YURTTA OLUP BİTENLER elik, ara seçimlerinin geri bı- rakılması gonullerde yatan bir çok aslanın ölümüne sebep du. DP. Teşkilâtının basına geçen pek çok imse, Mecl azalıgını hayal ediyor ve teşki bir ara seçiminde ken- disini mılletv kili seçecek ekilde kalkındırmaya bakıyo rdu. Simdi ise, yük eclis ara seçimini — uygun bulmamıştı Karardan sonra teşkilâ- tın da derin uykuya dalmak hiç bir Demokratı şaşırtmamalıdır. Kıbrıs Dar kapıdan geçinizi (Kapaktaki U haftanın başında pazartesi sa- bahı Yeşilköy hava meydanında bir canlılık bır hazırlık göze çarpıyor du. Geri zamanlarda alı- şıldığı gibı bına bayraklarla dona tılmamaştı; selâm resmi ifa edecek askeri kıta da yoktu. Ama bir kö- şeye çekilmiş büyük, sıyah otomobil ve üzerindeki, artık İstanbulluların politikacı) resîn orada bulunduğunu gosterıyor— du. Başbakan, zaman saman gülüm- semekle berabe er, zihnen pek meşgul ve oldukça asabı görünüyordu. şilköy meydanında -— vefakârı Nuri Said Paşayla randevusu vardı. Randevu hayli evvel tertıplenmıştı ğunda Dışişleri Bakanlığının bir kü- nyesini hamal olarak Bağdada müte- veccihen hareket — etmişti. Menderesten bir mesaj goturuyordu İşte, let adamı, mesajın gitmesinden tam altı gün sonra, Yeşilköyde buluşmak üzere meydana geliyorlardı. Ingılterenın Orta Doğudaki "e- adamı" nı taşıyan ve Bağdattan kalkan uçak saat tam dokuz buçuk- ta meydana indi Paşayı Menderes samimi tarzda karşıladı. Sonra, iki Başbakan meydanın şeref salonuna dogı'u kolkola yürüdüler. Menderes ağır 1şıten Nuri Saide sesini duyur- mak için, türkçe yüksek sesle ko- nuşuyordu. Fakat soyledıklen bır karşılayıcının misafiri n samimi bir tavırla dışa çıktılar Nuri Said heyecanlı bir a sah- nesini takiben, Londraya — mütevec- ihen yoluna devam etmek üzere u- çağa bindi. Başka bir uçak, — saat birde, Menderesi Ankaraya uçurdu. Bağdat Paktına dahil iki memleket 10 Nuri Salt Paşa Kapalı kapılar ardında Başbakanlarının Kıbrıs — meselesiyle alâkalı bir görüşme yapmış olduk- ları hususunda kimse tereddüt dahi etmedi. Nuri Said Paşa — Londrada İngiliz devlet adamlarına Menderes- le yaptığı bu mülakatın intibalarıni anlatacak, böylece Ankarayla Lon— oynayacaktı. v Bağdat Paktı mevzuunda İngiltere üzerine bir tazyikin yapılacağı riva- yetleri de piyasaya süratle çıkarıl- ama, Sir Nurinin temayüllerini bilenler Irak Başbakanının İngiltere başkentinde, kapalı kapılar arka- sında İngiliz devlet adamlarına kar- şı nasıl bir dil kullanacağı hakkın- da en ufak hayale kapılmadılar. Pa- şanın vazifesi daha ziyade katalizör- lük olacağa benziyordu. Yanan ışıklar l stanbulda bu hâdisenin cereyan et- tiği günlerde, yani haftanın başla- rında Ankarada, — Bakanlıkların en şık binası da kesif bir faaliyete sah- ne oldu. Dışişleri Bakanlığının ışık- ları -Başbakanlık da aynı binada- dır- geceleri pek geç vakitlere ka- dar yandı. Bakanlık memurları alı- şılmamış bir sürat içinde — Kıbrıs hakkındaki Türk plânını hazırlıyor ve şimdiye kadar sadece 1lâfı edilen Taksim tezini elle tutulur, gözle gö- rülür bir hale getirmeye çalışıyor- lardı. İngilterenin — teklif ve bizim kabul — ettiğimiz üçlü — müzakereler gerçekleşirse konferansa, son — Lon- konferansının aksine, masay yumruk vurmak suretiyle değil, eli— mizde bir plân tutarak katılacak- tık. Bakanlıktaki hava, geçen hafta- ya nazaran daha sakin görünüyor- Yeni İngiliz plânının uyandırdığı sınırhlık telâş ve şaşkınlık — azçok yatışmıştı. NATO memleketleri elçi- lerinin, İngiliz plânına (hukumetle- rinin taraftar olduğunu söylemek i- çin birer birer bakanlığın merdiven- lerini tırmanmaları bu havayı boz- madı Işlerın hiç de parlak gitmemesi- ne rağmen bu sükünet, bir ara alt- larındaki toprak kaymış gibi paniğe uğrayanların, halen ne yapacakları- m bilmemelerinden ileri — geliyordu. Zira geçen haftanın başında, diplo- masi devrinin sona erdiğini sanan- lar, Büyük Meclisin gizli toplantı- sından Sonra dünyada — diplomasiye hâlâ yer olduğunu öğrenmişlerdi. Nitekim haftanın nihayetinde, İn- giliz. plânı Tesmen açıklandıktan sonra Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlunun verdiği beyanatı — okuyan- lar bir "hava değişikliği" ni müşa- hededen geri kalmadılar. "Ya der- hal Taksim, ya ölüm" sloganının ye- rini "Taksim ve teşriki mesai pren- şıplerı bagdaştırılabılır tezi almış- İn Zorlunun bu beyana- tından önce AKİS'te çıkan mülâka- tındaki fikirleri, hatırlayanlar Cum- huriyet Hükümetinin yeni tutumunu yadırgamadılar ve bu tutumda han- gi müsbet tesirlerin, irşadın rol oy- nadığını derhal keşfettiler. Bu haf- tanın ortalarında başkentte katiyet- le bilinen şuydu: İngilterenin ileri sürdüğü ve Türkiyenin de prensip i- tibariyle kabul ettiği en yüksek kâ- emedeki üçlü konferans veya diğer temaslar sırasında Cumhuriyet Hü- kümeti Londraya, Adanın taksimi- ni "nihai hal çaresi" olarak kabul ettirmeye çalışacaktı. Herşeyin kay- bedildiğine — kanaat — getirildiği bir ânda İnönü, İngiliz plânının bizim lehimizde sayılacak taraflarını ve böylece kaydedilen terakkiyi gözler önüne sermek suretiyle Türk diplo- masisine yeni. bir yol çizmiş ve Di- şişleri Bakanlığına rahat nefes al- mak imkânını vermişti. — İnönünün müdahalesi yalnız bizim siyasi çev- AKİS, 28 HAZİRAN 1958