İKTİSAD İ VE MALİ SAHADA Kalkınma Mecburi bir çıkış eçen haftanın sonunda, Büyük Millet Meclisinin bir — odasında dik sesli bir mın söz almak ıçın sabırsızlandı— ğı görülüyordu. Niha sÖZ sırası isi i. Du yd duymadık bir edayla konuş- — Efendim Demokrat Parti İk- tidarının plânı da vardır, programı da!" Devâsâ eserler, plân progra sız nasıl yapılırdı? En y üksek fen adamlarını -yani mühendisleri- din- ledikten sonra plâna yok nasıl de- nirdi? İktidar basının çok söylediği bu Jlâfları tekrarlıyan telâşlı ha i mılletvekılı i. Bir gü vvel ko- cevap veriyor— hatip anlaşılan İnşaa Odasının yıllık toplan— konuşması- unuttur- lüzumlu oldu- i bir çı- Kasım Gülek ideal bir he- i. Tecrübeli hatip en büyük bom- basını sona saklamıştı: Yabancı ser- maye Turkıyeye girmiyordu, biliyor niçin? Zira Kasım Gülek istemiyordu da ondan. Ah Gülek yabancı sermayeyi . Amerikan Hükümetini ik- arttırmaktan caydı- olar maaşlı yârdım Dewey'in yerini almıya onu bir razı edebilsek işler ne iyi gidecek- ti girmesini Kabahat Kimin ( : eçen haftanın ortasında Od York Ticare asının Hotel ierre'de verdiği yemekte söz alan cerbezeli sefırımız Ürgüplü, Himmet Ölçmenin Bütçe Encümeninde yap- tığı gibi "plân da vardır, program da!" demiyordu. Evet plânımız yok kit ediyorsunuz diyord kat ka- bahat in ilâve ediyordu Kab yardımınındı Yardım plânsızdı. Hiçbir zaman, ne dolar verileceğini evvelden bilmiyorduk. Amerikalı iş a- mları —insaf etsinlerdi. Bu şartlar altında nasıl plân yapılabilirdi? Ne kadar dolar verilirse, b günlük ıhîıyaçları kapatmaya çalışıyorduk. Tabit ki nazik iş adam- ları, aynı şekilde yardım a'an diğer memlekellerın mükemmel plânları olduğunu, hatırlatma— dılar. Ürgüplü de bir edayla sozlerıne devam etti: Sey- han barajı için kredi — verdiniz, çok güzel. Bir baraj inşa ettik. Çukur- ovayı su taşması felâketinden kur- tardık.. Bundan sonra ovanın sulama tesisatını tamamlıyacaktık. Fakat AKİS, 25 OCAK 1958 Kasım Gülek Her kredinin ardı taşın kesıldı altında Çalmadık ka- kredi - Suat Hayri Ürgüplü Kabahati gelin etmişler M myata pirince giderken evdeki sal sayılabılır " İnşaat mühendisleri kongresinde Konya milletvekili — de, cerbezelı Washington sefiri gibi plan ve program örnekleri vermişti. Anla- ları artık görülmem'ş kalkınmanın gorulmemış hikâyelerini, marifet ar- en müeliflerin ağzından dinliye- cektık Ticaret Züğürdün rüyası G eçen haftanın ortasında vru pa Işbırlıgı Konferansıııa katıl- mak ıçın ıs hareket etme evvel Dışişle Bakaııı Zorlu uçurtulmıyan — gümrükler ardına kadar açılacaktı. Maliyeti yüksek, kalitesi düşük mal imâl e- den sanayicilerin telâşlanmasına da -zaten telaşlanmıyorlardı, bir sebep tu Dış şleri Bakanı onları d d üşünmüştü. Sanay cileri korum ıçın bir intibak, fonu temin edılecek- saye ş rekabete iz. verıyordu Yunanistan. İrlan İz- n i iktisadi ışbırlıgıne a- yak uyduramıyanl ıçı "hus bir rejim" tesis edilecek Sonra mühimi az gelişmiş memleketlere ususi rejime tâbi tutulanlara- ikrazatta bulunmak için bir banka düşünülüyordu — T; b" ki bu bankanın imkânları eninde so da Sam. Amcanın Cömertliğine tabı olacaktı. Bunlar güzel şeylerdi. Anlaşılan bu serbest mübadele hususi rejime gö re, sımsıkı kapalı gumruklerle ya- pılacaktı. Bir zamanlar mrükleri yarı yarıya açan meşhur lıberasyon siyasetine adı karışan Dış ş eri Ba- kanı, doğrusu güzel bir ka yapı- yordu. Am, aka da olsa boyle tat- lı sözler h oş gıdıyordu Yoksa her- kes biliyordu ki siyah pecesine sım- sıkı sarılan gümrükler, daha uzun müddet namahreme eteğinin ucunu bile göstermiyecekti. Milletlerarası Gümrük İdaresine (GATT) sunulan konsültasyon ra- di. Gümrük! ithal mallarından a a esen vergiyi alan, istediği mala imtiyaz tanıyan Türk Hükümetinin, raporda "serbest mübadele sistemi prensiplerine sami- miyetle inanmakta ve halen meri- yette bulunan dış ticaret — rejiminin ATT hükümlerine sadık kalmakta" oldugu söyleniyordu!' Yalan da değil- di, kagıt üzerinde hak katen lıberal bir rejime sahiptik. lerle kim kimi aldatıyordu? İktisadi kalkınma yolunda olan az gelişmiş 19