Haftanın içinden Sabık Başbakanlar Şerefleriyle Yaşarlar D emokratik rejimlerin, iş başında bulunanlar bakı- mından, totaliter rejimlere nazaran bir faydası vardır. Gerçi Demokratik rejimlerde iş başına geç- mek de, iş başında kalmak da daha zordur, insanda daha fazla kabiliyet, daha fazla meziyet ister; ama iktidardan ayrılanlar İktidara tekrar gelmek imkâ- nını daima muhafaza ederler. Totaliter — rejimlerde İktidardan ayrılmak yoktur; İktidardan düşülür. Bir kere de düşüldü mü sabık diktatörü bekleyen ya ölüm, ya en hafifinden sürgündür. Onun içindir. ki öyle rejimlerin başında bulunanlar mevkilerinden su- reti kafiyede ayrılmak istemezler. Doğrusu, bunda haklıdırlar da.. Kim kurşuna dizilmeyi, bacağından bir sokak lambasına tepetakla asılmayı, bir ecnebi harp gemisine pijamayla sığınmayı, üzerine benzin dökülüp yakılmayı gönül rızasıyla kabul eder? Hal- buki bu neviden ihtimaller Demokratik — rejimlerde yoktur. Oralarda İktidardan ayrılan Muhalefete ge- çer, Muhalefette çalışır, bir gün yeniden — İktidarı alır. Başka bir seçimde tekrar kaybeder, tekrar Mu- halefet vazifesi görür, arkadan öteki seçimi kazanır. Millet bir seferinde reyile iş başından uzaklaştırdı- ğını, bir seferinde gene reyiyle iş başına getirebilir. Her şey millet karşısında muvaffak olmaya bakar. İktidarda ve Muhalefette.. Uzun zamandan beri Türkiyede bir söz dolaşıyor. Adnan Menderes "Ben kendime Sabık Başbakan de- dirtmeyeceğim" demiş. Söz, gazete sütunlarına da geçmiştir. D. P. Genel Başkanı hakikaten bu me- alde bir cümle sarfetmiş midir, bilinmez. Fakat D. P. nin mutlaka İktidarda kalmak için aldığı tedbirler ve kullandığı usuller göz önünde tutulursa — bunun hiç olmazsa başarılı bir yakıştırma olduğunu ınkar imkânı yoktur. Anlaşıl ası güç nokta Adnan Men- deresin kendisine "Sabık Başbakan" — denmesinden niçin bu kadar ürktüğü, heyeti umumiyesi itibarile nin niçin mutlaka Iktıdarda kalmak için di- rendıgıdır dnan Menderes İktidardan ayrıldığı gün bu topraklar üzerinde başı yukarda yaşayacak, Mu- halefet saflarında vazifesin| şerefle ifa edecek ve kuvvetle muhtemeldir ki terkettıgı mevkie bir gün daha fazla tecrübe, daha fazla görgü ve belki de en mühimi insaf ile, tahammül ile gelecektir. Tâ ki reji- mimiz Demokratik bir rejim olarak kalsın. Böyle rejimlerde — İktidardan ayrılanların siyanet meleği, siyanet meleklerinin en kudretlisi, millettir. Adnan Menderes çok hatâ yapmış bir başbakan- dır. Bu hatâları yüzünden topyekün millet ve tek tek şahıslar lüzumsuz ıstırap çekmişlerdir. Bütün bunlar önlenebilirdi. Adnan Menderes çeşitli tesirlerin neti- cesi ıstırapları önlemedi. Bugün İktidardan ayrılma- sının lüzumu buradan ileri geliyor. Yedi sene ıçınde mutlaka görüp anlamıştır ki devlet idare etmek ko- lay değildir, çocuk oyuncağı olmaktan çok uzaktır ve gölgede yatıp guneştekının ışıne karışmak güneş- te çalışmaktan rahat Ama bu topraklar üzerinde bir tek şahıs çıkar da —hakıkaten çok ıstırap çekmiş olsa bile- Adnan Menderesin memleketini sevmediği- ni, tamamile şahsi ıhtıraslarını tatmin — maksadıyla bunca sıkıntıyı Türk milletine reva gördüğünü, İk- tidarın nimetlerinden istifadeden başka şey düşünme- diğini söylerse dünyanın ve ahretin bütün laneti onun üzerinde olacaktır. Zira Adnan Menderesin vatanper- verliğinden şüphe etmeye hiç kimsenin hakkı yoktur. şimdi mesele nedir? Mesele biraz da Başbakanın vatanperverliğinden ileri geliyor. Adnan Menderes bu memlekete en iyi hizmet şeklinin kendı tuttugu yol ol. Metin TOKER duğuna samimi surette inanıyor. Samimi bulunmasa ış kolaylaşırdı Başbakanın etrafı yapılanların yanlış- ığını bilen, kapalı kapılar arkasında bunu söylemek- ten çekinmeyen, fakat menfaatleri icabı kavuk salla- yanlarla doludur. Ama Adnan Menderes onlardan ap- ayrı bir hüviyet taşımaktadır. Hayatını, inandığı bu davaya vakfetmiştir, kurban etmiştir. Başbakan ol- çok kimse ister, buki pek az kimse bilir ki Adnan Menderesin hayatı tamah edilecek hayatların sonuncusudur. Şafaktan pek az zaman sonra başlayıp şafağa pek az zaman kalana kadar bin türlü dertle dolan bu ömrün cefası, sefasıyla kıyas dahi edilemez. Hoş gelen, uzaktan davulun sesidir. Böyle olduğu içindir ki Adnan Menderese artık otu- rup, sükünetle, tuttuğu yolun en iyi yol olmadığını anlatamazsınız. Sizi anlamasına imkân yoktur. Onu ikna edemezsiniz. Yaptığı ve tasvibine asla imkân ol- mayan bir; çok hareket hep memleket hizmetinde ka- labilmek, memleketi kendi hizmetinden müstefit kıla- bilmek arzusunun neticesidir. Adnan Menderes için vatanın hayrına bir tek Başbakan vardır, o da Adnan Menderestir. Nutuklarında söyledikleri doğrudur; eğer İktidara geçtiğinde içi memleket aşkıyla tıtremeseydı pek âlâ gününü gun edebılır, işin kolayına sapabılır, 1950'nin prestijiyle upuzun seneler gürültü ve patırtısız koltugunda oturabılırdı Büyük ı'eformlaı' daima büyük gaileler açar. siz bunu hulüs ile ka- bul etseniz de, yaptıklarının daha az hatayla, daha az ıstırap mukabilinde, hele hürriyetlere el dahi sürül- meden yapılabileceğini, ancak o takdirde kendisinin "Başardı Başbakan" sıfatını hak edeceğini Adnan Menderese kabul ettiremezsiniz. Adnan-Menderes şim- di o haldedir ki ulviliğine yurekten inandığı bu ga- yeye varmak için hemen her çareyi, mubah addetmek— tedir. Halbuki mubah değildir. Çarelerin kötü seçilme- si, aksine, gayeyi ulvilikten pek uzaklara goturmekte- dir. Böyle hallerde o ikitdara rey verilmez İşte, Demokrasinin fazileti buradadır. Totaliter bir rejım ıçınde Iktıdarın başı bu haleti ruhiye içine gırdı i ya "maktul', tehir" olarak tarihe geçer Bunun başka turlusu yokt lerde ürkülecek değil, sıfat vardır: "Sabık". k Cumhurbaşkanı", bık Başbakan olursunuz. Hâdiseleri görme zaviyeniz değişir. O zaman anlarsınız ki yaptıklarınız, yapmak istedikleriniz başka türlü de yapılabilirdi. Daha iyisi, insanları biraz daha tanırsınız. Görgünüz inanılmaz bir terakki kaydeder. İktidardayken kulaklarınızı tı- kadığınız dostane Ikazların pek çok hakikat payı ta- şıdığım idrak edersiniz. Öylesine olgunlaşırsınız ki ağ- zınızdan vatan sevgisi, sadece aklı selime uygun fikir- ler halinde dökülür. Bir de etrafınıza bakarsınız, iti- barınız, üzerinizde İktidarın hilafını taşıdığınız günlere nisbstle bir misli, bin misli artmıştır. İçinde yaşadığı- mız devirde böyle bir şahsiyet gözlerimizin tâ önünde değil midir? Sabık Başbakanlar şerefleriyle yaşarlar. Ta ki bu Başbakanlar vatanperver Başbakanlar olsunlar. Hata- h Başbakan şerefinden hiç bir şey kaybetmemıştır Adnan Menderes milletinin kendisine "Sabık Başba- kan" demesinden niçin ürküyor? Tarih onu daima, belki hatalı, ama bu topraklar üzerinde yaşayanları daha mesut, daha müreffeh kılmak için yuregı titre- yen bir devlet adamı olarak tescil edecektir. Ve Adnan Menderes hakikaten öyledir.