Başkanları son derece şık kıyafet- leriyle dikkati. çekiyorlardı. Bazıla- Ti Öylesine özene bezene giyinmişler- di ki, Bakanlar bile onların yanında sönük kalıyordu. İnsan, .ister iste- mez 1950 öncesi D. P. aşkan- ları ile yenilerin bir mukayesesini yapıyordu Memleketin içine gırdı— diği "Nurlu ve müreffeh devre"nin bundan güzel delili mi olurdu? Saat 12.35 de Vali Mümtaz Tar- han geldi. Fakat Liman Lokantasının kapısının açıldığı çıkmaz sokağı kir- pas içinde görünce son derecede içerle di. Ne demekti yani ? Biraz sonra Baş bakan "gelecekti, sokağı böyle mi görmeliydi? Lokantanın kapısının karşısındaki Denizcilik Bankası me- murlarını bu yüzden iyice haşladı. Çıkmaz sokağı da, binanın hademele- rine ellerindeki kuç ük — süpürgelerle temızlettı Yerdeki taşkömürü kırıntı. taş ve sigara izmaritleri hep kal- dırıldı Kapıda bu temizlik yapılırken Emin Kalafat göründü. Lâcivert bir el bise giymişti. Liman - Lokantasının sahanlığında Müteşebbis İl İdare He- yeti azaları tarafından karşılandı. Azaların dokuzu da tek sıra halinde dizilmiş, gelenleri selamlıyorlardı. Koyu olan na doğru eğ geldin, şeref verdin" Başbakanın ziyafete, saat 13 de geleceği bildirilmişti. Onbeş dakika kadar aldı. elmeden önce Lokanta katına çıkan asansörün önü ve sahanlık paspaslarla yeniden iyi- ce silinip süpürüldü. Daha önce ge- lenlerin ayaklarındaki çamur, ortalı- 13.20 d katta açıldığında içinden üç kişi çık- tı. Bunlar, Koraltan, Menderes ve Ali Fuat Cebesoydu Diğer asansör- de ise Polatkanla Zorlu — göründü. Menderes asansörden çıkarken Kor- âltana yol verdi. Müteşebbis İl İdare Heyeti Menderesi karşılamak için se- lâmlıkta beklemekle yetinmemiş, asan sörün Önüne kadar inmişti. nce Koraltan ve sonra da Menderes ve Cebesoy teker teker azaların elini sıktılar Menderesin yanında Koral- tan sönük ve hemen herkes yalnız Menderesle alakadar olduğu için çok kere ortada kalıyordu. Diğer davetli- ler de kapıya üşüşmüşlerdi. El sıkma faslının yanında el öpenler de son de- rece Menderes de, Koraltan da ellerini uzattılar. Bu arada uza- nan beş on kol, Menderes ve Koral- tanın üzerindeki paltoları sıyırıp çı— karmıştı. Menderes kahverengi,. Kor altan ise gri flanel bir elbise gıymış— Menderes, etrafını saranlarla ha- futbolcu, Genel Meclis azası Fikret Kırcana -Küçük Fikret- bir gün ev- vel hazır bulunduğu B. . G. S. maçından uzun -uzun bahsetti. Bu a- rada küçük bir tepsi içinde ıçkı su- nuldu. Menderes bir martini seçti ve kadehini havaya kaldırarak — Müte- AKİS, 25 OCAK 1958 şebbis İl İdare Kurulunun muvaffa- kiyeti şerefine içti. Etrafındakiler de bu tememniye iştirak ettiler. Bu ara- da, ziyafette açıkta kalmaktan kor- kanlar masanın etrafında önceden yerlerini peylemişler, ayakta bekli- yorlardı. zam masanın dört ayağının bırleştıgı kaıdesınde şeref — mahalli ardı. eres sağına Üzeyir A- vunduku, soluna Refik Koraltanı al- mıştı. Refik Koraltanın Öte tara- fına da sırasıyla Ali Fuat Cebesoy, Cemil Bengü, Emin Kalafat, Fatin Rüştü Zorlu, Hasan Polatkan ve Mümtaz Tarhan vardı. Ali Fuad Ce- besoyun Bakanlardan önce gelmesi bazı kimseleri şaşırttı. Fakat bu, sürprizlerin daha itkiydi. Cebesoya İltifat Butun ziyafet boyunca Adnan Men- hemen sadece Ali deres, Fuad YURTTA OLUP BİTENLER den önce de Vilâyette — Başbakanla uzun bir konuşma yapmıştı. Vilâyet- ten Liman Lokantasına birlikte gel- mişlerdi. Enginarlar tevzi edilmeye baş- landıgı sırada, Bengü ayağa kalka- ısa bir hoşamedi konuş- ması yaptı. Kendisine Menderes ,ce- vap verdi. Biraz önce Mümtaz Tar- han, Başbakandan müsaade alarak gıtmıştı Menderes izni başını öne eğerek vermiş ve Tarhanın elini sık- mıştı. Genel Başkan D. P. İstanbul teşkilâtının “güzide ve ileri — gelen şahsiyetleri arasında bulunmaktan" bahtiyarlık duyduğunu söyledi. Ko- nuşmasını, " . Başkanımız ve çok büyük ve kahraman bir de ey- let adamımız olan Ali Fuad Cebesoy ve Vekillerimiz adına" yaptığını ilâve etti. Cebesoy Bakanlardan önce sa yılıyordu. Sonra niçin Cebesoydu da, diğer İstanbul milletvekilleri değil- Genel Başkan İstanbul partilileriyle Tatlı yiyelim Cebesoyla meşgul oldu. Hani Milli Savunma Bakanlığına bir tâyin ya- pılmasaydı bunu böyle bir tâyine yormak pek âlâ mümkün olabilirdi. Koraltan, Menderesin hemen yanın- da bulunmasına rağmen bütün ziya- fet boyunca Genel Başkanıyla ya iki, ya da üç kelime ancak — konuştu. Menderes devamlı surette Cebesoyla Koraltanın önünden, hattâ onun ye- mek yemesine bile mani olacak şe- kilde eğilerek — hasbıhal — ediyordu. Onların konuşması sırasında — otur- duğu yerde geri çekilmek zorunda kalan Koraltanın suratı bir hayli a- sıktı. Menderesle zaman zaman ko- nuşmak teşebbüsleri de kısa cevap- larla kesilmişti. Başbakanın Cebesoyla bu alâka- sı nereden çıkıyordu? Bunun sebebi bir türlü izah edilemiyordu. Üstelik' Cebesoy, Liman Lokantasına gelme- tatlı -konuşalım di? Genel Başkan onları saymadı Bu sıralama, Bakanların bile gar bine gitti ve 'Menderese gayrı ıhtıyarı baktılar O, ellerıni karnı nın Üze- muş onuşuyordu. Istanbulda 1946 dan bu yana Demok- rat Parti için çalışmış olanların hep- sine teşekkur etti. Hattâ ölmüş o- lanları ve "z nın aldatıcı cere- yanlarına uyarak — başka saflara il- tihak edenler"i de tasrih etti. Hiz- metlerinden dolayı şükran hislerini ifade etti. Bütün İstanbullulara da, son umumi seçimlerde Demokrat Partiye "müteveccihkâr oldukların- dan dolayı sonsuz minnetlerini" ar- zetti. . Menderesin İlâve ettiklerine bakı- lırsa, "Demokrat Partinin daha dört sene müddetle memleket hizmetinde kalması mukadde ' D. P., asıl bü- yük hızmetlerını dort senenin hita-