19 Ekim 1957 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 22

19 Ekim 1957 tarihli Akis Dergisi Sayfa 22
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ÇALI İşçiler Kibrit işçileri emokrat parti iktidarının tekel- den çıkarıp serbest teşebbüse ter- kettiği ve bu suretle de fiatının dü- şecegını ve kalıtesının yukselecegı— mi iddia ettiği kibritlerin ağaç kısmını yapan İstanbuldaki Tekel işçileri Çayırbaşı -Büyükdere- nin bir kahvesinde sendikalarının yıl- hk kongresını yaptılar Seçım fa- nin art ve siyasi top- bugunler— lantıların eksik olmadıgı di kongreleri, doğrusu işçi- ler için bile, ikinci plânda idi. Fakat herşeyin çaresini bulan hükümet bu kongreleri daha ilgi çekici hale sokmanın yolun da keşfetmıştı Yıl- larca Bakanların yüzüne lan ışçıler mdi kongr lerınde bır bakan mekle seviniyor v rasi mııcadelesının meyvalarını __ver- meğe başladığını görüyorlardı. Öyle bir demokrasi ki, bakanlar sendika kongrelerine geliyorlar ve isçilerle aralarında hıçbıı' fark — görmedikle- rini "kalpten gelen samimiyetle" be- yan ediyorlardı. şte, azar günü boğazın mavi sularına karsı Çayır- başındaki kahvede Tekel kibrit İşçi- leri kongresine Tekel Bakam Hadi Hüsmanın gelişi demokrasinin bir meyvası olarak "sevinçle" karşılan- mıştı. Bundan iki hafta önce yine Te- kele baglı tutun işçilerinin kongresınde “"çok sevgili işçi kar- deşleri"ne hitap eden Bakan, bu ifa- desinin AKİS tarafından "istismar" edilmiş olmasından bu k grede deı't yanıyordu n diğ nokta da kendısının alkış topladık— tan sonra" işçilerin derdini dinleme- den kongre ayrılmasının AKİS te belirtilmiş olmasıydı. İşçilerin, sa- yın Bakam Genel Müdürlüğü zama- nından tanıyıp sevdikleri ve hizmet- lerim unutmadıkları, Tekel Tütün ve Müskir: at Işçılerı Federasyonu Baş- kanı Süreyya Birolun Bakanın bu sözleri üzerine göz yaşlarım tutama- masından belli Oluyordu. Fakat bu sözlerden sonra sayın Bakan 1lâfı yüzde 10 zamlara getirince Süreyya Birolun gözyaşları ile ıslanan yüzü- nü tatlı bir tebessümün kapladığı görüldü. İşçiler AKİS'teki haberi Bakan tarafından yanlış anlaşıldıgı— nı bılıyorlardı Fakat yine de sayın Hadi üsmanın kendilerine bazı dokundugunu belirtmek “gönlünü almak" istemiş- Meselâ Süreyya Birol Hadi Hüsmanın Genel Müdürlüğü sırasın- da Ankaraya gidecek sendikacıların yol parasını temin etmiş olmasını bir bir "baba"lık olarak kabul du. Böyle bir hareket isçilerin gön- lünü fethetmek için yetmişti. Kaldı ki, sayın Bakan simdi işçilere yüzde 22 ŞMA 10 zamların seyyanen verileceğini de yenıden vadetmişti. Yıllık ikramiye- de yılbaşına — bırakılmıyarak onıımuzdekı hafta verileceğini müj- delemesi de as hizmet sayılmazdı. Sonra sayın Bakan işçilere iki yıl gecikme ile de olsa ayda 10 lira gibi bir çocuk zammı verilmesini sağla- mıştı Işte, Çayırbaş ndaki kongrede yine işçilerin dertlerini dınlemege vakıt bulmadan başka bir siyasi toplantıda konuşmağa giden Hadi Hüsman işçilere yaptığı bu hizmetlerinden dolayı ve onlarla Ge- kendisini bir kısım ışçılerın babası, bazılarının ağabeyi saym h h görmiış ve muht erem ışçı emleketimizde siyasi partiler bütün sosyal ve ekonomik grup- ların menfaatlerini korumak İi asındadırlar. Her parti aynı zaman- da işçinin ve fabrikatörün, malsa- hibinin ve kiracının menfaatlerını en İyi kendısının gozetecegını ileri sürmekte ve bu etle de çeşıtlı halk tabakalarının oy zanmağa çalışmaktadır. Aslında da partiler bu gayretlerinde — muvaf- fak olmaktadırlar. 1950 seçimleri göstermiştir ki, siyasi, ekonomik ve sosyal düşünüş ve yaşayış ba- kımından aralarında büyük farklar olan milyonlarca insan, kir tek par- ti etrafında topla anmışlar ve bu bir artinin herkesin derdine çare tek pa bulacagını zannetmışlerdır Işçıler için de durum aynı muştu larca kendilerine kaı'şı heı' t baskıyı yapmış olan ve sendikaları toptan kapatın yıllarca açılmala- rına müsaade etmeyen bir partiden sonra diğer vatandaşların dertleri gıbı ısçılerın de dertlerine çare bu- lac aadeden bir yeni partiye, ışçıle de butıın ümitlerini bağlamış bulunuyorlardı. Bu yeni — partinin kıırucularının ve hatta üyelerinin başlangıçta bütün bu dertlere çare bulmak ümidini ve arzusunu besle- diklerini kimse inkar edemez. Yal- nız, inkâr edilemiyecek bir ger- çek daha vardır ki, o da bir tek partının bir memleketın çeşitli sos- ya nıflarının menfaatlerını bag- daştırabılmesı ve her mem edebilmesinin ımkansız oldugudur Çünkü bir partinin başarı göstere- bilmesi, onu meydana getiren lider- lerin ve uyelerın düşünce ve çalış- ma birliği ile mümkündür. Hal- buki, aynı parti içinde ayrı ayrı kardeşlerinin gosterdıklerı sıcak a- lâkaya teşekkür" — ederek sözlerine son vermişti. ibrit ve ağaç işçileri sendıkası- nın yaptığı bu ko ngrede aldığı mühim karar, aynı iş kolundaki di- ger sendika ıle birleşerek kuvvet- lenmesi idi. Bu suretle yeni bir iş ko- lunda daha, sendika ikiliğine son verilmiş oluyordu. Bu birleşmeyi Ba- kanın da tavsiye etmesi işçileri mem- mişti. Bu suretle ışçı ve işveren munasebetlerı aha iyi aya gırecek Hele Ba kanın bu yıl Te- kel iş yerlerıne bağlı sendıkalara yaptığı 40.000 liralık yardımı daha da arttıracağına dair sözleri sendika- cıların pek hoşuna gitmişti. Temizlik işçileri İ stanbul Beledıyesının temizlik i hiç te İ yürütemediği dan açıkça anlaşılıyordu. İşi tatlıya İŞÇİLERİN sosyal gruplara dahil insanların ay. sınıftan halkı içinde toplayan bır rtinin, memleketi selâmet turdugu ve her sınıf halkı memnun ettiği görülmüş değildir. Böyle şartlar altında bir memleketin kal- kınması ve ilerlemesi, olsa olsa Server Somuncuoğlunun B.M.M. de ifade ettiği gibi "bir sınıf halkın sıkıntıya katlanması sayesinde"' mümkündür. Aslında bu, bir gerçe- ğin ifadesi olmakla beraber son de- edegelmekte olduğunu göstermek- tedir. Tarih boyunca insanlığın el- de ettiği başarılar, ilerlemeler, de- mek ki bir sınıf halkın mahrumiye- te ve sıkıntıya katlanması, yani e- lığın yüzyıllardanberi yapageldıgı kıırtuluş savaşlarına rağmen yir- minci yüzyılın ortasında kalkınma- ve ilerleme yükünün, hâlâ bir sınıf halkın omuzlarına yıkılması ve bu insanların, dıger bir kısım insanla- rın refahı için çalışmaga ve üstelik sıkıntı ve mahrumiyete katlanma- ğa âdeta dır. Her millet kalkınmak ve ilerlemek ister; bu, n r ar- zudur. Fakat ınsanlıgın yüzyıllar- danberi yaptığı kurtuluş savaşının gayesi de bu ilerlemenin sıkıntı ve mahrumiyetlerini bir snf kalkın omuzlarından alıp cem sınıflarına dağıtıp ilerlemenin nimetlerini heskesten önce sıkıntı ve mahrumiyete kat- lananlara dağıtmaktır.. Fakat So- AKİS, 19 EKİM 1957

Bu sayıdan diğer sayfalar: