5 Nisan 1958 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 25

5 Nisan 1958 tarihli Akis Dergisi Sayfa 25
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

K A D Aile Aşk manevraları! Mayonez yapmanın bir usulü var- dır. Hep aynı ıstıkamete dogru çevirmezseniz boz Göze gayet güç gelen bazı modellerın patronla— rı da insanı şaşırtır: Küçük bir pens, bir basit makas darbesi dikişi çok ko- laylaştırmaktadır. Hemen hemen her işin böyle bir kolaylıgı bir küçük hilesi bir "trük" Saadetin de trükleri vardır Aile — saadetinde bu trükler çok mühim bir rol oy- narlar. Vakıa bir çiftin saadeti, gün- Tük sevinçleri ve sıkıntıları paylaş— malarına bağlıdır. Bunun için kar- şılıklı anlayış, fedakârlık, sabır şart- tır ve mesele hiç te basit değildir. Ama bu esas kaidelere riayet ettikleri halde mesut olmayan, daha doğrusu mesut olduklarının farkına varmıyan karı -kocaların miktarı hiç te az de- IN bir vakıadır. Bunların belki esas kai- delerde öğrenilecek birçok eksiklik- leri vardır. Ama ufak tefek trük- lerle eksikliklerini telâfi etmesini bilmişlerdir. Kadın sevilmek ister I zdıvaç hayatında erkeğin dikkat edec mühim nokta karı- sını, kendısını tıpkı eskısı gibi sev- diğine inandırmasıdır. Sevildiğini hisseden kadın çok kolaylıkla mesut olur. Herşeyi affa hazırdır.. Sevi- len nelere katlanmaz ki.. Para sı- kıntısı, kocasının hesabı olması mü- dahalecı bir kayınvalde, hattâ koca- sının ufak tefek çapkınlıkları ken- disinden emin olan kadını ıstıraba sürüklemez. Kadının kendisinden e- min olması da herşeyden evvel koca- sının sevgis bağlıdır. Bu, sevginin tezahür edışı ıle ılgılıdır Tabii bahis mevzuu olan cali ve yapmacıklı bir sevgi tezahürü değildir. Yalnızca cin- Mesut bir çift Saadeti düğümleyen sırların gıldır Bunları bütün evi tertemiz si- lip süpürdükten sonra cilayı ikma eden ev kadınlarına benzetebiliriz. E. sasa riayet ettikleri halde, trükleri ihmal ederler: Kadın da erkek te ge- ceyi gündüze katarak evleri için ça- lışmaktadırlar. Birbirlerine ve çocuk- lara karşı ölçülü bir fedakârlık hu- dutları içinde harekat etmesini, evde sulh ve sükünu korumayı bilirler. A- bırşey eksiktir. ""Saadet budur" diyemezler! Çünkü saadet her an iti- na ve cila ister, kendisini hissettir- mek ister. Bazen hiç kavga etmi- karı-ko aların birdenbire ayrıl- dıkları bile görülür. Bunlar ekseriya saadetlerını ufak tefek saadet hile- leri" ile beslemi sıni beceremiyenler- dir. Buna mukabil sık sık münaka- şa eden bazı çiftlerin herşeye rağ- men kendilerini mesut hissettikleri de 26 reçetesi mi var? si bir arzu da değildir. Kadıma sevil- mekten kastettiği şey — beğenilmek, şefkat görmek Ve hiç olmazsa yaban. cı kadınlara gösterilen saygı kadar saygı görmektir. Bunun ufak tefek trükleri vardır ki erkeklerin bir ço- ğu, izdivaçtan birkaç sene sonra bun- arı tamamile unuturlar. Sabahleyin karısını evde hasta bırakıp giden bir erkek eve gelir gelmez onun hatı- rını sormazsa kadın kalbinin en de- rin köşesinden kırılır. Teni bir elbi- se giydiği, süslendiği zaman bir ka- dın erkesten evvel kocasının alâ- kasını bekler. 3Zunu bulamazsa yeni elbisenin verdiği zevk yok olur. sı fırsatlardan istifade edip erke- ğin karısına, tıpkı eskisi gibi kompli- manlar yapması şarttır. Halbuki bir- erkek, evlilikten sonra kanla- rına kompliman yapmak şöyle dursun ona bakmayı bile unuturlar. İsmini sik sık söylemezler, rahat koltukları, terlikleri, buz dolabındaki yiyecekler evdeki kadından daha — mühimmiş hissini uyandıracak şekilde hareket ederler. Bu öylesine tipik bir hare- kettir ki, bir Amerikan filminde re- jisör bunu bütün çıplaklığı ile mey- dana koymakta fayda gormuştur Genç, güzel, fevkalade cazip bir ka- dın yaz akşamları açık penceresinin önünde bazı jimnasik hareketleri yap- maktadır. Komşular bu güzel kadını seyrederler. Bu eve birçok erkek ge- lip gitmektedir. Birgün kapı çalınır gene bir erkek gelir. Bu erkek doğ- ru buz dolabına gider, kapısını açar, içindekileri tetkik eder. Seyirci hük- münü verir: Bu gelen kocadır! r erkekten, karısının her odaya giriş çıkışında gazetesini bırakması istenemez. Ama meselâ kadın o an- da sokaktan gelmişse, erkeğin bir an başını kaldırıp karısına bakması, birbirlerinin hatırını sormaları da Evde yalnız oldukları za- da, bir erkek karısı ile aynı kapının onunde karşılaşmışsa evvelâ karısını geçirmelidir. Bir erkek hem kalabalıkta, hem — de yanlızken daima karısının mantosunu giyip çıkarmasına yardım etmelidir. He- le bir kadın ayakta kalmışsa koca- sının yerim ona vermemesi, nere- de olursa olsun, ayıptır. Bunlar gi- bi daha birçok teferruat vardır ki bunlara riayet etmek, esas — saadet kaidelerine riayet etmek kadar neti- ceye tesir edebilir. Karısını evde has- ta bırakıp giden erkek dönüşte ilk olarak hatırını sormazsa hatalıdır. Bütün gün zihni karısının hastalığı ile meşgul olsa bile. kadım artık bu- na inandırmak imkânsızdır. Eğer bu erkek sevgisinin daha müspet şekilde tezahür etmesini istiyorsa, meselâ daireden Ur telefonla karısının hatı- rım sorabilir, veya akşam eve çi- çek getırebılır alâkasını gösterme- nin yolunu bulur. Günlük hayatınım bu mevzuda erkeğe binbir fırsat ver- mektedir. Mesut olmak istiyen erkek bu fırsatlardan — istifade — etmelidir. "Sevildiğim hissetmek" kadın saadetin ilk şartıdır. Bu, yatında birçok eksiklikleri unuttura- cak, isleri kolaylaştıracak bir trük olarak beklenebilir Erkek takdir edilmek ister Kadın nasıl sevgiye muhtaçsa, er- kek te karısı tarafından takdir e» hattâ — onda merakhdır dilmeye, beğenilmeye, hayranlık uyandırmaya Erkegı kendine olan güvenini ek- seriya karısının takdiri besler. Kuv- vetli zannedilen erkekler bu mevzu- da gayet zayıftırlar Karılarının her- hangi bir küçümseme hareketleri on- ların cesaretlerini kırabilir: hayatta- ki muva ffakıyet ımkanlarını köstek- liyebilir. Ne yazık ki bu mevzuda da, kadınların çogu gayet anlış hare— ket ederler. Kocalarını, tıpkı çocuk- ları gibi, mütemadiyen tashih etmek, kusurlarım — düzeltmek — merakında olan kadınlar çoktur. Bunlar farkın- da olmadan kocalarının hayata ve kendi kendilerine besledikleri güvem AKİS, 5 NİSAN 1958

Bu sayıdan diğer sayfalar: