19 Ekim 1957 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 21

19 Ekim 1957 tarihli Akis Dergisi Sayfa 21
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

şülmesi sırasında faydalı — olmuştu. H le aynı meselelerde meşhur Be- n da Gaitskell'i — desteklemesi, denılebılır ki kongrenin en — büyük surprızıydı İşçi Partisi kongresinde- ki üyelerin bir kısmı başlangıçta, kongrede Ingıltere nin atom silâh- ları imalinden tek taraflı olarak vaz- geçmesi yolunda bir karar sureti ka- buki B - edilmesini istiyordu. Halbul e- van, kongrenin dağılacağı günlerde yaptığı bır konuşmada, buna muha- lif olduğunu bildirmiş ve çoğunluğu da bu teklif aleyhıne çevırmege mu- vaffak olmuşt Bev: göre, si- lahsızlanma mevzu nda bır anlaşma cak İngiltere'nin de kudretli atom sılahlarına sahip olmasından nra gerçekleşebılırdı Oysa Bevaıı, şım- adar yaptığı — konuşmalarda Ingıltere nin atom silâhları yarı- şına katılmasına şiddetle muhalefet etmiş ve bu sılahların imaline biran önce son verilm: için — muhtelif r açmı Ingılız gaze- telerinin belirttiğine göre, şimdi ya p- tığı yüz seksen derecelik dönüşle van, yeni ve muhtemel bir ıktıdar değişmesi halinde, müteveffa — İşçi Dışışlerı Bakam Beyinin İşçi Parti- sinin iktidardan düşmesinden sonra Muhafazakârlara geçen koltuğuna o0- turabilmek için Gaitskell'e tavız ve- riyordu. Bu taviz sonunda, — Bevan, Bevancı olmaktan zıyade bir Beyın- ci olarak ısımlendırılebılırdı Oyle anlaşılıyordu ki Bevan da bir Dışişleri Bakanlığına oturursa, tıpkı Bevin gibi Kıbrıs meselesi ne benzer kesındmm aldığı birkaç mesele dı- şında, Muhafazakârların dış polıtıka- sını aynen devam ettirmekten fazla birşey yapamayacaktı. San Marino Sona eren anlaşmazlık G eçen haftanın sonunda San Ma- rino Hükümet binasını terkeden isyancıların elebaşısı, — etrafını çevi- ren gazetecilere, "Eğer İtalya mü- dahalede bulunmasaydı bu kadar ko- lay teslim olmazdık", diyordu. "Bi- zi Hristiyan Demokratlar değil, sı- nırda bekleyen 50 İtalyan jandarma- 1 mağlup etti!" 50 Italyan jandarmasının sınır- da görünmesi üzerine teslim bayra- ğım çeken komünistler, üç hafta- danberi, minik San Marino devletin- de -nüfus: 13.000 kişi- büyük bir an- laşmazlığa sebebiyet vermiş bulunu- yorlardı. Geçen ayın sonlarına doğ- ru yapılan seçimlerde altı milletve- killiği kaybetmesi üzerine iktidarın elden gideceğini anlayan Komünist İktidar, bu ayın başında seçimi yeni- leyecegını bıldırmış fakat bu arada toplanan yeni Meclis, Hristiyan De- mokratlara d_ayanan bir koalisyon teşkil ederek İktidarı bu koalisyona devretmişti. İşte bütün anlaşmazlık biri eski, biri yeni olan bu iki İktidar arasında çıkıyor ve her ikisi de meş- ru iktidarın kendisi olduğunu ileri AKİS, 19 EKİM 1957 raverdi Sabık olmaktan — korkmuyor sürerek iş başından ayrılmaya ya- naşmıyordu. Bu ara Komünistler milis kuvvetleri — tarafından muha- faza edilen Hükümet binasına sığı- narak bu binanın etrafım tahkim et- mişler, Bağımsız Sosyalist ve Sosyal Demokratların desteklediği — Hristi- yan Demokratlar ise, karargâh ittihaz ettikleri on kilometre karelik bir yer- de, rüyüşe geçmek üzere son ha- zırlıklarını yapmışl rdı. San Marino'da cereyan eden bu hâdiseyi, bütün dünya devletleri me- rakla takib ediyordu. Bu arada, A- merika Birleşik Devletleri, geçen haftanın başlarında Hrıstıyan De- mokrat iktidarı an Marino'nun meşru hükümeti olarak tanıyacağını ilân etti. Birleşik Amerikayı sırasıy- la İngiltere ve Fransa takib ediyor, en sonra da İtalya, Hrıstıyan De- mokratlardan yana olduğunu ve San Marino'da bir anlaşmazlık çıkarsa bu komşu devlette sükunu temin i- çin müdahale etmek zorunda kala- cağım açıklıyordu. İşte San Marino komünistlerini inatlarından vaz ge- DÜNYADA OLUP BİTENLER çiren İtalya'nın bu son kararı olmuş- tu. Hele 50 İtalyan jandarmasını San Marino şuurlarına sevki, komü nist ümitlerini büsbütün suya düşü- rüyor ve böylece, geçen haftanın so- nunda, San Marino komedisinin son- perdesı Hristiyan Demokratların zaferinin üzerine kapanıyordu. Pakistan Başbakanlık- geçicidir G eçen haftanın son günü, Pakis- tan Devlet Başkanının Karaçın deki muhteşem konağının merdiven terinden altmış, yaşlarında kadar gösteren, şişman, uzun boylu bir a- dam indi. Orta Doğu meselelerinin birinci plâna geçmesinden sonra bu konağın merdivenlerinden inip çıkan lar pek eksik olmamıştı ama neden se gazeteciler bu adama karşı ayrı bir alâka gösteriyorlar, ağzından bir beyanat koparabilmek için adeta bir birleriyle yarış ediyorlardı. İri yarı onuşmamaya karar ver- mişti. Nuh deyip peygamber demi- yor,ağzını açıp tele kelime bile söy- lemiyordu. Nihayet etrafını çeviren gazetecılerın İsrarı inadım kırmış olmalı ki, "Peki, soyleyeyım' dedi. "Evet, istifa ettim. Artık iş başında kalmak istemiyorum. — Başbakanlık kimsenin inhisarında değildir. Vatan- nım seven herkes bu vazifeyi en az benim kadar başarıyla yapabilir." Okuyucularımızın da kolaylıkla anlayabilecekleri gibi, geçen Cuma günü Pakistan Devlet Başkanını zi- yaretten dönen yaşlı polıtıkacı Baş— bakan Suhraverdi'den başka biri de- ğildi. Suhraverdi, bir gün önce, bir iç politika meselesi goruşulurken Pa- kistan Meclisinden güven oyu ala- mamıştı. Bunun başlıca sebebi, ikti- dar koalisyonunu teşkil eden parti lerden birinin bu meselede Başbakan gibi düşünmemesi ve oyunu Suhraver- di'nin aleyhınde kullanmasıydı. Suh- raverdi'nin istifası, taraftarları ara- sında büyük bir hayal kırıklığı ya- ratmıştı. Bu yüzden bazı kimseler Karaçi sokaklarında gösteri yürüyüş- leri yapmışlar ve Başbakanın istifa- sını protesto etmek istemişlerdi. Po- lisin müdahalesi üzerine bazı karışık- lıklar çıkmış, yaralanan yirmi kadar Pakistanlı hastahaneye kaldırılmıştır. Şu satırların makineye verildiği sıralarda Suhraverdi'nin yerini ki min alacağı henüz belli olmamıştır. Suhraverdi, Pakistan Devlet Başkanı İskender Mirza'nin istifasını geri al- ması yolunda yaptığı israrlı teklifle- ri kabul etmiyor. Başbakanlığın ge- cici bir vazife olduğunu soyleyerek yerine başka birinin getirilmesini is- tiyordu. İşin dikkâte değer tarafı Suhraverdi'nin — istifası ve — kabine buhranına rağmen Pakistandaki kal- kınma hamlelerinin durmamasıydı. Bu misal, plân ve programa bağlı icraatın şahıslarla bir alâkası olma- dığını bütün açıklığıyla gosterıyor— du 21

Bu sayıdan diğer sayfalar: