AKİS, EN H erkesin maksadı aynı. — Herkes Rusyanın Orta Doğuya girme- mesini istiyor. Güzel Peki, Ruslar bu bölgeden nasıl uzak tutulacak? Bu noktada farklı görüşler ortaya çıkmaktadır Mr. Dulles bir zamanlar, Rus- yayı durdurmak için bir hat çiZz- menın kâfi geleceğini inanmıştı. Bu meşhur "Kuzey Seddi" fikriydi. Müttefik memleketlerden müteşek- kil bir hat emir Perde memle- ketlerini kuşatacaktı. Rusyanın, as- keri üstünlüğünden çekindiği Batı tarafından çizilmiş bir hattı, geç- meye cesaret edemiyeceği samlıyor— du. Balkan Paktı, SEATO, ANZUS ve Bağdat Paktı bu fikrin neticele- ridir. Ruslar hakikaten bu hattı aş- madılar; ama kenarından dolaştı- lar. Bağdat Paktının teşkilinden bi- raz sonra, Mısırın talebi üzerine ilk Rus silâhları Orta Doğuya girdi. Bu durum karşısında Mr. Dulles, geçen yıl başından sonra ikinci bir fikir ortaya atmak zorunda kaldı. Bu sefer siyasi hattın yerini siyasi satıh almaktaydı. Yeni doktrin bü- tün.Orta Doğu memleketlerini bir bayrak altında toplamaya — çalışa- caktı. Bir elinde ufacık bir dolar ke- sesi, diğer elinde oyuncak tank ve tayyareler Hususi Elçi Richards, A- rap Dünyasına, i birlik fik- rini satmakla vazıfelendırıldı Gel- gelelim Mısır ve Sur - Bağdat Paktı gibi Eısenhower Doktrinini de beğenmediler. Mr. Dulles şimdi bir üçüncü fik- ri aramaktadır. Ama bu üçüncü fi- kir bir türlü gelmemektedır Tabii, Mısır ve Suriyeyi ikna etmek ümi- di henüz terkedilmemiştir. Asuan barajı tekrar sahneye çıkmıştır. Kral Suud herseye rağmen Arap Dünyasını -Irak dahil- antikomü- nist bir bayrak altında -toplama- ya çalışmaktadır, Bağdat Paktı memleketleri de İlk Amerikan fik- rini bir türlü — unutamamışlardır. Orta Doğuda komünizme karşı k yabilecek tek varlığın Pakt oldugu nu söylemektedirler. — Amerikanın katılması Paktı daha da kuvvetlen- direcektir. Doğru, fakat Paktı kuv- vetlendirmek Mısır ve Suriyeyi şim- diye kadar takip ettikleri yoldan nasıl çevirecektir? Amerika Pakt üyesi olur olmaz iki yaramaz mem- leket, hemen koşup Bağdat Evinin kapısını mı çalacaklardır? Mosko- va yolculuklarına paydos mu di- yeceklerdir? Yoksa Mısır ve Suri- ye zorla mı doğru yola getırılecek— lerdir? Pakt, fiili üyenin resmi üye olmasıyla Alâaddinin sihirli lâmba- sına mı kavuşturaca Eski . fikirlerin, yani Bağdat Paktının ve Else r Doktrini- nin muvafakıyetsızlıklerı ortadadır. Bu iki teşebbüse rağmen, daha doğ- rusu bu İki teşebbüs yüzünden KM- 25 OCAK 1958 münist Rusya, müslüman memle- ketlerin — kardeşi haline gelmiştir. O halde herşeyden evvel eski fikir- lerin, neden istenen neticeleri ver- medıgını araştırmak lâzımdır. Or- ta Doğuya çok iyi tanıyan Glubb Paşanın dediği gibi " ısır, ne Suriye komünisttir." Peki neden Rusyaya el uzatmaktadırlar?. Ce- vabı yine Glubb Paşaya bırakalım. "Bu memleketler kendi işlerini her türlü ecnebi müdahalesinden uzak kendileri görmek istiyorlar. Rusya- dan askeri ve iktisadi yardım alı- yorlar; zira hiç — değilse şimdilik Ruslar onlardan mukabilinde birşey talep etmiyorlar." "Suriyelileri, A- merikalılar gibi tehdide kalkış- mak ve şunu — yapacaksın demek tam manasıyla bir çılgınlıktır; bu hareketler sadece aksi te- sir yaratır." Hakikaten — şimdiye kadar Amerika ve İngiltere gi- bi demokrat memleketler, Arap Dünyasında Machlavelli'ye lâyık talebeler gibi hareket etmeye ça- lıştılar. Bağdat Paktına girmek.için Ingılterenın Ürdünü zorlaması, ge- n yaz Amerikanın Suriyeye yap- tığı tazyikler, tahminler hilâfına, Batının aleyhine netice verdi. Sab- ri El Assali, Hâlid El Azım gibi ko- münist bir rejimi asla arza etmiyen zengin milliyetçiler, Moskovanın u- zattığı ele sarılmakta tereddüt gös- termediler. Sadece memleketlerinde Ortaçağ düzeninin muhafaza edil- mesinde menfaati olanlar. Batı dos- tu libâsına hüründüler. Bugün Nu- ri Said ve şeyhleri, maziden kalma Kral Suud, halkın arzusuna rağmen zorla tahtında oturtulan Kral Hü- seyin en ileri Demokrasilerin, Orta Doğuyu komünist rejimin pençesme düşmekten kurtarmak için güv dikleri hürriyet âşıkı liderlerdir! Is— rail meselesi halledilsin - edilmesin bu dostlar sayesinde hükmetmek istiyenler ektiklerinden başka bir şey biçemiyeceklerdi. Bu memleket leri zorla "hak yolu"na getirme- nin .mümkün olmadığını — şimdiye kadarki tecrübeler göstermektedir. Kaldı ki Sputnikin şımarttığı Rus- ya, bölgedeki cüretini daha da art- tırmıştır. Kafkasyadaki — manevra- lar, bir Rus harp filosunun Lazki- yeyi ziyareti bunun delilleridir. Rusya artık meşhur Altıncı Filo ile boy ölçüşmekten korkmamakta- dır. Bu dorumda herhangi bir Or- ta Doğu memleketinin Rusyaya sı- ğınması nasıl Önlenebilir? Bu su- alin cevabı çok basittir: Bir mem- leket ancak kendi isterse, Rusya- ya sokulmıyacaktır. Zorla güzellik mümkün değil.. Tazyik hiçbir İşe varamamaktadır. — Tazyike maruz kalan memleket Rusyaya dönmek- te ve Batılılar öfke ve aciz içinde İYİ HÂL ÇARESİ Doğu AVCIOĞLU bu hale seyırcı kalmaktadırlar. Bır Dulles'ın "topyekün — misilleme"si, terör muvazenesine erişildiği bır devirde lâfta kalmaktadır. O hal- de ha memleketlerin gönül rızasıy- la, kendiliklerinden Rusyadan vaz- geçmesini temin etmek lâzımdır. Böyle bir şey hiç te hayali değil- dir. Zira aşırı milliyetçiliğin kasıp kavurduğu memleketlerinin en büyük arzusu kendilerini istedik- leri gıbı 1dare etmektir. Ne Nasır, ne Kuv komünizme karşı en ufak bır sempatı duymamaktadır- münizm Zaten bu mıllıyetçı lıderlerın menfaatlerine de aykı dır. Sonra, iktisadi bakımdan da orta Doğu, Batıya muhtaçtır. Av- rupa bu bölgenin petrolü olmadan yaşayamaz. Rusyanın petrole ihti- yacı yoktur. Orta Doğunun- bu baş- lıca ihracat malının tek alıcısı Ba- tıdır. Bu sebeple, kendi istediklerini yapmakta serbest bırakılan Arap memleketleri, Rusyaya — değil, Ba- tıya dön mekte gecıkmıyeceklerdır Bu basit hakikat, bugün a Do- ğuyu tanıyan, hayalperestlıkle it- ham edilemiyecek adamların ağzın- dan işitilmektedir. Dünkü müstem- lekeci Glubb Paşanın Orta Doğuyu komünizmden kurtarmak için bul- duğu tek formül ' "ticari temeller üzerine kurulmuş — münasebetler"- den ibarettir. 36 sene bölgenin en müessir silâhlı kuvvetlerine kuman- da eden Paşa "Bu memleketleri kendi hallerine bırakalım, ancak o- zaman Batıya — döneceklerdir" de- mektedir. Amerikanın eski Lübnan Sefiri, halen Aramco'nun müstah- demlerinden Mr. Minor da farklı düşünmemektedir: "Amerikanın Or- ta Doğudaki menfaatlerinin petrol askeri üsler olduğu her zaman işitilmektedir. Fakat — Amerikanın daha büyük menfaati, buradaki milletlerle dost olmaktır. Bu dost- luk olmadan istediğimiz egoist şey- ler| muhafaza edemeyiz." Orta Do- ğuda bir gezintiden dönen Madam Roosevelt de "enerjimizi tecavüze mukavemet için tesisler kurmak yerine, bu memleketlerin hakiki ih- tiyaçlarına sarfetmeliyiz" — demek- tedir. Beyaz Sarayın bu eski saki- ni 50-100 senelik iktisadi kalkınma programlarından bahsetmektedir. Kısacası Batıdan beklenen, eski itiyatlarından vazgeçmesidir. De şen şartlar, yeni hâl şekillerine 1h— tiyaç göstermektedir. Orta Doğu petrolünü kaybetmemek ve bölgeyi Rusyanın nüfuzuna düşmekten kur- tarmak için, genç milletleri çocuk görmekten vazgeçip onlara büyük adam muamelesi yapmaktan baş- ka çare gözükmemektedir. Bırakınız istediklerini — yapsın- lar.. Kendiliklerinden Batıyı seçe- ceklerdir.