22 Şubat 1958 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 10

22 Şubat 1958 tarihli Akis Dergisi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

kinleri kanunlarımızın gülünç hi- mayesi altına alacaktık? Fakat kanunun asıl suyunu çıka- ranlar. D.P. bunun mensupları oldu. Bunlar komisyon sözcüsü Ser- vet Sezgini kürsüye getirdiler ve o- rada kelimenin tam manasiyle ter- lettiler. Çanakkalenin D.P milletve- kili yerine dönerken, hakikaten iplik gibi ter şakaklarından ,süzülüyordu. Benderlioğlu, Ataman, Özçoban me- seleye vukuflarım gösteren — sualler sordular. İzzet Akçal da onları des- ALLAH Iti Demokrat milletvekili dün- yanın en zor vazifesini başarmak üze raya gidiyorlar. Batı memleketlerınde günün meselesi fe- zanın fethi olduğu için Demokrat milletvekillerinin bahis mevzuu zor vazifesinin de o isle alakalı bulun- duğu sanılabılır Hayır! Daha zor- dur. 1 Demokrat milletvekili İn- giliz parlamentosunun vaki daveti K » Üzerine Millet Mec Tisini Ingıltereye resmi bir Zziyaret- * lte temsil edecek- lerini gö niz mensupsunuz ? Heyet — namına muhtemelen Seba- tı Ataman cevap verecektir Biz — hepimiz lktıdar partisinde- Ingıl zler başla- rını sallayacaklar- 1r: "— Allah, Allah!. Türkiye Meclisin- de Muhalefet tem— silcisi yok mu? Kasım Kufrevı mütebess u- kabele edecektır, "— Var, elbette var” Ingılızler merak edecekleri — Peki, niçin onlardan kim se yok!." Nazlı Tlabar atılacaktır: — Onlar gelmeyi reddettiler. uammer Çavuşoğlu hemen ek- liyecektir: "— Zaten onlar böyledir. Onlar, Cumhuriyet bayramında Cumhur- başkanını bile tebrik etmedıler Biz dık." de onları protokole alma: AKİS , 22 ŞUBAT 1958 anızda tekliyordu. Bir defa, şu "şey" ne de- mekti? Komisyon sözcüsü öylesine bocaladı ki en sonda "biz bunu Bel- çika kanunundan aynen tercüme et- tik, orada foutes choses deniliyordu; yonun mesulıyet taşım na gar p bir mütalea serdetti Fa- kat "şey” meselesi, hakikaten sözcü- YURTTA OLUP BİTENLER nün canını sıkıyordu. Gerçi meşhur Nusret Kirişçioglu "sakalı şerif de diyerek "mukaddes şey"in tari- finin yapılmasını ıstemıyor i destekliyordu ama, doğru: tek pek emin degıldı Zaten bu sıra- da sözcü yeni fikirler serdediyordu. Bir ara "bu kanundan sonra papa- zın sakalına sovulemıyecek" dedi. D. P. sıralarından alaycı bir ses yük- seldi: "Ya Makarios?" Sözcü ciddi ciddi cevap verdi: — Makariosa gelince, dini va- KOLAYLIK VERSİN! İngılızler kibarca "remark" pacaklard İktidar partısı protokolune mi, Devlet protokolü Fransızca bılen Sebatı Ataman büyük prensıbı açıklıyacaktır "— L'Etat, c'e ya- Prof. Rı Sa lm Burçak vazi- yetı kurtarmaya çalışacaktır: — ete onların da katılması yo- lunda davet yaptığımız halde red- dettiler." Ingılızler meraklanacaklardır: "— Nasıl? Siz Muhalefet temsılcı— si de gonderecektınız Muhale bul mu etmedi? Yoksa sizin Muha lefet lngıltereye karşı vaziyet mi almıştı Sebatı Ataman atılacaktır: — Tabii! Halbuki biz, Devlet pro- tokolumuzda bulunmadıkları halde onlardan da bir kişiyi alıp getire- cektik. Gözü, gönlü açılırdı." İngilizler duraklayacaklar dır: —H işi alıp getirecekti- niz!. Meclisinizde Muhalefetin İkti- dara nisbeti beşe bir midir?" Suali Turhan Akarca cevaplan - dıracaktır: — "“— Hayır.. Üçe bir!" İngilizler heyet azalarını saya- caklardır. Sonra, kibarca, bir "re- ark" daha yapacaklardır .. Biz altı kişi davet etmiş- tık Siz de altı kişi gelmişsiniz. Uçe bir nısbet altıya iki demek değil mi uammer Çavuşoğlu demokra- tik görüşlerin en mükemmelini a- çıklıyacaktır: — Ama onlar, Cumhurbaşkanını bile tebrik etmediler ğ heyet azasından bir teki zannedıyorsa ki İngilizler "Aa bak, hakkınız var; doğrusu on- lardan bır işi, bu şartlar altında çoktur bile" dıyeceklerdır lütfen hemen ayılsın. Hadıse şudur: B. M. M. başkanlığı İngiltereye gidecek altı kişilik Meclis heyetine sadece bir tok mu- halif milletvekilini aday göstermiş- Şim d - dahil edilen mo tir. C. H. P. itiraz etmiştir: Mec- liste İktidarın Muhalefete nisbeti bire üçtür, o halde heyette dört İk- tidar, iki Muhalefet temsilcisi bu- lunmalıdır! Ama, hayır. Bu çok ba- sit hakikat Başkanlık divanına ka- bul ettirilememiştir. Bunun üzerine Muhalefet temsilci gonderm red- detmiş, İktidar Grubu da altı De- mokrat mılletvekı'linden müteşekkil bir heyetın gıtme— sini münasip gör- müştür. heyete De- milletve- omuzlarını diyebilir- krat killeri kaldırıp, le ki: — Canım, biz ne yapalım reden ayrılışımıza adar, rastlad ığı- mız herkes yukardaki sualler ız. Ama, den bır şey gelir Bu sualin cevabı son derece basit- tir: Evet, gelir. Hadise bir batı ce- miyetinde geçsey- di seçilen — millet- vekilleri gitmeyi reddederlerdı Baş. kanlık divanına karşı kendi Grup- larının değil, Mec- lis umumi heyetinin bir sıfa- üyesi tıyla vaziyet alırlar, divanı Meclisin teşekkül nisbeti neyse heyeti de ay- nı nisbet dahilinde teşkile zorlarlardı. Batı cemiyetleri bugünkü demokra- tik seviyelerine böyle gelmişlerdir, iç kimse onları ellerinden tutup çı- raya getirmemiştir."

Bu sayıdan diğer sayfalar: