SPOR Eşfak Aykaç Eder mi eder!. lamışlar, pek bol gelmeye başlayan mektuplardan, meseleyi sık sık orta- ya atmanın kârlı neticeler vereceğini çıkarmışlardı Gün yo tu ki, gazete- lerde ' 1stıa ettim" veya ayır. Ha- yır... etmedim" başlıklı haberler ve- ya papatya yapraklarını kop rarak "e Mi... mi?" di- ye duşunen Aykaçlı karıkaturler çık. masın. Sporumuzun nazik bir sahası mizah havasına girmişti. Ancak ölü sezon, nazarları Federasyon üzerin- den çekmişti. Fakat mevsim başla- yınca eski tertip haberler de peş- peşe dizilmeğe başladı. Bu defa tu- tulacak kulplar çok daha sıcaktı. Fe- derasyon Başkanı Hasan Polat, D.P. Trabzon Adayı idi. Böyle fevkalâde nazik bir memleket meselesinde yapa- cağı yorucu çalışma, seyahatler, böl- gesindeki tetkik gezileri. Meclis top- lantıları, parti kurul toplantıları, Po- latın Federasyondan hayli uzak kal- masını mecbur kılacaktı. Polatın is- tifası mümkündü. Bu ise Federasyo- nun toptan dağılması demekti. Bu arada basın, sevgili dostu Eşfak Ay- kaçı da okla an duramazdı. Ay. kaç butun yoklamaları kaybetmiş', fa- kat merkez vetosunu kullanmıştı. Futbol Kavga başladı rjantinin şöhretli futbol otoritesi D.T. Stabile, Avrupalı Basın men- suplarıyla konuşurken bir defasında "Arjantinde kavgayı neden önleye- medıgımızı soruyorsunuz Ben d ze soracağım: Siz nasıl önlüyorsu- nuz ? " demişti. Kurt ıdarecının suali 34 cevaplandırılamamış, bunun üzerine Stabile sualine gene kendisi cevap ver mişti. "İyi hakemlerle", Dünyanın ü- zerinde hassasiyetle durduğu hakem problemi, teknik mevzular, spordaki cemiyet meseleleri veya t kım il- minden Öne alındığı zaman, muay- yen kaideler ve binlerce gözün Öönün- de maç idare edenlerin mesulıyet ve rolünün kazandığı "ehemmiyet" önce- leri mühimsehmemiş, tevali eden hâ- diseler, şıkaye tler, kavgalar niha- yet "hakem" dâvasının en mühim mesele olduğunu kabul — ettirmişti. Hazırlıklarını modern yollarla yap- mış veya galibiyeti hak etmiş bir e- kip, — yanlış veya tarafgırane öten düdükler önünde herşeyden evvel bir sinir harbini kazanmak zorunda değil miydi? Bu ise spor kanunları- nın hududu dışındaydı.. Hiçbir ekip maçtan önce veya maç içerisinde kö- tü hakem, tarafgir hakem düşünmi- yerek, bitaraf bir — düdükle sportif mücadelesini yapacaktır. Ancak bu ne dereceye kadar mümkündür? İki haftadır had dereceye — varan ha- kem buhranı memleketimiz futbolun- da oynadıgı mühim rolü göstermiş e gene ön plâna gelmiştir. Hâdise- ler serisi belkı çok eskiden başlamış- tı. Fakat ara Çizgi"yi aşması Fe- nerbahçenın İzmir seyahatine rast- lıyordu. Bütün Futbol çevrelerı Fe- nerbahçelı Lefterin İzmirli mi maç içerisinde reddettıgınden bahsediyor, çirkin hâdiseler dillerde dolaşıyordu. Anca ütün olanlar bu kadarcık değildi. Aynı Lefter, Fenerbahçenin Emniyet ile oynadı- gı lig maçında bir Ankaralı hakemin gözü. önünde, ncuyu top yokken bir kafa darbesı ıle yere yık- mış ve hiç bir cezaya hedef olma- mıştı. Hakemin bu maçtaki idaresi çirkin hâdiseden sonra ikinci plânda DÜŞÜN YAYINEVİ' kalmaktaydı. Esas, oyuncunun ha- reketi, ilk hâdisede uğratıldığı ceza- dan sonraki kötü cesaretiydi. Aynı haftanın, çok korkunç ikinci veya otuzbeşinci hâdisesi — İstanbulspor - Galatasaray maçında cereyan ede- Galatasaray sol içi Kadri, to- pun çoktan pozisyonu — terk ettiği anda ve kasdi bir tekme ile İstan- bulspor sağaçığı — Kasapoğlunu yere Hâdiseyi bütün' teferruatı tribün seyircileri yerlerinden fırlamıştı. Bir insan ya- ralanmıştı. Hakem çagırılmış ve hâ- dise önünde cereyan- ettiği için yan hakemine sorması istenmişti. Ancak yan hakem o menhus savunmayı ya- parak "Görmedim" dediğinden, in- sanı iliklerine kadar donduran bir his tribünleri kaplamış, yerde kıv- ranan suçsuz, saha dışına alınırken suçluyu cezalandıracak el bir lu kalkmamıştı. Oyunun, bu va k dan sonra "futbol"a benzemesı elbette beklenemezdi. Hakem cezalandır- maktan kaçındığı suçlu sinirleri bir anda bozulan ve ce verilmediğim görerek cesaret bulan rakipler tara- fından yumruk ye tekme ile ezilme- ğe başlanmış, "spor yapılsın" diye kurulan bir çimenlikte yerlere seril- mişti. Rezaletin sonu düşünülebilir. İşe mecburen polis müdahele etmiş, çirkin küfürler, yumruklaşmalar ve gürültüler arasında kavgacıları dı- şarı atabilmişti. Ertesi gün intişar eden gazetelerin, kökleri çok derin- lere inen, vak'a ile alâkasız neşriyatı işin aslı aranırsa çok daha korkunç- tu. Suçlu kimdi? Hepimiz... Evet... Hepimiz suçluyduk. Futbolcu, ha- şehir temiz olacaktır.", tırlamamıştık. Başlarımız eğikti. nin yeni mizah kitabı: HANGİ PARTİ KAZANACAK Yazan AZİZ NESİNİ Bu eserde siyasi ve sosyal mizahımızın en güzel hikâye- lerini okuyacaksınız. Yazar, bu seçim gürültüsü arasında size bol bol kahkaha dağıtıyor. BUGÜN ÇIKTI Fiatı Düşün Yayınevi : 2 lira : Cağaloğlu, Cemal Nadir Sok. Milas Han, Kat 3 No. 204 AKİS, 19 EKİM 1957