Herkes gibi Ulusçular da bu ha- bere inanmamışlardı. Bugünkü Al- bizimkine benzer bir basın a imkân olmadı- gını yedikleri ekmek gibi bılıyorlardı yakınlarda ad g rül- tulu üslubuyla, mehaz sorma â det edinen Zafere unutamıyacagı bır ders vermek istemişlerdi. İşte bu beple, Batı Almanya Adliye Nasırı- mektup yazmışlar, muhteva- sını evvelden bildikleri bir cevap al- mışl d Hakikaten Schaffer, Alman unun tâdilinin düşünül- medıgını bıldırıyordu Ulusçular bun- dan başka, malümu ilâm kabılınden şu meşhur ispat hakkının Almanya- da mevcut olup olmadığını sormuş- lardı. Gelen cevapta "mer'i hukuka göre basın ispat hakkına müiâliktir. Hatta hususi hayata ait haberler ba- l l da dab Yan Almanyada yazdığım ıspat edebılen gazeteciler, hiçbir cezaya çarpılma- dan —Siıtkı Yırcalının — tabiriyle— siyaset adamlarının yatak odaların bile girebilirlerdi. Başka gazetelerde çıkan haber- lere pür hiddet yalan damgasını ya- pıştıran Zaferin bu acayip — haberi, aliçe Siireyyanın Bonn'daki memnun etmek için bir ara çıkartılması düşünülen bir kanun tasarısından galat olsa ge- rektir. Tasarı, yabancı devlet baş- kanlarının ve ailelerinin hususi ha- küçük düşürücü neş- rak, Feder l Cumhuriye- tin d munasebetle TİN zarar ve- renleri, ispat hakkı tanımadan 2 yı- la kadar hapis veya para cezasıyla cezalandırmayı, derpiş ediyordu. riyat yapar —daha sözü edilir- Akis, böyle bir ta- Parlâmentosundan kolay kolay geçemiyeceğini yazmış- tı. Son gelen haberler bu gülünç ta- sarının, Parlâmento önüne bile çı- kamadığını göstermektedir. Zira Al- man gazetelerinin alay etmek için "Sureyya tasarısı" verdikleri bu acayip eser, kabinede — 'Parlâ- mentoda degıl ekseriyeti elde ede- mediği için, kâğıt sepetine atılmış- Bu projeden sında tabii ki Alman basınının hep bir ağızdan sesini yukseltmesının buyuk rolü olmuşt ur. Hakikaten "e- r bu tasarı geçecek olursa, basın h Tiyetinin gelmiş demektır zihniyetiyle hareket eden Alman ba- sını Süreyyanın babasına cemıle yapmak ıstıyenlerın ayaklarını ça- bucak suya erdirmiş — ve kabıneye bir Alman — gazetesinin iyl “Basına yasak ko. yacaklarına devl adamları ve eşileri haysiyet içinde yaşamasını ogrenırlerse mesele kal- maz" görüşünü kabul ettirmiştir. e Zaferin değirmenine su taşı- ada şte maya çalıştığı Almanya basının du u budur. "Ağzını yumrukla kapamaya kalkanların, elini — nasıl ısıracağım" söyliyen bu basın. Za- AKİS. 28 HAZİRAN 1958 ferin görmek veya göstermek iste- diği "dikensiz gül bahçesine" — hiç benzememektedir. Ama 2 t 255 dediği zaman bile. susmasını bilmi- yen Zafer, Alman Adalet Nazırının ağzından verilen cevaba — bile. bir kulp takmaya çalışacaktır. A. B.D. Niçin hırsızlık yok? B u hafta, on beş yaşın üstünde- ki yüz kusur milyon Amerikalı- yı Nagy'nin idamı kadar meşgul e- den diğer bir mesele vardı: Başkan EHüsenhower'm sağ kolu olan ve has- talığı sırasında Beyaz Sarayı fiilen idare eden Sherman Adams, acaba vazifesini suiistimal — etmiş miydi? lşte bütün Amerikalılar, basın, rad- ve televizyonun demokrasısı 100 yanın en büyük Sherman Adams Demokrasinin kefareti milyon Amerikalının jüriyi teşkil et- tiği bir mahkeme haline gelmıştı. İlgililer, bu nam tenahı jüri üyesi- ne hesap verıyo rları Hâdise, Iktıdardakı Cumhuriyet- çi Partiye mensup iki Senatörün Sherman Adams'tan hesap sormasıy- la başladı. — Senatörler, — Adams'ın Bostonlu bir sanayici olan Bernard Goldfine'dan hediyeler aldığını tes— bit etmişlerdi. Goldfine, — Adam karısına 700 dolarlık bır kürk hedı- ye etmiş, evleri için 2400 dolarlık bir Şark halısı almış ve karı nın ikibin dolarlık otel hesabını ode- mişti. unu öğrenen Senatörler "aman partimize zarar gelir, — muhaliflerin DÜNYADA OLUP BİTENLER ekmeğine yağ sürmiyelim" falan fi- lân demeden, Eisenhower'ın sağ ko- lunu hesap vermeye davet ettiler. Eğer hesap veremezse. Sherman s istifa etmeliydi. Senatorler e bır hareketin Eisenhow beklediklerinin farkındaydıla: kikate en D emo okratlar derhal Adams lar. Antipatik ve mağrur tavırları yüzünden pek sevılmıyen Adams, si- yaset adamları için iyi bir hedeftı fakat idare cihazının her tür heden uzak olması uğuna iki Senatör, Adams işini halk efkâ- rına duyurmakta tereddüt etmediler. Şüphe altında bulunan Adams da meseleyi örtbas etme yollarım ara- madı. Balık avlamakla geçirdiği ta- tilini yarıda bırakarak gecen hafta at Komisyonunun — önüne çıktı ve müdafaasını yap Başkan EFisenhower'e imza için sunulan bü- tün dökümanlarda, "Yes" veya "No" şerhinden sonra imzası bulunan Sher- man Adams, sanayici Goldfine'ı çok eskiden tanıdığını birbirlerine sık sık hediye verdıklerını anlattı selâ Adams da arkadaşı Goldfınea bir altın saat hedıye etmişti. Adams konuşmasına — başlamadan vvel, sekreteri, tüyü bir elbise kabul ettiğim bildir- meyi münasip bulmuştu EFisenhower'ın sağ kolu bundan sonra, hediyelerin hangi şartlar al- tında verıldıgını anlattı: Adams ai- lesi, Washington'daki yeni taşındıgı zaman Goldfine ziyaretle- 5 salondakı yer halısının ü bir mal olduğunu söylemiş ve daha iyi bir halı almak nıyetınde bulundugunu açıklamıştı. Bunun e Adams, Washington'- dan ayrıldıktan sonra halıya ihtiyaç- ları kalmıyacağını anlatarak, arka- daşım bu fikirden vazgeçirmeye ça- lışmıştı. . Fakat arkadaşına lâf an- latamamış, mülkiyeti Goldfine'a ait olmak şartıyla halıyı Wash ngton da kaldığı muddetçe kullan üzere muvakkaten kabul etmıştı O el fa- turalarının odenmesıne gelince, Sher- man Adams, Boston ve Plymounth'- ta karısıyla birlikte işgal ettiği dai- relerin bedellerini, arkadaşının bun- ları daimi olarak kiraladığım sana- rak ödemediğini soylemıştır Eisenhower'ın yardımcısı, bir hü- kümet adamı için bu şekilde hare- ket etmenin bir ihmal ve ihtiyatsız- lk olacağını kabul etmekle beraber esas meseleyi, hediyeler yüzünden Goldfine'a idarenin imtiyazlı mua-