DÜNYADA OLUP BİTENLER Ama yine de hür dünyanın savunma- sı için gerekli fedakârlığı yapacaklar- dı. Silâhsızlanma, Rapacki Plânı, zir- ve konuşmaları vs. etrafında yapılan gürültüye Trağmen, bu hafta NAT memleketlerinin hak bildikleri yolda tekbaşlarına gidecekleri anlaşılıyor- du. Yalnız, Batı halk efkârında, bu savunma gayretının sulh için bir en- gel teşkil ettiği kanaatinin gittikçe kuvvetlendiği de unutulmamalıdır. Fransa Hep aynı hikâye eçen hafta ortasında, saat geçenin birine doğru, Fransanın en genç Başbakanı. 76 yaşındaki Cumhurbaş- kanına hükümetinin istifasını sunmak için Elysee sarayının yolunu tuttu. Başkan Gaillard, mahalli seçim mücadelesinin hayhuyuna dalmış mil- letvekillerini, fevkalâde bir toplantı- ya davet etmişti. Tunus ihtilâfında arabuluculuk yapan Murphy ve Bee- ley'in ortaya koydukları hal şeklini, Meclisin tasvibine sunmak istiyordu. Fransa, Bizerte deniz üssü hariç, Tu- nustakı diğer üslerini terkedecekti. Boşaltılan hava meydanları milletle- rarası bir kontrol altına alınacaktı. Cezayir hududunun kontrolü, Fransa ve Tunus arasında başlıyacak müza- kerelerin sonunda tayin edilecekti. Bu oldukça makul bir plândı. Rey- naud gibi "mutedil" siyaset adamları: "Her budalalığın fiatı ödenir. Sakiet'- in bombardımanı bir budalalıktı. O halde bunu ödemek lâzım,", diyerek bu hal seklini filozofça kabulleniyor- lardı. Gelgelelim Reynaud'nun parti arkadaşları aynı fikirde değildi. Hü- kümeti "terk" sıyasetıyle suçlandırı- yorlardı. Tunus - Cezayir hududunun milletlerarası kontrol altına alınması fikrinden Burgibanın caymasına ses çıkarmayan Fransız Hükümetine karşı ateş püskürüyorlardı. Kuzey Afrika meselelerinin — beynelmilelleş- tirilmesini kat'iyetle reddeden bu par- ti, hududa ecnebi askerlerin yerleşti- rilmesinin, ihtilâfı beynelmilelleştire- ceğini tabit ki hatırlamak bile iste- miyordu. Kartezyen — Fransa'da, bu cins tenakuzlar çoğalmaya başlamış— tı. "Mutediller'in çogunlugunu aleyh- te kullanması üzerine devrilen Gail- AKİS 26 NİSAN 1958 Fransanın Başbakan adayları Sadece bir. kaçı! lard hukumetı, bu tenakuzların fiatı- nı ödedi. ard'dan evvelki Mollet ve Maunoury hukumetlerı de, eş hur romancı François Mauriac'ın "kör katır" ismini taktığı "Mutediller" ta- rafından aynı şekilde devrilmişlerdi. Fransada an'ane haline gelen hü- kümet buhranı, bu sefer de uzun sü- receğe benziyordu. Sabırsız Burgiba, Fransaya bir hafta mühlet verdi. Bir haftaya kadar hükümet kurulmazsa, Birleşmiş Milletlerin kapısını çala- caktı. Fakat Fransayı en az Fransız- lar kadar tanıyan Burgiba bir hafta- da yenı hükümetin teşekkül edemeye- ceğini çok iyi biliyordu. Şimdi buhr: nın halli, dısıplınsız 'Mutediller"in lı- deri Pinay ile dısıplınlı Sosyalistlerin lideri Mollet'nin bir adam üzerinde anlaşmalarına bağlıdır. Komunıstler ve muhtemelen aşırı sağcı Pou_ıade - çılar oyun dışı kalacağına göre, yan hükümete aynı zamanda Sosyalıstle- rin ve Mutedillerin en azından taham- mül etmesi lazımdır. Bu bakımdan son zamanlarda sesini yükselten kuv- vete başvurma taraftarı Bidault. Moi- Bir füze rampı Rusyanın kabusu let veya Pinay'nin işbaşına gelmesi en normal hal şekilleridir. Ama Ame- rikalılarla arası çok iyi olan Pinay, Mollet'yi tekrar Matignon Sarayında görme fikrini hiç begenmemektedır Mollet de Pinay'in partisini, "yeryü- zünde mevcut muhafazakâr partilerin en aptalı" ilân etmiştir. Bu sebeple, merkezdeki ; partilere mensup bır "outsider'"ın yeni hükümeti kurması muhtemeldir. Buhran uzarsa, eski başbakanlardan müteşekkil bir hükü- met kurma yoluna da gidebilir. Fa- kat değişikliği sevmiyen siyasi par- tilerin, De Gaulle'ü iş — başına ge- tirmeyi düşündükleri muhakkaktır. Bu durumda eskilerine benziyecek olan yeni hükümet, Gaillard'ın bırak- tığı yerden başlıyacaktır. Eski Baş- bakana reddedilen, yeniye reddedilmi- yecektir. Sonra, başka bir mesele do- layısiyle o da devrilecektir.. Ve bu hi- kâye, böylece sürüp gidecektir. Fa- kat Fransanın halen içinde bulundu- ğu güçlüklerin başlıca kaynağı olan Cezayir meselesi yerınde saymakta devam edecekt Cezayir Evvelâ milli takım eçen hafta siyasetle başı hoş ol- mıyan ve futboldan ötesine mete- lik; vermiyen iki milyon Fransız, Ce- zayir diye bir meselenin mevcut oldu- ğunu nihayet anladılar: Fransız ku- lüplerinde oynıyan onbir Cezayirli futbol yıldızı, Fransayı terkettiler. Futbolcülerin beşi Tunusa geldi. Be- şi Lozandaydı. On birincisi de hududu geçerken yakayı ele verdi. Transfer değeri 200 bin lira olan Zituni de ka- çanlar arasındaydı. Fransa - İsviçre milli maçından yirmidört saat evvel vuku bulan bu kaçış, futbol meraklı- larını doğrusu bir hayli üzdü. Milli maç arifesinde bu yapılır mıydı? Ce- zayirli futbol yıldızları da, rahatı, parayı ve şöhreti terketmekten her— halde sevinç duymuyorlardı. Ama zayir Kurtuluş hareketinin emirlerin— den çıkmayı uygun bulmamışlardı. Bu on futbolcu Cezayir milli takımım teşkil edeceklerdi. Futbolun propa- ganda kudretini iyi bilen. Cezayirli Milliyetçiler, bu silâhtan faydalan- mak istemişlerdi. Yeni milli takım, yakında Orta Doğu stadlarında boy gösterecekti.. 21