KADIN ğı nura garkeden Edisondur. Chur- chill, Einstein gibi şöhretler de vasat talebelerdı Şahsiyet ayni zamanda aktüeldir de. Her yaşta öğrenilecek şeyler var- dır ve bu zamanında yapılmalıdır. Meselâ zamanında yemek pişirmesi- ni Ööğrenmeyen bir kız ilerde yemek pişirmesini öğrense de bunu zevkle yapamıyacaktır. Nasıl zamanında normal gıdasını alamamış bir çocuk, ilerde bütün ihtimama rağmen bunu tamamile telâfi edemiyecekse Za- manında icap eden şeyleri öğrenemi- yen çocuk ilerde bunu telâfi edemi- yecektir. Son olarak şahsiyet orjinaldir. Ya- bir çocuk yaradılış ve karakter i- tıbarıyle başkasına benzese de, kim seyle kıyas edilemez. Meselâ 2/A sı- nıfından Ahmet bir tanedir. Dünya- da onun tam bir eşi yoktur, olamıya- caktır. Bunun için ailenin ve öğ- retmenin çocukları tanımaya çalış- maları lâzımdır Tedbirler z ekâ ve karakter testleri ile çocu- ğu tanımaya çalışmak lâzımdır. Bundan sonra ölçü üzerine, terbiye, ölçü Üzerine tedris sistemine gidi- lebilir.. Ölçü üzerine terbiye ve ted- ris çocukların kabiliyetlerine, şartla- ra göre terbiye ve tedris demektir. Çocuklara fazla zorlamalar yapma- mak lâzımdır. İftihar listesi gibi rekabetler yerine — onlara rekabeti, kendi kendileriy- le rekabet etmeyı öğretmelidir. Öy- le insanlar ardır ki hayata atıl- mış evlenmışlerdır de hâlâ geceleri ruy alarında ihana — girdiklerini görür, kanter içinde uyanırlar. renmek bir zevk olm, alıdır kence değil! Bunun için tazyikleri, zorlamaları ortadan kal- dırmak lâzımdır. Bizdeki öğretim Programlar ağırdır. Müfredat prog- ramı çocuklar ne Öğrenebilirler, ne kadar öğrenebilirler, hangi yaş- ta neleri öğrenmelidirler? Prensibi üzerine kurulmalıdır. Halbuki öğretmenler toplanırlar çocuklara ne ogretelım derler ve kendi kafala- rına göre program hazırlarlar. Ço- cuklar doldurulan makinalar değil- dir. Bilgiyi onlara bilgi ile vermek lâzımdır. Eğitim her bakımdan ruhi seviyeye parelel olmalıdır. emokrasinin tohumları Sükrü Selçukluoğlunun konferan- sım bir f'ılm takib etmişti. — Bu fifmde, belki yüzlerce çocuk güzel bir şekılde tatıl yapıyorlardı Başla- rındaki buyukler ancak zaman Za- man ve çok zaktan görülüyorlar, çocukların 1şler1ne müdahale etmi- yorlardı. Çocuklar çalışıyor, — oynu- yor, kavga ediyor veya birbirilerinin yardımına koşuyorlardı. Bazen hassas, bazen yırtıcı bazen müsama- hakâr idiler. Tıpkı hayattaki büyük- ler gibi. Bu hayattan bir sahne idi. Bu sahnede çocuklar beraber yaşa- mayı öğreniyor ve demokrasinin ilk tohumları atılıyordu. 28 Erkekler için giyinelim rkekler modadan ve bilhassa ka- dınların giyim Zzaafından daima alaylı bir şekilde bahsederler. Hal- buki, kadının giyinmesini — severler Ve iyi giyinmiş bir kadın da daima alâkalarını çeker. Ancak, kadınların "iyi giyinmekten" anladıkları şeyle, erkeklerin "İyi giyinmek"ten anla- dıkları şey arasında çok fark vardır. Kadınlar için iyi giyinmek ekseri ye- ni birşeyler dikinmekle kaimdir. He- le biraz da maddi imkânı varsa ka- dın, pahalı' ve lüks elbiselere merak Göz dolduran bir elbise Zevki erkeğe ait sarar, en pahalı şapkayı kendisine en çok yakışan bereye tercih eder, şahane kıyafetlere girmeğe çalışır Oysa ki fazla lüks ve fazla muhte- şem bir eda taşıyan elbiseler erkek- leri ürkütür hiç değilse gözlerini yıl- dırır.. Bundan başka ekseriyetle şa- hane kıyafetler, bu kıyafetlere bü- rünenleri olduklarından yaşlı göste- rir. Parası fazla olan bir kadın gi- yimine fazla para sarfedebilir. Fa- kat bu fazla parayı işin gösteriş ta- rafından — ziyade kalite için harca- malıdır. İyi bir dikiş, iyi bir kumaş, kıymetli aksesuarlar göze — batmaz aksine, bakışları cezbeder. Erkekler- de bu tarz lüks giyimden hoşlanır- lar. Işın tuhafı çok para sarfederek sade giyinen kadınların çok sarfettiklerini ancak kocaları Erkeklerin hoşuna gitmek için ilk şart giyimde gösterişten kaçınmak ve ihtişam, lüks, para yerine zevki ve göze batmıyan süsü tercih etmek- tir. Hele maddi imkânları az olan kadınların lükse heveslenmeleri er- kek gözünden hiç kaçmaz. — Küçük bir terziye ince işler yaptırmak, gün- delikçi kıza Dior modellerinin en güçlerini diktirmek, fena malzeme ile en son moda orijinal şapkaları ısmarlamak yüzde yüz değilse bile, yüzde doksan dokuz fena netice ve- rir. Giyimde insanı daha yaşlı gös- teren, cazibeyi söndüren ve erkekle- ri ürküten ihtişamdan kaçınmak lâ- zımdır. Hele az parayla yapılmak istenen gösteriş gülünç olmaya mah- ümdur par bilir. Erke klerın giyimde hoşlanmadık- ları hususlardan biri, belki de baş lıcası özentili bir cıddıyet ve modası geçmiş çok klâsik kıyafetlerdir. Bir genç kız, devamlı surette bebe ya- kalı elbiseler ve klâsik ayakkabı- larla dolaşmamalıdır. Bir genç ka- dın ömrünü mahut nikâhlık siyah tayyörle geçırmemelıdir Erkekler modadan anlamaz görünürler ama demode kıyafetleri de hiç sevmezler. ölçülü şekilde b şahsiyet ilâve eden giyi 1md1r i hüküm surerken omuz- gö gsü, kalçaları ve beli sıkı sı- kı saran kıyafetlerle dolaşm ak bakış- ları fena şekilde çeker. Modadır di- ye yakışıksız şekılde çuvallara bü- rünmek te gülünçt Moda bahsi Erkekler kadının iyi — giyinmesini ister ve dolayısı ile kadınla daha çok ilgilenirler ama, modadan ve el- biseden çok bahseden kadından da hoşlanmazlar. Moda bahsi erkek ya- Moda yalnız elbise demek degıl— dir. Erkekler elbiseden çok başa yaklara saçlara ve ellere bakarlar. Temiz ve iyi taranmış saçlar, bo- yalı ayakkabılar temiz çorap ve te- miz eldivenler, temiz bir mendil on- lar için en lüks modelden mühimdir. Kadınlar kadınlar için giyinmek- vazgeçmelidirler. Kadınlar er- kekler için giyinirlerse — daha sade, fakat daha cazibeli, daha rahat fa- kat daha güzel, daha ekonomik fakat daha başarılı şekilde giyinmeği öğre- nirler.. Giyim bir kadının gayesi ol- mamalıdır ama onunla icap ettiği ka- dar da meşgul olmalı, her mevsim başı gardrobunu gozd en — geçirerek yeni modellere bakarak ufak tefek ilâveler rötuşlar yapılmalı Kadınları çatlatmak için giyinen kadınlar çirkinleşirler, erkekler için giyinen kadınların cazibeleri artar, muvaffak olan büyük terzilerin ekse- riyetinin erkek oluşu da erkeklerin bu işten anladığına delildir AKİS, 25 OCAK 1958