ÇALIŞMA İşçiler Geç olsun da eçen haftanın ortasında İstanbul Tekstil ve Örme Sanayii İsçileri Sendikası, işçilere hitaben bir sirkü- ler yayınlıyordu. Bu sirkülerde. Sen- dikanın yıllardan beri üzerinde dur- uğu bir mevzuda "kısmen de olsa" kazanılan bir başarı işçilere duyuru- luyor ve bu vesile ile sendikalara ti- ye olmanın, alaka göstermenin işçi- lere saglayacagı menfaatler bir ke- re daha anlatılmağa çalışılıyordu. * Tekstil ve Örme Sanayii İşçileri Sendikasının, işçi arkadaşlarına du- kabul edilip 1 Mart 1958 de yürürlüğe giren Gelir Vergisi indirimlerine dair kanun, iş- çilere aklıkları ücretlerde devede ku- lak kabilinden de olsa bir — fazlalık sağlayacaktı. Gerçi bu kanun bütün ış kollarındakı işçileri alakalandırıyor il Sendikası, yayın- ladıgı sirkülerde yalnızca ken i bün- yesinde, bulundurduğu işçilere hitap ederek arada kendi reklâmını — da yapmaktan geri kalmıyordu. Sendi- kaçlığımızın ilerlemesi bakımından bu dikkate değer, bir nokta idi. Umulan değil bulunan “elir Vergisinde yapılan değişik- klere göre, tarihinden itibaren işçilerden' vergi şu esaslara göre kesilecekti. — Brüt * ücretten si- gorta primleri çıkarıldıktan — sonra, kalan paradan bekâr isçiler — ayda, 67.5 çocuksuz evli isçiler 112.5, bir Veya iki çocuklu evliler 135. üç veya dört çocuklu evli işçiler 157.5, dört- ten fazla çocuklu evli isçiler ise — 180 lira için vergi vermiyecekler, bu ka- demelerin üstündeki para için ise 26 15 vergi ödeyeceklerdi. Ayni nisbetler haftalık olarak ödenen ücretler için de varitti. Ana ve babasını kaybet- miş torun sahibi işçiler için de, -to- runların geliri yoksa- torunlar Öz ev- lât gibi sayılacaktı. Şayet işçi parasını net olarak alı- orsa -yani gelır sigorta primlerini, işveren Ödüyorsa- b de 1 Marttan itibaren işveren— vergisini tirde ler, işçi adına eksik ödeyecekleri vergi tutarını işçiye ödemek Zzorun- daydılar Yıllarca çalışın çabaladıktan son- ra işçilerin kazandığı bu mini minna- cık hak, hiç olmazsa bir müddet i- çin grev, kollektif iş akti gibi büyük idealler peşinde koşan isçilerin ağ- zına sürülmüş bir parmak baldı ve bir hayli .zaman İktidarın ağzından., temcit pilâvı gibi ısıtılıp ısıtılıp "bak size ne haklar tanıdık" diye isçilerin önüne konacaktı. Ama, Tekstil ve ii — İşçileri Sendikası gi- bi, diğer sendikalar da ağza çalınan bu bir parmak balla pek de kazana- cağa benzemiyorlardı Zira artık, geç de olsa, güç, de olsa yavaştan ya- AKİS, 5 NİSAN 1958 Kalkınma ve İş Gücü Bir milletin yaşayabilmesi için istihsâlde bulunması şarttır. Bu sebeple istihsâl her milletin ha- yatında en Önemli yeri işgal eder. Hele kalkınmak, hayat sevıyelerı— ni yükseltmek ısteyen milletler i- çin istihsâli arttırmaktan başka çare yoktur. Bugün dünya üzerin- deki mücadelelerle, tartışmaların ve hattâ ideolojik ayrılıkların is- tihsâlin artmasının nasıl mümkün olabileceği münakaşasından doğdu- ğunu söylemek mümkündür Bununla beraber, şurası muhak- kaktır ki, istihsâlini arttırmak ve kalkınmak isteyen bir millet için yapılacak ilk iş istihsâl kuvvetleri- ni — teksif Petmekten ibarettir'; Madde veya insan kaynaklarını su veya bu şekilde' düzenleyip teksif edemeyen milletler İstihsâllerini ar- tırmak söyle dursun, onu eski se- viyesinde bile tutamazlar Türkiyenin. istihsâlini — arttır- mak ve kalkınmak yolunda — sar- fettiği gayretlerin beklenen — mey- larıı vermediği — meydandadır. Bunun da sebebi elde — edilmesi beklenen sonuçlarla, bunların elde edilmesi için tutulan yolun birbi- rine zıt olmasıdır. Bununla bera- berlide edilmek istenen sonuç- ların da belirlii. bir — şekilde tesbit edilememesinin ekonomi- mizin ilerlemesinde büyük pa- Bugün — kalkınmayı hedef — ittihaz e- kalkınmadan — ne yı — vardır. kendilerine denlerin — bile beklediklerini açık — olarak diklerini kabul etmek — zordur. Kalkınma ile kastedilen sonuçların neler olduğunun Önceden bilinip tesbit edilmemiş olması da şüphe- siz, sonuçların İstihsâli için elve- rişlii metodların ve yolların kulla- nılmasına engel olmaktadır Kal- kınmamızın bir tü ger- çekleşmemesinin çeşıtlı sebeplerı meyanında — yatırımlarla İş gücü arasında ölçülü bir bağ — kurula- mış olması da başarı imkân- larını bir kat daha azaltmış bu- lunmaktadır. Gerçekten memleketimizde iş gücü her yıl artmaktadır. Bu, bir yandan nüfus artışından, — diğer yandan da köylerden şehirlere doğru olan nüfus akınının normal seyrinden ileri gelmektedir. İstan- bul İktisat Fakültesine bağlı İçti- maiyat Enstitüsü araştırmalarının verdiği sonuçlardan anlaşıldığı ü- zere, bu normal akının yanında göçmenler ve tarımdan boşalan el emeğinin gittikçe artması yılda a- şağı yukarı 200.000 kişilik yeni bir iş gücünün ekonomi üzerinde baş- vaştan gözleri açılıyor ve asıl hakla- rın neler olduğunu görmeğe başlıyor- lardı. İstanbul Tekstil. ve Örme Sa- Adil AŞÇIOĞLU kısmı duyurmasına sebep olmak- ır. Kalkınma faaliyetleri 1çınde bu- lunan memleketlerin çoğunda iş gücünün ihtiyacı karşılamadığı ve dış memleketlerden isçi — celbine çalışıldığı bir gerçektir. Bizde ise urum, her bakımdan aksine bir manzara arzetmektedir. Bir yan- dan iş gücüne ihtiyacımız vardır, öbür yandan da istihdam edileme- yen iş gücümüz vardır. Bunun se- — B a ebi, son yapdan bayındırlık mü- dürleri toplantısında — Bayındır- lık Bakam tarafından açıklan- mış — bulunmaktadır. Bakana gö- re, kalkınma faaliyetimiz bunu idare edenler tarafından önce en — kestirilmeyen bir — ölçüde genişlediği için kalkınmanın ge- rektirdiği — sayıda kalifiye İSÇİ ve teknisyen — yetiştirilmesi — ih- malden düşünülmemiştir. Kalkınma faalıyetlerımız aslın- da normal bir gelişmenin larını hiçbir zaman aşmamış ol- makla, beraber, kalifiye işçi — ve teknısyen yetıştırılmesıne gerek- tiği gibi hattâ hiç önem verilme- diği de bir gerçektir Halbuki bi- lindiği gibi, - günümüzde içbir memleket ekonomisini normal ge- seyrine bırakmayın bunun nde bir seviyeye çıkarmak için çalışmaktadır. İktisaden geri kalmış diğer birçok memleketler gribi bizim de bu nevi faaliyetlere katılmak ıstedıgımız muhakkaktır. Fakat iş gücü hakkında — doğru bilgisi olmayan veya bilgiye ve bu işin ilmine önem vermeden — bir lişme üstü memleketin,k alkmama kıçınyap— tığı yatırmaların hacmi ne olur. olsun, bu kalkınmanın gerektırdıgı iş gücunu yetiştirmek- hususunda planlı bir şekilde hareket etme- mesi halinde kalkınmasına imkân olmadığı meydandadır. Bundan bir müddet önce Sa- met Ağaoğlu da, Sanayi Bakanlı- ğı şurasında memleketimizin harp- ten sonra kalkınan memleketler- den geri kalmasının sebebını Ba- yındırlık Bakanı gibi hf'ıye iş gücü ile teknisyen azlığı — olarak göstermişti. Hükümet etmenin bir- takım ihtiyaçları önceden hesap- lamayı gerektırmesıne ragmen kalkınmanın kalifiye teknisyenlerle gerçekleşebılecegı— nin geç olsa da anlaşılmışı bu- lunması bundan sonra bu — yolda kaybedılecek zamanın sorumlulu- ğu hususunda mazeret ileri sürül- mesini tamamen imkânsız — hale sokmuştur. nayii İşçileri Sendikası metninde yer alan "kısmen de tabiri bunun işaretiydi. sirkülerinin olsa" 25