25 Ocak 1958 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 3

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

YURTTA Millet Devam eden karanlık Bütün bu bir hafta, tarafından pek çok yen bir açıklamayı bekledi. Geçen haftanın sonundaydı. Milli Savun- ma Bakanlığının temsil bürosu bir tebliğ yayınlamıştı. Tebliğde, uzun zamanden beri ağızlarda dolaşan ve neşri gazetelere yasak edilen bir ha- ber tavzih şeklinde — açıklanıyordu: Orduda tevkifler vardı. Açıklamaya göre yabancı ajanslar işi mübalâğa et mişlerdi. Tevkif edilen topu topu do- kuz subaydır Bunlar biri emekli üç albay, bir yarbay, dört binbaşı ve bir yüzbaşıydı. Hadise bir subayın ih- barı ile başlamıştı. Sonra? Sonra ye- ni bir haber çık madı. Neşir yasağı devam ediyordu milletin her ihsan gelme- Neşir yasağı devam ediyordu. Ta- bit "ağız gazetesi neşriyatı' da bera- ber.. İşin tuhaf tarafı şuydu ki, de- mek yabancı ajanslar mübalâğalı ha- ber vermiş olmasaydılar dokuz suba- yın tevkifinden milletçe daha hayli zaman malümat sahibi — olmıyacak- tık. Halbuki gazeteler daha hâdisenin başlangıcında va an haberdar ol- muşlar ve neşir, yasağının kalkaca- ğı gün yayınlanmak üzere geniş ma- lümat toplamışlardı. Fakat okuyu- cularını —maalesef tenvir edemiyor- lardı ve bu yüzden karanlıkta kalan mıllet ortalıkta dolaşan çoğu uydur- a, aksatlı rivayetlere ku- lak Vermek zo unda bırakılıyordu Hakikat şuydu ki bu hafta hemen bütün gözler Türk Kuvvetlerine çevrilmişti ve Orduyla alâkalı haberler geniş akisler uyan- dırıyordu. Nitekim bu haftanın ba- şında Cumhuriyet gazetesi, Orduda yapılan yeni tâyinleri yazdığında a- detâ kapış kapış gitti. Bir çok komu- tanın yeri değiştirilmişti, kıtaların başında bulunan generallerden bazı- ları tetkik kurullarına aza yapılarak kıtalardan alınmıştı. İstanbuldan An- karaya gelenler, Ankaradan İstanbu- la nakledilenler vardı. Üstelik ha- ber. Cumhuriyetin hususi istihbara- tıydı. Birgün sonra Ulus yeni bir ha- vadis verdi:Yerleri değiştirilen yük- sek rütbeli komutanlara tebeddülat şahsen tebliğ edilmişti. Bu arada İs- tanbulda Başbakan Adnan Mendere- sin Türk Silâhlı Kuvvetleri ileri ge- lenleriyle, Genel Kurmay Başkanı ve diğer Orgenerallerle goruştugu Öğ- reniliyor. Vilâyet binasında mühim temasların — yapıldığı — görülüyordu. Fakat resmi makam bilgi ver- miyorlar ve basının bilgi vermesi va- -ağı devam ediyordu. Bu ise göz- leri ordudan uzaklaştırmıyor, bıla— kis alâkayı kamçılıyordu. bittiğinin öğrenilmesi havayı berrak— lıştıracaktı. Zira — unutulmamalıydı ki Türk mileti Silâhlı Kuvvetleri ü- 4 OLUP BİTENLER zerine tıtrıyordu Malümat verme— mekte israr, büyük bir hatây Tabii, verilecek bir malumat var- sa! Hükümet Üç iniş G eçen haftanın sonunda Ankarada miletvekillerinin devam ettiği meşhur Anadolu Klübünde eğlenceli bir hâdise cereyan etti. Vakit akşam üzereydi. Uzun boylu, şişman, tanın- mış sinema yıldızı Oliver Hardy yi an- dıran babacan tavırlı bir adam kapı- dan içeri girdi. Salonda — oturanlar şöyle bir toplanıp yeni gelene yer verdiler. Ne de olsa Bakandı. Şem'i Ergindi. Milli Savunma Bakanı talih- siz eski Sivas milletvekillerinden ba- zılarının bulundugu tarafa gitti. O- Adnan Menderes İşin başı turdular. Bu arada Şem'i Ergin gar- sona viski ısmarladı. O zaman arka- daşlarından biri takıldı. akandı, orada bulunanların her bi- rine viski ısmarlamalıydı. Şem'i Er- gının yüzünde acı bir tebessüm belir- "— Pek âlâ dedi, madem ki Ba- kanız.. Ve Vıskılerı ısmarladı Halbuki o saatte Şem Bakan değildi. Biraz evvel Çankayaya gitmiş — ve Cumhurbaşkanı tarazından kabul e- dilmişti. Anadolu Klübüne — geldiği zaman Milli Savunma Bakanlığın- dan ayrılması katiyet kesbetmişti. Fakat haber ancak Pazar akşamı radyonun saat 19 daki bülteninde i- lân olundu ve milletin "Dokuz subay hadisesi"yle bu kadar yakından alâ- kadar bulunduğu bir sırada kelime- nin tam manasıyla bomba gibi patla- dı. Umumi kanaat derhal şu oldu: Tanrılar susamışlardı' Gerçı iki gün sonra bir takım mektuplar ve cevap- ları radyolarda okunacak, — bunlarda Şem'i Erginin "sıhhi sebep"le vazife- sinden ayrıldığı bildirilecekti. a herkes mektupları "biz biliriz bu sıh- hi sebebi'" diye, başını — sallayarak dinleyecekti. Doğru su — isetenilirse umartesi gunu Anadolu Klübünde aslanlar gibi gorunen kanlı canlı sa- bık Milli Savunma Bakanının Pazar gunku istifasına sebep olarak daha iyi bir şey bulunabilirdi. İstifa derhal umumi bir yarattı. Buna Muhalefet dahi ıştırak etti. Şem'i Ergin partizanca politi- kadan sakınmasını bilmiş, — Silâhlı Kuvvetlerin sempatisini — toplamış, kendisini sevdırmıştı Böyle mühim bir and msil Bürosu- "tahkıkatın ir anda - devam ettıği"nı bıldırmemış miydi? Silâhlı Kuvvetlerin başından ayrıl- ması elbette ki çeşitli tahminlere yol açacaktı. Nitekim, "ağız gazetesi" gene faaliyete geçtı Sonra, Allahtan ki meşhur istifa mektubu geldi. Şemı Erginin Baş- bakanına hitabı pek "Demokrat P: ti kongresi ağzı" idi. Sabık Milli Sa- vunma Bakanı "başında bulunduğu nuz hükümetin benim de içinde bulun duğum zamana ait bütün hamlele- rinden hisseme düşecek miktarı be- nim ve çocuklarım için ebedi iftihar vesilesi olacaktır" diyordu. Mektubu okuyanlar düşündüler Menderes IV. ve Menderes V. Kabineleri elbette ki büyük işler yapmışlardı! Son ka- nunlar bu kabineler zamanında çık- mıştı Basın Kanunu. Toplantı Kanu- Seçim Kanunu Tadilatı... Ama bunlarla küçük Erginlerin ebedıyen ıftıhar edeceklerını SÖ, yle iraz katen zannettikleri Şemı Ergın olup olmadığını kendi kendilerine sordu- lar. Bu, kıymetli bir teselli oldu. Böylece "Hür. P. hareketi" esna- sında hemen hemen o saflara geç- mek üzereyken tutulup kabineye a- hnan iki Manisa milletvekilinden -Manisa, Feyzi Lütfi Karaosmanoğlu- nun seçim bölgesidir- ikincisi de, bi- rincisi Dr. Nafiz Körezi takiben ye- rine iade olunuyordu Şem'i Ergi- nin Karaosmanoğlunu istihlaf ettiği Kızılay Başkanlığında kalıp kalma- yacağı da ilerdeki tutumuna bağlı o0- lacaktı. Mamafih mektubu, o ümit kapısının açık kaldığım — gösteriyor- ıkışsız İniş mı Erginin istifası bazı kımse— ri pek memnun etti. Bunlar Mil- li Savunma Bakanlıgındakı degışık- likle değil, onun neticeleri ile alâka- lıydılar. Evvelâ, beklenildiği üzere açılan bakanlığa Ethem Menderesin AKİS, 25 OCAK 1958

Bu sayıdan diğer sayfalar: