Hür. P. Vatan sathında B u haftanın ortasında bir gün ak- şam üzeri, Menekşe sokaktaki P. Genel Merkezine gelen bir partılı Genel Merkezin bütün ışık- larının sönük olduğunu görerek hay- ret etti. Allah Allah nasıl oluyordu da seçimlerin kemen arifesinde kos- koca bir parti Genel Merkezi bom- boş oluyordu? Ne olmuştu? Yoksa Hür. P. liler seçimlere falan girmek- ten vaz geçmışler de partılerının ka- pısına bir kilit mi vurmuşlardı. Par- tili merak ve endışe içinde Gen Merkezin sarı boyalı kapısının zilini çaldı. Binanın sessizliği içinde uzun akisler yaratan sil sesine biraz son- ra ayaklarını sürüyerek yıırudugu belli olan birisinin ayak s . Sonra da kapı tahmin ettıgı gibi " u. Ama partili, ö ile dönüp gideceklerden degıldı, So- ruşturmağa devam ettı: "- Fevzi Lüt- fi Bey nerede?" "-Manisada" "-İb- rahim Bey?" "-Bursada" ” -'Peki Çe- likbaş?" "-Burdurda" "-Feridun Er- gin?" " -İstanbulda"... Partili Hür. P. İdare Kurulu üyelerinden aklına gelenlerin hemen hepsinin adım sı- ralıyordu Kapıcı ise büyük bir sabır inde "- gda, Sakaryada, Ur- f da, Balıkesırde ' diye so rulan şa- hısların bulundukları yerlerin adla- rım sayıyordu. Nihayet partili da- yan dı "-Peki birader, Ankarada hiç k e yok mi bunlard ?" Ka- pıcı gulumsıyerek cevap verdi: "-Var beyim var, olmaz mı hiç.. Muhlis fi- te Ankarada. Yalnız o da, Ankara köylerine çıktı. Bir de Muhlis Bay- ramoğlu vardı ama İstanbul Mitin- ginde bulunmak Üüzere bu akşam gitti" dedi. Partili çaresız kimseyle konu- şamadan geri döndü. Verimli bir çalışma artilinin Hür. P. Genel Mer- P kezinde kimseyi bulamadığı gü- nün ertesinde, yurdun dört bır köşesi- ne dağılmış olan Genel İdare Kuru- lu üyeleri muhtelif şehırlerde yapı- an Hür. P. mitinglerinde hazır bu- lunuyorlar, etraflarına toplanan bin- lerce, onbinlerce seçmene Hür. P. nin seçim mucadelesını anlatıyor ve önü- müzdeki 27 Ekimde yapılacak olan Genel Seçımlerde şayet reyler bir kere daha yolundan çıkmış olan De- mokrat Partıye verilirse, bu memle- ketin akıbetinin pek de parlak ol- mıyacağını ızaha çalışıyorlardı Hür.P. li hatipler, hemen hemen yurdun her kösesinde — seviyeli bir muhalefetin — örneklerini, veriyorlar ve meselâ bir Feridun Erginin, me- selâ bir Turan Güneşin konuşması, miting meydanlarına toplanmış bin- AKİS, 19 EKİM 1957 lerce seçmen tarafından alâka ile dinleniyor, sempati ile karşılanıyor- du. Hür. P. mitinglerinde göze çar- ptın en enteresan noktalardan biri, hatiplerin etrafında bir hâle yaratan seçmenlerin daha ziyade 1946-1050 demokratları olması idi. Bilhassa Ege bölgesindeki mitingler bu bakımdan öylesine manzaralara sebep oluyor- du ki D. P. ye acımamak elden gel- Nasıl Teşvik Etsinler, Canım? Kars Muhalefete rey veriyor ya.. Başbakan Menderes o- raya gıdıyor ve halka milletve- killerini şıkayet ediyor. İşte soyledıkle — Mille t vekillerinizin Mu- halefete mensup olması Kars için belki bir garip tecelli teş- kil etmiştir. Doğrusunu ister- seniz Karsa daha facia hizmet etmek için bugüne kadar mil- letvekilleriniz. tarafından — bi- raz olsun teşvik edilmiş degı- liz. Milletvekillerinizin Başvı kâlet odasına bir defa dahi gel- mediklerini söylersem . neden teşvik gormedıgımızı takdir buyurursu!: Takd buyururlar, tabı Hele bunu yazan gazetenin ay- nı sayfasında şu haberi oku- duktan sonra: "Antalya, 12 — Bugün şeh- rimize gelen Cumhurbaşkanı Celâl Bayarı ziyaret etmek ü- zere misafir kaldığı Vali Ko- nağına giden C.H.P. il başkanı avukat Halit Kepezoğlu ile di- ğer parti erkânı, Cumhurbaş- kanı tarafından kabul edilme- miştir. C. H. P. heyeti, Devlet Reisi sıfatiyle kendisine hoş geldiniz demek için geldikleri- ni beyanla D. P. il başkanı İb- rahim Subaşının tavassutunu rica ederek ziyaretlerinin ka- bulünü istemişlerse de bunda da muvaffak alamayarak Celâl Bayarla goruşmek imkânı bu- lamamışlardır. miyordu. Büyük şehirlerde olsun, ka- zalarda olsun, köylerde olsun yapı- lan hemen her mitingin sonunda yıl- larca D. P. ye inanmış, onun safların- da emek vermiş yüzlerce insan D. P. den istifa ettiklerini bildirerek Hür. P. saflarına arzusunu İZ- har ediyorlardı. Bu, Çanakkalede de, Balıkesirde de, Manisada da tamir- de de, Denizlide de, Muğlada da, hat- tâ ve hattâ Aydında da böyleydi. D. P. sarsılıyordu. Hem de taa te- mel direklerinden. YURTTA OLUP BİTENLER Atan nabız Hür P. nin bugüne kadar en çok tenkit edilen tarafı, — teşkilâtının zayıf olması ve müstakil bir parti olarak seçim tecrübesi geçırmemesı idi. Ancak son günlerde Hür. recileri işe öylesine canla başla sa- rılmışlardı ki, bir yandan teşkilatı ge- nişletir ve takvıye ederken, bir yan- dan da seçim tecrübesi bakımından nisbeten acemi olan seçmenlerini tenvir için ellerinden geleni yapıyor- lardı. Bizzat Genel İdare Kurulu ü- yelerinin yurdun dört bir tarafına dağılıp karıncalar gibi hummalı bir faaliyet içinde çalışması, seçmenler üzerinde son derece müsbet bir ın— tiba uyandırıyordu. Hür. P. belki i tizamlı bir çalışma ıçınde degıldı Belki çalışmaların seyri, ateşi yük- selmiş bir hastanın biraz hızlıca atan nabzına benziyordu, ne olursa ol n b bız. atıyordu. Hem de suratle, şiddetle atıyordu Taksim mitingi eçen haftanın son günlerinden bu haftanın ortalarına kadar Hür P. nin üzerinde ısrarla durdu- ğu çalışma sahası İstanbul oldu. Ma- lüm okluğu üzere Hür. P., İstanbul- da seçimlere bır hayli iddialı bir kadro ile girmişti ve ne yapıp yapıp seçimleri C.H.P. nin elinden almak istiyordu. C. H. P lıler gibi, Hür. P. liler de artık İstanbulda karşıla- rında rakip olarak bir D. P. gör- müyorlar ve kozlarım kendi araların- da taksime çalışıyorlardı. Biraz da haklı olara varılan peşin hüküm şuydu ki; Celâl Bayarlı, Adnan Men- dereslı bır listeye rağmen, D.P. İs- tanbulda seçimleri alamaz. İşte bu kanaatledir. ki Hür. P. bu hafta- nın ortasında, İstanbulda, Taksim Meydanında ilk büyük mitingine ha- zırlanmıştı. Şu satırların yazıldığı sırada Taksim Mitinginde konuşacak olan hatipler konuşmalarının son rö- tuşlarını yapmakla meşguldüler. Ko- ayca tahmin —edilebilirdi ki Fevzi Lütfi Karaosmanoğlulu, Feridun Er- ginli, Enver Gürelili, Turan Güneşli, Fethi Çelikbaşlı, Hamdullah Suphili bir hatip kadrosuna sahip Hür- riyet Partisi, ağır toplarını. D. P. iktidarının gerek iç, gerek dış, ge- rek iktisadi, gerek mali sahadaki. yanlış davranışlarına ve hürriyetleri kısışlarına karşı tevcih ederken da- ha hafif çapta bazı silâhlarım — da C. H. P. ye tevcih edecektir.. C.M.P. "İhtilâle teşvik" âdise topu topu dört kelimelik bir cümleden çıkmıştı. Kırşehir Savcısı bir aralık, dagılmalarım em- rettiği halde dagıl .P. li- ler karşısında sınırlenmış ve mıtıngı idare eden C.M.P. Genel Başkan kili Fuat Ama ile Mılletvekıllerın— den Ahmet Bilgine hitaben "Halkı ihtilâle teşvik ediyorsunuz" demişti. 11