12 Ekim 1957 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 33

12 Ekim 1957 tarihli Akis Dergisi Sayfa 33
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

T I Uçüncü Tiyatro Anne Frank Faciası kinci Dünya Savaşı — yıllarında Yahudi katliamı korkunç bir in- sanlık faciası haline — gelmişti. Al- manya bir solukta Hollandaya uzan- mış, Gestapo çizmeleri Amsterdam sokaklarının sükünunu — bozmuştu. Hitlerin ve bütün Nasyonal Sosya- list Partısı ileri gelenlerının emriyle Almanya uğu gibi Hollandada da meskun Yahudiler toplattırılı- yor sonra da ölüm kamplarına sev- kedilip — hayatlarının son başbaşa bırakılıyordu. İşte bu katliamın orta yerinde bir Yahudi ailesi olan Franklar bir ticarethanenin depo olarak kullanı- lan çatı katına sığınmışlardı. Frank- lar burada bir mahpus hayatı yaşı- yorlardı, ama yirmi beş ay sonra da olsa Gestapo nihayet onları da bula- rak ölüme göndermişti. Frankların Anne adında bir de küçük kızları vardı. — Anne,kabına sığmayan, hareketli, zeki, durmadan konuşan, hassas bir kızdı. Bu kaçak hayata alışması bir hayli zor olmuş- tu. Tek tesellisi bu çatı katında kal- dıkları yirmi beş ay boyunca hergün, babasının hediye ettiği bir deftere hatıralarını yazmak olmuştu. İşte bu hatıra defteri, harpten sonra sa- dece Alman mılletının değil bütün bir dünyânın utançla önünde egıle— ceği bir eser oldu. Anne Frank'ı Hatıra Defteri basıldığı zaman bu— tün dünyada satış rekorları kırdı. A- ma bununla kalınmamalıydı. Bu bü- yük insanlık dramı daha geniş mu- hitlere yayılmak, daha büyük ınsan topluluklarının zıhınlerıne meliydi. ın hikâyesini piyes haline getirip ramp aydınlığına çıkarmak, senar- yo haline getirip beyaz perdeye ge- çirmekten daha iyisi olamazdı; Anne Frankı bütün dünya ınsanları tanı- malıydı. İnsanlığa en büyük dersi ve- ren bu küçük kızın abidesini sahne- nin ve beyaz perdenin sanatçıları bi- rer kere daha dikmeliydiler. Anne Frankın Hatıra Defterini sahneye maletmek işini Frances Goodrich ve Albert Hackett gibi iki tiyatro ustası üzerlerine almışlar ve ona yakışır bir şekilde sağlam yapı- lı bir sahne eserini meydana çıkar- mışlardı. Piyesin hikâyesi anlarıyla erde açılıp, rampın ışıkları yan— dığı vakit Amsterdamda bir t carethanenin depo olarak kullanılan üstten iki katı — görülür. ada Frank ve Daan adlı iki Yahudi ailesi Gestapoların eline geçmeden önce 25 ay saklanmışlardır. İçeri, solgun yüzlü, — yaşlı bir a- dam girer. Bomboş odalara, — yerle- re yuvarlanmış iskemlelere, tozlu raflara ürkek ürkek bakar. Dışar- da saat kulesinden gelen sesleri ve AKİS, 12 EKİM 1957 YA T R O seslerini dinler. kendisini Ges- kurtarıp, hayatta kalabilen tek ferdi, Anne nk'ı babası Otto Franktan başkası degıl— İr: sokaktaki laterna Bu, Frank ailesinin, taponun elinden İhtiyarın beraberinde gelen bir kadın odadaki kağıt yığınları ara- sında bulduğu bir defteri, bir hatıra defterini ona verir. Bu andan itiba- ren Anne Frankın Hatıra Defteri, günışığına doğru ilk adımını ve babası Otto Frankın eline geç- miştir. Yaşlı adam defteri okumağa başlar. Rampın ışıkları yavaş yavaş kararır ve seyırcıler Otto beraber geriye, 1942 ye, harp yılla- rına dönerler. Oyun başlamıştır. Ar- tık seyirciler bir insanlık - dramı- nın içindedirler. Anne Frank'ın,Frank ailesinin, daha doğrusu harp ıçındekı bir Yahudı ailesinin Gestapo tarafın- Anne Frank Hassas bir. kızdı... dan tahtakuruları gibi ezilen insan- ların hazin macerasını seyredecek- lerdir. 1940 yılında Hollandanın işgaliy- le beraber Gestapo, altı öşeli Sü- leyman mühürüyle mimlediği Yahu- dileri bir bir ölüm kampına gönder- meğe başlamıştır. Frank ailesi bir- kaç Hristiyan dostlarının yardımıy- la Otto Frankın ticarethanesinin üst katındaki depoyu oturulacak bir ha- le getirip buraya sığınarak kendile- rini Gestapodan saklarlar. Burada Frank ailesinin dört ferdiyle bera- ber -Anne, baba, büyük kızları Mav- got ve küçük kızları Anne- yanları- na aldıkları bir başka aile, Daan ailesi de vardır. Karı koca Daanlar oğulları Peterle birlikte üç kişilik bir ailedir. Bir zaman sonra onları burada saklayan Mr. Kraler yeni bir misafirle beraber gelecek ve Mr. Dussel adındaki bu yedinci şahıs da hayatlarına ortak olacaktır. Bu yedi şahıs arasında oyunun ağırlık merkezi şüphesiz küçük Anne Franktır. Annenin bu durgun haya- ta alışması çek zordur. Çünkü o, hayatının her dakikasını bısıklete bınıp ping- pong oynıyarak — hareket içinde bunlar geçirmiş bir kızdır. Bütün TI bu daracık yerde bulamıyan i avuntu yolu vardır. Birincisi etrafındakilere — muziplikler yapmak, ikincisi bütün bu olup bi- ten garipliklerin küçücük kafası i- çindeki tepkilerini hatıra defterine geçirmek. Günler, Anne'i olgunlaştırarak geçer. Artık o eski muziplikler o eskısı gıbı eglendırmekten u ara işin içine bir de aşk karışır. An nede kadınlık duygularının baş- langıcı da — kendisin göstermiştir. ne, yakınında bulunan âşık olabi- leceği ilk erkeğe, Peter'e kendini ço- cukça bir sevgiyle kaptırır. Sık sık Peterin odasına giderek onunla dert- leşir. Artık durumunu da iyice idrâk etmektedir. "Bizim-der-biz çocukla- rın kabahati nedir anlamıyorum. Biz daha hiçbirşey yaşamadık — ki. Bizim hiçbir şeyden haberimiz yok." Gözleri dolu dolu ilâve eder: "Ama biliyor musun Peter, ben insanların hiçbirinin doguştan fena olduğuna inanmıyor .B.C. radyosu iyi mektedir. 944 — yılının — başlarında müttefikler Normandiya sahillerine çıkarma yapmışlardır. Ama Hollan- danın hali berbattır. Anne, arada bir dışardan gelen haberlerden mektep arkadaşlarının bir bir yok oldukla- rını anlar. Zaferi, ümit içinde beklerler. A- ma, bir gece sığındıkları yerın alt katına giren bir hırsız anda mahveder, — onları Gestapo yedi kişiyle beraber Anne'i de götürür. Geride, odanın bir köşe- sinde küçük bir hatıra defteri kalır. Otto Frank defteri okuyup bitir- miş, gözleri yaş içindedir. Anne için: 'llk zamanlarda kampı bıle .sevmiş- haberler ver- "İnsanların doğuştan iyi oldukla— rına inanmaya devam ediyorum." Bu, Anne Frank'ın hatıra defterindeki son cümledir. İyi bir oyun nne Frankın Hatıra Fransada, İngilterede hassa Almanyada defalarca mıştı. Bu yıl da Pariste nasse -Gaston Baty tiyatrosu mev- sime Anne Frankla girmişti. Tiyatrosu da "Anne Frankın Hatıra Defteri"ni repertuarına almakla i- sabetli bir adım atıyordu. Geçen yıl ğ " ve "Ondine" gi- etmek zorunda seyircisine — "Anne mevsim ba- şında güzel bir hediye, ileriye ümit- le baktıran bir müjdeydi. Tiyatrosu sanatçıları da "Anne Frankın Hatıra Defteri" gibi ağır bir piyesin altından — başarıyla 33 Defteri" ve bil- oynan- Montpar- sadece "Yağm bı iki piyesle ıktıfa kalan

Bu sayıdan diğer sayfalar: