rine — getirilmişti. . Grubu ba şkanı Halük Şaman ıhtımal arabasını sürerken, bundan uzun asırlar evvel -Milâttan — evvel AKİS, 28 HAZİRAN 1958