22 Şubat 1958 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 20

22 Şubat 1958 tarihli Akis Dergisi Sayfa 20
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

AKİS'in Yazı Müsabakası Demokratik Rejim içinde Yaşamağa Azimli Milletler Ne Şekilde Hareket Etmelidirler? ok yönlü bir sual bu. Hangi de- mokratik rejim? Toplumun ken- di kendini idare etmek — ihtiyacın- dan doğan ve kendi içinden fışkı- ran "olum" halinde bir demokratik rejim mi? Yoksa topluma tesir e- dip, onu kendi prensiplerine yönel- ten "rigide" bir demokratik rejim, mi? Yoksa esasta değişiklik yap- maksızın toplumun tesirlerini kabul ederek hafifçe degışebılen-- detayda “flexibler" tatar demokra rejim mi? Ufak farklarla dunyadakı top- lum sayısı kadar okratik re- jim olabılecegını duşunmek yanlış lum saadetinin bizzat toplum tara- fından temin edilmek gayesidir. Milletlerin içinde — bulundukları durumun da bu hareket şeklini ta- yinde önemi vardır. Hangi toplu- idi Rejim hakkında fakat bilgili gerçekleş- mi? Yoksa demokratik rejimde yaşamaya —alışmış toplu- mun, bunu ilelebet muhafaza etmek azmi ? Bu üç farklı hareket şek- linde de muşterek bir esas bulunabi- lir. Bu: "eniyi"yi gaye edinmiş top— yeninin mukayesesind sürat ölçüsü olarak alınabilir. Yukarda parçaladığımız "hangi demokratik rejim?" sualini, tabıatı cevaplandırabiliriz. şöyle de sorabiliriz: kendini en iyi şekilde idareye az- metmiş Milletlerin, halen içinde bulundukları duruma göre davranış tarzları nasıl olmalıdır? toplumlarda ihtiyaçların basitliği davranışları da basitleştir- miştir. Yasaklara (Tabu, inceste) mahvettıgı de olur. Şu halde bun- AKİS ,22 ŞUBAT 1958 -XXXIV- larda bile ilkel anlamda bir ihtilâl yaparak arzu ettiği idareye kavuş- ma serbestisi bazı şartlarla mevcut. tur. Diğer toplum şekillerile irtibatı olmayan bu şeklin, yine de bizim an- ladığımız manada demokrasiyle il- gili tarafları vardır: Tabu ve inces- te'in dışında hudutsuz hürriyeti ve kendini idare eden sistemi değiştir- mek hattâ mahvetmek iktidarı İkinci hareket şekli, demokra- tik rejımın ne olduğunu bilip, buna sa mış (İster toplumun müşterek hareket eksikliğinden, is- ter fert veya fertler tarafından bu idare tarzına geçmeye mani olun- masından olsun) toplumların dav- ranış şeklidir. Bunu Renaissance'- tan sonra Avrupa milletlerinin ken- dilerini idare eden fert veya grup- lara karşı gösterdi reaksiyonda bulmak kabildir. Anlaşılacağı — gibi bu, komple bir ihtilâl veya halk ha- reketidir. Rejim, toplumun tâyin et. tiği kimseler tarafından değil, biz- zat toplum tarafından kurulur. Dün- ya muvacehesinde hem hareket tar- zı hem de neticesi meşrudur. Fran- sız ihtilâli bunun örneğidir ve XX nci asır bu kabil davranışlara sah- ne olmaktan uzak değildir. Bu hare. ket tarzında tedricilik bahis mevzuu olamaz. Üçüncü bir hareket tarzı da, i- çinde bulunduğumuz asrın — hallet- meye uğraştığı problemin kendisidir. Bu da içinde yaşadığı, benimsediği ve nimetlerinden istifade ettiği de- mokratik rejimi, bir kimsenin veya kimselerin inhisarında bırakmama azmidir.-Burada "idare edilenin" ay- ni zamanda “idare eden" kimse ol- ması isteği, seçilen bazı kimseler- de kondanse olmuştur. Fakat bu se- “seçilence hiç bir faikiyet ver- mez. Seçilenin ölçüsü, seçenin ölçü- südür. Davranışlar, haklar, yetler eşittir. Üstelik seçilenin hür- riyeti bir bakıma kısılmıştır. lum (seçen) sö ve değiştirir söyler, yazar, toplanır fakat hiç bir zaman değiştiremez (toplumu). Buna teşebbüs ettiği takdirde top- lum hareket serbestisi kazanır. Bu serbesti yine kendi kontrolündün geçerek meşruiyet kazanmış bir tek şeye bağlı kalır: bu da Anaya- sadır. Detayı ayarlayan kanunlar, Necile BARLAS Anayasaya uygunlukları nisbetin- de toplumu tahdit etmezler. Anaya- saya uymayan kanunlar veya ka- nunlara uymayan şahsi tahakküm - ler dünyanın hiç bir tarafında hiç bir zaman demokratik rejimin şah- siyetini degıştırmemıştır Buna rağ- evolüsyonda ufak fıksasyonlardır Çünkü bu evolüsyon zaman mefhu- mu gibi milletlerin malı olmasına rağmen onun dışındadır ve akışını hiç bir şey değiştiremez. — Yeterki ğünü kendi içinde de ols za edebilsin. Anayasanın dışına çi- kan (seçilen), toplum tarafından se. çimle tasfiye edilir. Üstelik seçme fonksiyonunun da üstüne — çıkmaya veya orada kalmaya niyetlendiği an. laşılırsa toplum, o zaman hareket e- der (davranır) Toplumun kullandı- tayı davranışların toplamı, hiç bir devir, de toplumun kendi davranışının ay- ni olmamıştır. Miktar itibarile fer- df davranışların yekunu kuvvetinde fakat şahsiyeti — itibarile a erir K esi len bastırılan, susturulan z şan man gibi topluma kavrar, parazit- leri assimile eder, posasını kusar ratik şahsiyetini bıyolo_ıık şahsıye- ti (Milletlerin yaşama gücü a- dar aziz sa malıdır. Milletlerin şahsiyeti de kendileri gibi ölümsüz- dür.

Bu sayıdan diğer sayfalar: