M U S Caz Dave Brubeck Türkiyede Dizzsy Gillespie orkestralının — zi- yaretinden ancak iki yıl sonra, bir Amerikan caz topluluğa nihayet Türkiyeye gelebildi. Günümüzün en ünlü iki üç caz topluluğundan biri olan Dave Brubeck Kuarteti geçen hafta jçinde, önce İzmirde, sonra da Anka- ra ve İstanbulda konserler verdi. beck Kuarteti, Amerikan — Daışişleri Bakanlığının ve Amerikan Milli Ti- yatro ve Akademisi (ANTA) nın hi- mayesinde bir dünya turnesine çık- mıştı. Türkiyeden önce İngiltere, Al- manya, Belçika, Danimarka ve Hol- landada çalmış, Polonyaya da uğra- mıştı. Türkiyeden sonra Hindistan, Afganistan, İran ve Irakı gezecekti, ilk defa olarak bir doğu memleketin- de çalan bu dört musikişinas, Türki- yede caza karşı, beklemedikleri bir ilgi buldular. Gerçi, sanat hareket- lerinin gelişmemiş olduğu İzmirde hal kın Amerikalı musikişinaslara gös- terdiği ilgi, bir meraktan öteye git- miyordu. Fakat Dave Brubeck, An- karalı dinleyicilerin icazdan ve mu- sikiden iyi anladığı kanaatine var- dı. Zaten "benim topluluğum aslın- üyeden meydana gelmiştir; 'beşincisi de halktır" diyordu. İstan- bulda ise beşinci Uyenin davranışla- rı konserden konsere — değişiyordu. Bazı konserde halk gösteriş arıyordu. Bazısında ise iyi bir amatörün zevk- li davranışım gösteriyordu. Bir su- are konserinde dinleyiciler "boogie woogie" istediler. Piyanist Brubeck yanında duran mikrofonu aldı ve hal. ka şöyle hitap etti: "Boogie woogie'- den hoşlanıyorsanız, şimdi , çalaca- ğımız parçayı beğenmiyeceğinize e- minim" dedi ve topluluğuna, kontra- punto yazısıyla hazırlanmış bir parça olan "Two Part Contention"a baş- lamaları için işaret verdi. Brubeck kuarteti, üç beyaz ve bir de zenci üyeden meydana gelmişti. Zenci üye, kontrabaşçı Eugene Wri- ght'dı Topluluğun asıl kontrabasçisı beyaz Norman Bates'ın turneye ka- tılmaması üzerine Brubeck Wright'ı anga]e etmıştı 35 yaşındakı Euge- ne ight kontrabası önce kendi kendıne öğrenmiş, sonra Paul Gre- gory adlı ünlü bir kontrabas öğret- meniyle çalışmıştı. Mükemmel bir tekniği, daima doğru — entonasyonu, küçük fakat, yumuşak tonu, swingli temposu, mantıklı cümleleriyle dik- kat çeken bir cazcıydı. Topluluğun en iyi üyesi olduğu — söylenebilirdi. Herhalde Brubeck kuarteti bugüne kadar, Wrihght çapında bir kontra- basçıyla çalmamıştı. Topluluğa bir yıl kadar ince katılan davulcu Joe Morello da, Brubeck için büyük bir kazançtı Bir virtüöz tekniğine sahip- Mükemmel bir ritm adamıydı. So- loları gürültü ve gösterişten ibaret 33 İ K İ değildi; çok kere, besteci zihninden çıkmış gibi, mantı 1 iyi kurulmuş sololar yapıyordu. Çocukluğundan beri yarı kör olan, pertavsız gibi göz- lükle etrafını görmiye çalışan genç Joe Morello şüphesiz ki Max Roach ve Shelley Manne gibi büyük davul ustalarından hemen sonra adı zikre- dilmesi gereken bir caz davulcusuy- u ve Brubeck topluluğunda, daha önce ayni iskemleyi işgal etmiş olan Joe Dodge'dan kat iyi bir caz- cıydı. Sahnede, mütevazı duruşuyla, cazcıdan çok bir üniversite profe- sörüne benziyen alto saksofoncu Pa- ul Desmond da bir virtüozdu. Uslü- bu Lester Young ve Lee Konitz'e da- yanan, seviyeli bir irticalciydi. Solo- larında daima büyük bir melodik zen- ginlik bulunan Desmond için for- munda olma" birşeyin bahis mevzuu olmadığı söylenebılırdı yara- tıcılığı, pek küçük farklarla, daima bir seviyenin civarında dolaşıyordu Grubun en zayıf üyesi şüphesiz ki pi- yanist Dave Brubeck'di. Brubeck'in, ünlü birçok caz piyanistinin aksine, iyi bir tekniği yoktu. Gerçi solola- rını hep, teknik imkânlarım düşü- nerek yapıyordu. Ama bazan "sahte teknik" gösterilerine kaçtığı da olu- yor, meselâ hızlı tempoda onaltılık notalar çalmak gibi göz boyama u- sullerine başvuruyor, ama gerçekten güç bir cümle yapmak istediğinde teknik kifayetsizliği hemen belli o- luyordu. Uslübu, havadan yakalan- mış bir fikrin havada bırakılması di- ye vasıflandırılabilirdi. Hiç bir sa- man sololarına organik bir kuruluş sağlamıyor, fikirlerini tekrar yo- luyla bir "climax"a vardırmağa ça- lıştığı oluyor, fakat -İstanbul'da ça- lınan "AlI The Things You 'Araf daki korusları gibi- mantıklı caz cÜrrif Merinden meydana gelmiş — sololar nadiren çıkarabiliyordu. Tuşesi kuru, temposu swing'sizdi. Gerek icra, ge- rek yaratıcılık bakımından cazla a- lâkası pek uzaktı. Birlik yok Dave Brubeck kuarteti değerini. üç üyesinden alıyordu. Desmond Wri ght ve Morello. Toplulukta sağlam bir icra beraberliği vardı. Fakat bu- nun dışında, düşünüş, üslüp beraber- liği diye birşey yoktu Brubeck Ku- arteti, uyumsuz üç elemanın bir a- raya gelmesiyle kurulmuş bir top- luluktu. Diğer bir ünlü caz toplulugu nun -Modern Jazz Ouartet'in -aksi- ne topluluğun davranışı tek bir be- yinden çıkmadığı için, netice, Zzey- tinyağı ile suyun karışmasından daha başarılı olmuyordu. Joe Morello "kla— eyaz davulcuların — -Kru ların, Rich'lerin ve hattâ Bellson— ların- geleneğini devam ettiren -ger- çi onlardan çok daha iyi bir davulcuy- . du. —Wright tipik bir zenci cazcıy- dı; üslübu Jimmy Blanton'a ve Os- câr Pettiford'a dayanıyordu. Morello ile Wright arasında hiçbir. Zzaman, bir ritm kısmı — üslübu beraberlıgı meydana gelemıyordu Paul Desmond, İkisinden da farklı bir akımın -cool, yani serin caz akımıma- temsılcı— siydi. — Çalışının Morello'yla uyuşur hiç bir tarafı yoktu; çalgı sesi te- lâkkisi bakımından belki Wright'la müşterek tarafları vardı. İkisinin de sonoritesi saf, donuk, küçüktü. Fa- kat cümle inşası bakımından iki ay- rı kutuptaydılar. Piyanist Brubeck'- in, Avrupa musikisinden gelme, ta- mamen şahsına ait, fakat değeri mü- nakaşa götürür çalışının ise. yanın- daki — musikişinasların — çalışlarıyla benzeşen bir özelliği yoktu. Ancak Brubeck'in — hazırladığı — "polifonik" parçalarda -veya bu anlayışta yapı- lan müşterek irticailerde- — topluluk belirli bir musiki karakteri kazanı- yor, bunun dışında her bir üye, yek- diğerinden tam bir bağımsızlıkla ça- lıyordu Brubeck Kuarteti Ankaradaki ikinci konserinde, Türkiyenin en iyi caz top luluğu .Erol Pekcan orkestrasının ü- yeleriyle birlikte çaldı. Brubeck İs- tanbula vardığı gün ilk iş olarak radyo evine gitti ve büyük bir, ilciy- le alaturka dinledi. İstanbulda ver- diği beş konserın hapsinde salon ta- mamen do Cumartesi akşamı kuartet uyelerı karıları ve çocuk- ları, bir uçağa binip Bombaya ha- reket ettiler. Tatmin edici olmıyan taraflarına rağmen Dave — Brubeck Kuarteti Türk dinleyicisine.. seçkin bir caz musikisi dinlemiştik. Kültür propagandasında caza Önemli bir yer Vermıye başlıyan ANT Anın bundan böyle -hele cazın Türkiyede gördüğü büyük rağbeti hesaba katarak- mem- leketimize sık sık belli başlı caz top- luluklarım göndermesi temenni edil- meliydi. AKİS, 5 NİSAN 1958