YURTITA OLUP BİTENLER Daha bu sözler savcının agzından çıkar çıkmaz Millet Parkı diye ad- landırılan geniş meydanı dolduran onbinden fazla Kırşehırlı mıştı. "Yuuuh!" nidalarına ne demek istiyor?" sözleri karışmıştı Siyasi hayatında, bugüne kadar pek çok defa ihtilalcilikle itham edılmış, a bu yüzden defalarca mahke melere duşmuş, ama her seferinde ber: miş olan Fuat Arna soğuk- kanlılıgım hiç kaybetmeden Savcıya ithamkâr konuşmaya hakkı olmadı- ğını hatırlatm Bu arada Ahmet Bilgin büyü tevehhure kapılmış- tı. Mıtıng meydanının ortasındaki kürsüde, hemen bir zabıt hazırlamış ve kendılenne yapılan bu isnadı tev- sik edebilmek için savcıya da imza- latmak için uzatmıştı. "Eğer aynı sö- bir defa tekrara cesaretin varsa imzala bu zaptı" bağırıyordu. Kır: şehır savcın, nedense bir iki dakika önce onbinden fazla Kırşehir- lının onund yüksek sesle söylediği n kendisine ait olduğuna da- ir hazırla an zaptı imzalamak iste- miyor ve ısrarla halkı meydanı bo- şaltmaya davet ediyordu. Ama halk öylesine coşmuş, öylesine kendinden geçmişti ki kimin ne dediği bir tür- lü anlaşılmıyor ve meydanı alabildi- ğine kaplayan bir uğultudan başka şey işitilmiyordu. Hâdise bu haftanın başında Pa- zartesi günü sabahı saat 10.45 sula- rında cereyan edıyordu P. liler kaleleri Kırşehirde bır mıtıng tertip etmışlerdı Ayni gün sıra ile C . P. de Seçim Kurulu- n kar ar l ayni yerde yarımşar saatlık aralarla miting yapacaklardı. Ancak C. M. P. mitinginde konuşa- cak hatipleri sayısının bir hayli yuksek oldugun n C. H. P. liler kendi miting saatlerını de C. M. ye vermişlerdi. Bir gün önce Trab- zonda yapılan bır mitingde Hür. P. nin propaganda saatleri içinde D. P. hatiplerinden Sıtkı Yırcalı ile Hasan olatkan konuşmuşlardı da buna iye e Kırşehir Seç mla ile Savcı bır türlü bu feragat faslını kabul et- miyorlar ve her iki partiyi de muva- zaa ile suçlandırıyorlardı Saat 9 da başlayan C. M. P. mi- tinginde Önce mahalli hatipler konuş— muşlardı. Sıra C. M. P. Genel Baş- kan Vekili Fuat Arnaya geldıgınde Savcı mitinge müdahele etmiş ve saa- tin dolduğunu meydanı boşaltmak ge- rektiğini söylem Ancak — bun kar ı C. lıler, C. H. P. n ing saatının de kendilerine dev redıldıg iC. H. P. İl Sekreteri Nal çacıoğlu ımzalı hır zabıt, göstererek iddia etmışl r ve dagılm ak için bir sebep görmediklerini de sözlerine eklemışlerdı cı, yanında Emniyet Müdürü de duğu halde kürsüye doğru yürümüş ve mıtıngın dağılmasını tekrar ih- tar etmişti. Savcının ıhtarının he- men akabinde de Em Müdürü son günlerde Ankara emnıyetınden dıyordu İşte bu arada Savcı ortalı— Arna "İhtilalcilik" Fuat Yaftası aldığı takviyelerle sayısı tür hay- li artmış olan polislerine dönmüş ve “icap ederse, dağılın — emrine karşı gelenlere ateş edin" mn'ni vermişti. Buna rağmen ne —Arn kürsüden inmiş, ne de Kırşehırlıler yerlerinden kımıldamışlardı, konuşmasına devam ediyor, Ahm et Bılgın, ise "buyurun, ıstersenız benı vkif edin, ama ben konuşacağım" — Ahmet Tahtakılıç Kiırşehirlilere gücendi mi ? ğın karışmasına sebeb olan o kelimelik cümleyi yüksek sesle soy— leyivermişti. Kırşehirlilerin; "Dagılmıyacagız isterseniz burada bizi öldürü dalarına karşılık mnıyet mensu; pla— bü bir ile kür- ha gelmemek dıyorlardı Öğleden sonraki D. mitingi ise boş çayırlara ve agaçla— ra karşı yapıhyord C. M. P. nin kalesi irşehir, 1954 seçimlerinde 5 mil- letvekilini de C. n seç- mişti. Ancak bundan sonra olanlar da kimsenin meçhulü değildi. Oyu— nu C. M. P. ye veren Kırşehir, "tek- dir ile us lanmayanın lıakkı kotektır fehvası gereğin aza- ya uğramış ve vılayetken kaza ol- muştu. Sanılıyordu ki bu, Kırşehirli- ler için iyi bir ders olacaktır da bir daha muhalefete oy vermiyeceklerdir. Ama D. P. liler bugüne kadar attıkla- rı pek çok adımda olduğu gibi bunda da yanılmışlardı Uzun mucadeleler- den a Kırşehir yeniden hakkı 0- lan Vılayet unvanına kavuşmuştu. Ancak seçımlerın hemen rıfe- sinde, C. M. P. nin kalesi olarak nam yapan Kırşehırde hakiki durum ne idi ? Evet, mitinglerde onbinlerce insan toplanıyordu. Bölükbaşı — adı geçen her toplulukta hayranlık ve bağlılık, nidaları yükselıyordu ama acaba Kırşe irde C. M. P. haki- ki kuvveti 1954 den bu yana azalmış mıydı, yoksa çoğalmış mı "Yer yok beyim" oş yatagınız var mı <(B k beyim yer yatağı bile yok.” Kapı kapı dolaşarak yatacak bir yer am, ayni sözleri belki kırkına defa tekrarlamış ve gene bel- ki kırkıncı defa ayni cevabı almıştı. yer yok n aksine milletin değil de, parti ıdarecılerının nabzını yoklama- ya Kırşehire gelmiş bir gazeteci idi. Otobüsten indiğinde ilk işi iyice bir Lo kanta sormak olmuştu. Lokanta diye gösterdikleri yer herhangi bir aşçı dükkânından farklı değildi ama, çare- SİZ ne bulursa onunla kar- rede olduğunu sormuş ve "bilmiyo- rum" cevabım almıştı. Bir ikinci, bir üçüncü şahıs da ayni cevabı ver- mişlerdi. Mamafih bir dördüncü Kır- şehirli: B eyi mne yapacaksın C. H P. binasını? Nah, şurda C. M. P. var, o- raya gıt demıştı Gazeteci de bu so- AKİS, 19 EKİM 1957