lantıya ayrı bir ehemmiyet veriyor- du. Onun kuvvetli şahsıyetı Bagdat Paktı için bir nevi yerine geçecekti İstenmiyen adam nkaralılar beş senelik — yıpratıcı bir Dışişleri Bakanlığından sonra Dulles'ı, son derece yorgun ve ihti- yar bulacaklardı. Hür dünyanın me- suliyeti, iri gövdesini biraz — daha kamburlaştırmıştı. Kocaman çenesi- nin ağırlığı altında öne kayan başı Dışişleri Bakanını Piza kulesi gibi egrıleştırıyordu Dünyanın dört kö- sesinden yağan tenkitler gülmez yü- zünü daha da gulmez yapmıştı. Onun her şeye "hayır" demekte Molotofu bile geçtiğini Büyüyenler eksik değil- di. Talihsiz Süveyş seferi ve bilhas- sa Sputnikten sonra, Dulles Ameri- kanın en nüfuzlu gazetelerinin ve gazetecilerinin de bir numaralı nişan tahtası halıne gelmişti. — Newsweek, ime, ws gibi sürümü fazla mecmualar, her hafta Dulles'ın isti- fasının muhakkak olduğunu yazma- et edinmişlerdi. — Yardımcısı Herterın veya General Grurither'in yakında onun yerini alacağını 1ısrar- la söylüyorlardı. Hele son NATO toplantısından beri Dışişleri Baka- nının şahsı etrafında dönen tenkit kasırgası müthişti. Sayın Demokrat senatörler, ondan hemen hemen Mos- kova Radyosundan aktarma kelime- “kuvvet şurubu' lerle — bahsediyorlardı. — Washington Post "bayağı menfiliği ve zekâ fıka- ralığı"nı acı acı tenkit ediyordu. Herald Tribune'un meşhur Stewart Alsop'u kısaca, "Dulles gitmeli" di- yordu. James Reston, New York Ti- mes'daki köşesinde daha nazik de- ğildi: General Eisenhower askerleri- nin güvenini kaybeden bir kumanda- hin vazifesine son vermekte tereddüt, edemezdi, Dulles da herkesin itima- dını kaybetmişti, o halde sahneden çekilmeliydi! Bu amansız münekkit- er, Dulles'ın karısının şahsında bek- lenmedik bir müttefik bulmuşlardı. Mrs. Dulles, gecen yılki bağırsak kanseri ameliyatından — beri kocası- nın istirahata İhtiyacı olduğunu dü- şünüyordu. — İstifasını — verip bütün Amerikalı mütekaitler gibi Çiftliğine çekilmeliydi. Dulles karısının ısrar- arına, ne yapması İlâzım geldiğini bilen adamların müsamahalı tebes- sümüyle mukabele ediyordu. istifa için vakit daha erkendi; büyük bir diplomatik zaferden son- ra çiftliğine dönmeyi — düşünebilirdi. Mrs. Dulles bütün gayretlerine rağ- men kocasını bir türlü ikna edemi- yordu Fakat bir iki hafta evvel mansız münekkitler, Mrs. Dulles'ın çıftlık hülyalarım az kaldı gerçek- leştiriyorlardı. Son tenkit kasırgası Dulles'ı yaralamıştı.. Hemen Cum- hurbaşkanının yanına koştu, eğer o da münekkitlerin fikrine iştirak edi- yorsa çekilmeye hazır olduğunu söy- ledi. Ike hiç tereddüt etmeden "ha- yır kalmalısın sana sonsuz — itima- ım var" dedi Cumhurbaşkanının Dışişleri Bakanına hakikaten sonsuz itimadı vardı. Bunu her vesileyle tek- rarlıyordu Geçen Çarşamba yaptığı AKİS, 25 OCAK 1958 basın toplantısında da Dışişleri Ba- kanım yavrusunu koruyan bir aslan gibi savunmuştu. Dulles, "tanıdığı insanların en zekisi, en istidatlı- sı"ydı. Ike, Cumhurbaşkanı olmam dolayısıyla dünyanın en mühim şah- siyetlerini tanıyorum. BU — sebeple Dulles'ın kıymetini dogru bir şekilde olçecek mevkideyim" diyordu Eisen- how Kruçef, — Bulganin, — Eden MacM llan, Adenauer, Kral Su d Nuri Said ve tabii Menderes gibi bir takım mühim — şahsiyetleri tanıyıp değerlendirmek fırsatını — bulmuştu. Bu kimseler belki harika insanlardı. Fakat, Amerika Cumhurbaşkanına göre hiçbiri Dulles'la aşık atamazdı. Halbuki hemen bütün dünyanın Dulles hakkındaki fikri bunun tam tersıydı Dışişleri Bakam “"zekâ fi- karalığı ve menfiliği" ile dünya ça- ANKARA KONFERANSI yetsizliğin üç — sebebinden biri Dul- les'dı! İşte Dulles Bağdat Paktına kuv- vet vermeye, böyle bir zamanda ge- liyordu. Sallanan pakt Doğrusu istenilirse Bağdat Paktı şu —sıralarda ayakları — üstünde pek zor duruyordu Pakt, "NATO'- nun arapçası" olmaktan bır türlü ile- ri gidememişti. Merkezi Bağdattay- dı, fakat Bağdatta "Bağdat Paktı" lâfı —çekinilerek ediliyordu. Şehrin banliyösündeki "Bağdat Evi" adı ve- rilen iki katlı bina, etrafında kopartı- lan fırtınaya rağmen Bağdat Paktı- nın mevcudiyetinin elle tutulur tek i. Bağdat Evi, Paktın umumi karargâhıydı. Evin turıstık afişlerle dolu bir odasında, Genel Sekreter Avni Halidi oturuyordu. Halidi mev- Dulles 56 ay evvelki ziyarette Geçmişe mazi derler pında bir şöhret kazanmıştı Evvelce çocuklarını "Stalin — geliy diye korkutan Avrupalı anneler yavrula— rını terbiye etmek için Dulles'ın şâhsında yeni ve zararsız bir "korku- luk" keşfettiklerinden — emindiler. Fakat hayır, ne yapılsa nafileydi. Ferhadı nasıl Şirinden vazgeçirmek hayal ise, Ike'ı da Dışişleri Bakanın- dan ayırmak imkânsızdı. Mizaç iti- bariyle son derece yumuşak olan Eisenhower bu hususta son derece inatçıydı. Eisenhower'in bu inatçılığı hoş görülebilirdi. Fakat her hususta inatçı Dulles'a ne etrafındakiler, ne dünyanın dört bucağındaki siyaset adamları kolay tahammül edemiyor- lardı. Amerikanın son manlarda uğradığı bazı diplomatik muvaffaki- yetsizliklerden onu mesul tutuyor- lardı. Newsweek'e göre, muvaffaki- cudiyetinin farkına — varılmasından korkan, sessiz bir. adamdı. Bir İn- giliz gazetecisine göre, telerde çıkmasından yordu. Ingılız gazetecisi, retlerine rağmen alidiyle — iki çıft doğru dürüst lâf konuşmaya muvaf- fak olmamıştı. Paktın askeri gücü de, Genel Sekreteri gibi son derece mutevazıydı İngilterenin askeri kuv- vetleri, Paktı askeri bir varlık hali- ne getırecek kudrette değildi. Birkaç "Canberra" bombardıman uça- gıyla işler halledilemezdi. Karaşi top- lantısında, Amerikalılar askeri ko- miteye iştirak ettikleri zaman Paktın dah mekleme — safhasına bile gir- mediğini keşfettiler. Organizasyonun ne irtibat vasıtaları vardı, ne İojis- tik enfrastrüktürü. Surprı hücum- lara karşı müşterek bir plân hasır- 11