DÜNYADA OLUP BİTENLER W Doğu - Batı Elektronik beyinler yanılırsa eçen haftanın sonuna doğru, Moskovada en alt kademede Do- ğu - Batı konuşmaları başlarken, Rus Dışışlerı Bakanı Gromyko, Amerika- yı kutuplardan, Rusya üzerine doğru atom ve hidrojen bombaları taşıyan uçaklar göndermekle itham etti. Gromyko ya göre böyle bir hareket sulh Zzamanında görülmemiş" bir şeydi. Hava — kuvvetlerinin Eisenho- wer'ın tasvibi olmadan, kendi başla- rına böyle bir ise gırıştıgını Rus Dış- işleri Bakanı ümi mek istiyordu. esele Güvenlik Konseyıne getirile- ek Kızılyıldız adlı bir Rus gazetesine Gromyko Soğuk harbin, soğuk elçisi göre ise Amerikan dinleme cihazları- nı bir yaban ördeği sürüsü yanıltmış- Amerikalılar Ördek sürüsünü, Rus fuzelerı sanmışlardı. Bunun üzerine de mukabelei bilmisil olarak, hidrojen bombaları taşıyan uçaklar Rusya ü- zerine gönderilmişti. Hata anlaşılma- saydı, dünya beklenmediği bir anda, misli görülmemiş bir atom faciasına sahne olacaktı... Saray, Rus ithamlarının olmadığım — söyledi. Rusya belki de Doğu - Batı konuşmalarında Amerikayı müşkül durumda bırak- mak, Batı halk efkârının Washing- ton üzerindeki tazyikini arttırmak istiyordu. Bu mümkündü. Yalnız bu itham ve tekzip, en ufak teknik bir arızanın, istenilmeyen bir anda yer- yüzünde taş üstünde taş bırakmıya- cağı hakikatini ortadan kaldırmıyor- du. Zira füzeler cağında hücum ka- rarı, insan beyinlerinden elektronik beyinlere intikal etmişti. Radar per- desi, insanlar adına karar veriyordu. üşman darbesini aynı anda karşılı- yabılmek için, bu zaruriydi. En ufak bir gecikme, füzelerini hedeflerine ilk ulaştıran tarafın galibiyetini temin . edebilirdi. Gelgelelim, elektronik be- yinler de, tıpkı insan beyni gibi hata- an munezzeh olmuyordu. Arızalar ündü, Zararsız meteorlar füze sanılabilirdi. Bu durumda füzeler ve idrojen bombası taşıyan uçaklar o- tomatık olarak düşman hedeflerine doğru yola koyulacaktı Füzelerin Ve uçakların yaklaştığını haber alan di- ğer taraf da aynı şekilde hareket e- decekti. Yani, bır meteorun yanlış teşhisi, kimse harbi istemese bile, kürrei arzı cehenneme döndürebilir- di. Böyle bir ihtimali Beyaz Saray da kabul ediyordu. Tehlike hakikaten büyüktü İşleri kimse takdiri ilâhiye bırak- mak istemediğine göre, şu kabak ta- dı veren silâhsızlanma konuşmaları- nın müsbet bir neticeye bağlanmasını temenni etmek İlâzım geliyordu. Nato Füze üsleri G eçen haftanın ortasında Paris- te toplanan onbeş NATO memle- ketinin Savunma Bakanları, modern silâhlar hakkında, iyi hazırlanmış bir staj gördüler. Turkıyeyı tan “"uçan adam" sıfatını namzet, Dışişleri Bakanı Zorlu temsil edıyordu Amerika Savunma Bakanı Neil Mc Elroy, beraberınde 'cep ro- keti"nden tutun da, kıt'alararası fü- zeye kadar bütün yeni silâhların şe- malarını ve filmlerim getirmişti. Sa- vunma Bakanları beyaz perde üzerin- de, herhalde "suspense" rekorunu kı- ran dünyanın en tüyler ürpertici film- lerim seyrettiler. Sonra Başkuman- dan Norstad'ın hazırladığı raporu dinlediler. Toplantının gayesi, NATO mem- leketlerinde füze üslerinin tesisiydi. u bakımdan toplantı geçen yılın so- nundaki Paris Konferansının askeri sahada bir devamından ibaretti. Ge- çen yıl, kıtalararası füzeler sahasın- da Amerikanın Rusyaya nazaran üç yıl süreceği sanılan rötarını telâfi i- çin, NATO memleketlerinde orta menzilli füze üsleri kurmaya karar verilmişti. Savunma bakanları top- lantısı, geçen hafta bu karara daha müşahhas bir şekil verdi. Norstada göre, füze üslerinin aynı anda tahri- bini önlemek için, kurulacak üslerin sayısı mümkün nisbetinde çok olma- lıydı. Bu sebeple, füze menzili dışında kalan Portekiz, İzlanda ve Kan hariç, bütün NATO memleketlerı bu üsleri kabul etmeliydi. Yalnız, tîşler— le başı hiç hoş olmayan Norveç ve Danimarkayı da lısteden silmek ge- rekiyordu. Geriya kalan NATO üyelerinin topraklarında füze üsleri kurulacaktı. Bu memleketler de iki- ye ayrılıyordu. Hollanda, Belçika, Al- manya gibi dümdüz ova olan memle- ketlerde seyyar üsler tesis edilecekti. Seyyar üslerden atılabilen Polaris fü- zesı henüz hazır olmadıgına göre, bu üç memleket, üsler için 1961'e kadar beklıyeceklerdı Şimdilik — sadece Fransa, İngiltere, İtalya, Yunanistan ve Turkıy ede sabit füze üsleri kuru- lacaktı. İngiltere ve Türkiye zaten evvelce toprakları üzerinde füze üsle- ri kurulmasını kabul etmişti. Seçim arifesinde bulunan İtalya ve Yunanis- tanda üs meselesi bir hayli gürültü uyandırmasına rağmen, bir aksili olmıyacağı umuluyordu. Başlıca iti- General Norstad 'Felâket, — felâkettir" raz Fransadan geliyordu. — Fransa, kendi atom bombasını imâl için Ame- rikayla bir pazarlığa girişmişti. Ame- rika atom sırlarını Paris hükümetine tevdi ederse, füze üssünün kurulması- na müsaade edecekti. Fakat Ameri- kan Kongresi, böyle bir pazarlığa ya- naşacağa benzemiyordu. Müaamafih bir sinema artisti kadar yakışıklı o- lan NATO Başkumandanı oldukça i- yimserdi. Bir hal şekli bulunacağını söylüyordu. Üslerin her birinin inşası yirmibeş milyon dolara malolacaktı. Her mem- leket, toprakları üzerinde bulunan üssü bizzat inşa edecekti. Amerika da bedava füzeleri verecekti. Her üs için yirmibeş milyon dolar ödemek, bazı savunma bakanlarının hiç hoşuna git- medi, mali takatlerinin, böyle mas- raflara müsait olmadığım soyledıler