YURTTA OLUP BİTENLER. şeini tayin etmek tavuktan, yoksa — tavuğun mu yu- murtadan çıktığını keşfetmek ka- dar zordur. Bilinen, böyle bir der- din mevcut olduğu ve son haftalar zarfında Meclis Grubunun şikâyet- lerinin had safhaya eriştiğidir. Bir çok mılletvekılı bir rup toplantı- sında ağızlarda dolaşan — dedikodu- ları kürsüye getirirse ve bu dedi- koduların delillerini de gözle ne sererse 1956 hâdiselerinin küçük çapta bir tekrarı sürpriz olmaya- Başbakanın Uzak Doğudan avdetinden sonra kabinede beklenen tadilât, bu temayüllerin bir neticesi olacaktı Sanayi Bakansız kalkınma B ir yandan Görülmemiş Kalkın- ma edebiyatına devam olunur- ken diğer taraftan bu — Kalkınma- nın kilit taşı mesabesindeki Sanayi yumurtanın mı r Önü- zifeyi zoraki ifa ettiği intibar her- keste bir defa daha uyanmıştır. Bil- hassa tek sıra olmuş hükümet mensupları arasında — dururken yü- zünün aldığı ifadeyi — müşahade e- denler pek değersiz — sayılmayacak bir tesbit yapmışlardır İşin doğrusu udur ki Sam ğaoğlu sandalya- sız, otomobılsız memursuz, — İşsiz bir Devlet Bakanıdır. Başbakanlıkta, Emin Kalafatın odasına yakın bir o- dada muvakkaten oturmakta, hâlâ Sanayi Bakanlığının makam araba- sını, ya da Sanayi Bakanlığına bağ- l1 müesseselerin otomobillerini - kul- lanmakta, hususi kalem müdürlüğü- nü Sanayı Bakanlığındaki hususi kalem müdürüne gördürmekte ve iş olarak edebiyatla meşgul olmakta- dır. Bunun ne zamana kadar devam edeceği elbette ki merak mevzuudur. Devlet Bakanının zamanının büyük Koraltan ve Bakanlar Başbakanı ugurluyorlar Ba, alım kim gidici, Bakanlığım Bakansız bırakmak da pek mantıki görünmemektedir. Ger- çi Sanayi Bakanlığına Ticaret Ba- kanı Abdullah Aker vekâlet etmek- tedir ama, bdullah — Aker vakkaten deruhte ettiği işlerde cid- di kararlar almaktan dikkatle sa- kınmaktadır. Bu yüzden örülme- miş Kalkınmamızın 1 numaralı or- ganı, yani' Sanayi Bakanlığına bağ- l1 Mmüesseseler Samed — Ağaoğlunun kırbaçlı metodundan sonra bitmek bilmeyen bir tatile, bir istirahat dev- resine gırmışlerdır Hükümette Samed —Ağaoğlunun vazıyetı de bir garip vaziyettir. Sa- med Ağaoğlu Bakan payesini taşı- maktadır. Bu payesi, dolayısiyle de geçen haftanın sonundaki — meşhur gece Esenboğa meydanında — yerini almış, yolculara elini sallamıştır. Fakat hiç gülmediği, hatta bu va- 6 kim kalıcı kısmı İstanbulda edebiyatçılar a- rasında geçmekte, Samed Ağaoğlu en fazla Topağacındaki meşhur a- partman katında oturmaktadır. Ticaret Bakanlığına ait isler de, bütün iktisadi ve mali işler gibi ye- niden tedvire, tanzime muhtaç gö- rünmektedir. Tahsis — meselelerinin tek elden idaresi projesi muallâkta- dır. Döviz vaziyeti gün geçtikçe va- him hal almaktadır. Ne yapılacak- tır, ne edilecektir? Başbakan Men- der'esin, sıkıcı da olsa, bütün bu meseleler üzerine cıddıyetle ve uzun zaman eğilmesi lüzumu var 1- mar .sahalarının teftişi, oyalayıcı tesir de yaratsa, bunların halline de- va — olmamaktadır. Sıkı bir ekip çalışmasına yenıden gîrişmeksızın kolları adamakıllı sıvamaksızın ve hepsinden mühimi çalışmalara bir müessiriyet vermeksizin — çekilen sı- kıntıların hafifliyeceğini sanmak saf- dilliktir.. "Gece gündüz . demeden çalışan Iktıdar teranesı iyidir, a- ma bu çalışmaların boşa dönen çark çalışması olmaması şartların birinci- sidir. Yükselen adam Bu hava içinde kabinede bir şah- siyetin, bakanlığı son — derece ehemmiyetsiz bir bakanlık — olduğu halde, süratle yükseldiği göze çarp- maktadır. Yükselen adam, Sıtkı Yır- calıdır. Başbakan ve Bakanların da bulundukları toplantılarda -meselâ Profesörlerle yapılan — toplantılarda- Sıtkı Yırcalının Adnan Menderes nezdinde ciddi bir itibara sahip ol- duğu müşahade edilmiştir. Sadece Sıtkı Yırcalı şahsi fikirlerim söyle- mekte, sadece Sıtkı Yırcalı mutaba- kat halinde olmadığı zamanlar da se- sini yüksetmektedir. Basm -Yayın ve Turizm Bakanının Başbakan — tara- fından bütün dış seyahatlere ve top- lantılara 'götürülmesi de Sıtkı Yır- calıya bir dış politika stajının ge- çırtılmekte olduğunun işareti sa- yılabilir Her halde siyasi — vaziyet, Başba— ka urda döndüğünde bir milletvekilim gene lâcivert elbıseler giyip telefon başında heyecan dolu dakikalar yaşamağa mecbur edecek derecede bir “kabinede tadilât" a müsait görünmektedir. Hatta bu- na, kati zaruret vardır. Zira Men- deresm yıpranmış Bakanlardan hiç hazzetmediği, tecrübeyle sabittir. D. P. Derdin başı Geçen haftanın sonlarında D.P. nin Meclis Grubu — çevrelerinde Parti büyüklerinin bir mevzuda aydın anmak istedikleri haberi dolaşı- yordu. Ramazan içinde pek çok DP milletvekili "Yukarı' ya ifta- ra davet olunmuşlardı. —Orada, a- ralarından bir — çoğuna, - konuşma esnasında şu sual sorulmuştu: "Si- zin kanaatinizce halk en fazla yok- luktan mı, yoksa pahalılıktan mı şikâyetçidir?" Sualin memnunıyet uyandıran bir tarafı olmaması kânsızdır. İki derdin halkı rahatsız ettiği, demek ki mükemmelen teş- his olunmuşta Şimdi, bu iki dert- ten hangisin daha fazla tahribat yaptığı araştırılıyordu. Davetliler, hemen bir ay müddet- le şahsi kanaatlerim ifade etmişler- di. Sonra, bir kaç haftadan beri bu mevzuda konuşmalar enel İdare Kurulunda da geçmişti. nel İdare Kurulu ekseriya — bizzat Genel Başkan Adnan —Menderesin başkanlıgında toplanmış ve milletve- killerinin "tatil intibaları" m dinle- mişti.. nan — Menderesin mevcudiyeti bir çok yüreğe çekin- genlik tohumu ekmemiş değildi Bu yüzden herkes müşahade ettiği dert- leri açıkça ortaya dökememişti. Ama AKİS, 26 NİSAN 1958