C E M İ Y E T stanbul Valisi Mümtaz — Tarhan Yıldı Polıs Okulundaki dıploma tev merasiminden sonra gaze cılerle goruşurken verdiği beyanat esnasında şöyle dedi: "İstanbuldaki nüfuz saltanatına son — verilmiştin Hangi partiden olursa olsun, nereden gelirse gelsın hıçbır tesir bizi ka— rarlarım öndürmiyecektir." lstanbullular Valılerının bu güzel açıklamayı yaparken "ha gi parti- den olursa olsun" demesine bilhassa memnun olmuşlardır. Boyl ikle, u- zun zamandanberi memlekette huzur bırakmayan, vatandaşları sindiren ve işleri altüst eden — Cumhuriyet Halk Partisi tedhişinden hiç olmaz- sa İstanbulda kurtulunacağı anla- şılmaktadır. e I zmir Valisi Kemal Hadımlı, Eski- şehir Valisi Arif Hikmet Özgen, Sivas — Valisi Fahrettin —Akutlu ve Antalya — Valisi Niyazi Akı uçakla Londraya gittiler. Valilerimizin ora- da birçok sahada tetkiklerde bulu- nacakları, Avam Kamarasının bir toplantısını takip edecekleri ve me- buslarla yemek yiyecekleri bildiril- mektedir. İktidar çevrelerimizde yok- luğu şiddetle hissedilen İngiliz hu- kuk, kanun ve nizamlarına dair bil- filere böylece kısmen kavuşulacağı ve bu mevzularda hakikate uzak- tan akraba dahi olmayan beyanların biraz azalacağı umulur. Kadınları Koruma Derneği Başka- nı Mediha Gezginin teşebbüsüyle Park Otelde toplanan otuz beş ha- nım “Kadınlar Partisi" — kuruluşunu konuştular. Açıklanan programın en mühim iki maddesi: 1) Kadınların! politika hayatında erkeklerden geri- de kakmamasını temin; 2) Koylu ka- dınların seviyesini yuksel Bu maddelerin ikisi de aydın Vatandaş- lar tarafından sakat görüldü. kere birincisine hiç lüzum bulunma- dığı, çünkü politika hayatında er- keklerimizden geride kalmanın im- kansız olduğu 1ler1 sürüldü; İkincisi- ne gelince, nüfüsumuzun herhangi bir kısmının altına kriko konulmuş gibi yükseltilemiyeceği, köylü — ka- dınların alkınmasının bütün mem- leketin gelişmesiyle sıkı sıkı — bağlı ve yeni kurulacak bir partinin faali- yet imkânlarının üstünde bir iş oldur ğu bildirilmektedir. Teklif: bu nımefendiler köylü kadınları bırak- salar da, kendilerinin daha yakından taradıkları Hiltonlu kadınların sevi- yesini yükseltseler! Hılton Otelinin karşısında faaliye- geçen ve sırf mefruşatı — için 700. 000 lıra sarfedilen Tüccar Kulü- bü geçen hafta polis tarafından ba- sıldığı zaman bir bakara masası, bin- AKİS, 25 OCAK 1958 lerce liralık fiş ve beş — kumarbaz tüccar ele geçti. Kulübü idare eden Osman Aktuğ ile eniştesi Selâhaddin Tunç Beyler aleyhıne takıbata landı. Bu hadise uyandırdıgı hayreti g zira "sosyete" kulüplerimizde "oyun oynandığı ve tüccarlarımızın da ku- mar temayüllerinin bilhassa son yıl- larda büyük — bir inkişaf kaydettiği herkes tarafından bilinen hakikatler- dendir. lşın asıl garıp tarafı, polisin bu baskını yapmak için aldığı ted- birin mahıyetidir Bıldırıldıgıne göre. ba kınd "tüccar eroinci kisvesiyle e- roinciler arasına, casus kisvesiyle ca- i görülmüştür suslar arasına girdiği dir: memleketimizdeki tiyatro faali- yetinin gerek çap, gerek seviye ba- kımından kendisi için büyük bir sürp- riz teşkil ettiğini, gördüğü birçok tem silin — kalitesinin — Avrupa ve Ame- rikadakilerin seviyesinden aşağıda olmadığını, bunun kültürünün halihazırdaki durumu için fevkalâde ir not sayılması gerektiğini ve ti- yatromuzun bu hakiki kalkınmasının herhalde hükümetçe yüzde yüz des- teklendiğini tahmin ettiğini — söyle- mektedir. Tanıştıklarından kimse Dr. Shipley'e Devlet Tiyatrolarımızın fa— aliyetini geliştirecek olan kanun hâlâ çıkarılmadığını ve görünüşe ba— kılırsa idarecilerimizin "Tiyatro olsa a olur, olmasa da!" zihniyetiyle ha- reket ettiklerini açıklamadı. Amerikanın meşhur komiği ve te- levizyon tulüatçısı Milton Berle İstanbuldan geçti. Demokrat Parti nedense bu büyük fırsatı kaçırdı: İyi maaşlı rahat bir iş teklifiyle kendi- Günseli Başar Sabık — Beğdeş ama, polisin tüccar kisvesiyle tüccar- lar arasına girmek — mecburiyetinde kaldığı ilk memleket Türkiyedir. ski — güzellik kraliçelerimizden Günseli Başar kocası Kutsi Beğ- deşten ayrıldı. Boşanma — sebebinin uhi imtizaçsızlık" oldug fakat tarafların hangi fi- bulunup ta bagdaştıra— açıklanmad bildirildi; kirlere sahip madıkları New York Tiyatro Tenkidçileri Başkanı Dr. Joseph Shipley karı- sı ve kızıyla beraber birçok şehirle rimizi dolaştıktan ve oynanmakta 0- lan bütün piyeslerimizi gördükten, sonra İstanbulda sanatseverlerle ta- nıştı. Dr. Shipley'in bugünkü Türk tıyatrosuna dair söyledikleri hepimi- yüzünü güldürecek mahiyette sini ikna edip parti saflarına katarak memlekette alakoymadı. Kuyumcu Franguli'nin İstanbulda- ki mağazası dünyanın en hâdiseli dükkânı unvanını kazanmağa nam- zet bulunuyor: Daha evvel bir soy- gun ve bir katil hâdisesine sahne olan bu mağazada geçen hafta iki bekçi havagazından zehirlenerek ko- ma halinde hastahaneye kaldırıldılar. Parısın egzistansiyalist — şantözle rinden Catherine Sauvage bir haf- ta müddetle bir gece kulübünde şar- kı söyletmek için İstanbula geldi. Egzistansiyalizmin, marangoz atolye lerinde çırılçıplak yakalanma u memleketimizde iyi bı— lindiğinden Mademoiselle Sauvage'- ın gelişi marangoz muhitlerinde a- lâkayla karşılandı. 29