Okuyucu Mektupları Politikacılar hakkında izin meşhur Allahlık — Ulus'u 9rdü mü? Hani İşbirliği müzakerelerinin sekteye — uğrama- sından sonra gazeteciler AKİS'in Cumhuriyette çıkan bir ilânını ba- his mevzuu etmişler de İsmet İnö- nü "Bana AKİS'ten en çok şikâ- yet eden Kasını Gülektir" demiş. Alamerikan Genel — Sekreterin ha- mda basın toplantısını yaptığı- nı biliyorduk ama mahalle çocuk- ları gibi Paşaya gidip "Amca, be- ni dövüyorlar" dediğini bilmiyor- duk. Onu da Ulus'tan öğrendik. Nazmi Kaya - İstanbul P rof. Köprülü ikinci mevki tramvayın sahanlığında ayak üstü gazetecilerin sorularını cevap- landırırken, bundan böyle yazı ha- yatına döneceğini ve fikirlerini neşredeceğini söylemiş. Bunun ü- zerine muhabirlerden birisinin: "— Tabii tekzibi de göze alı- yorsunuz" sorusunu — şöyle cevap- landırmış: "— O bana göre değil, ben yaz- dığımı düşünür öyle yazarım. Her ne kadar bu cevap, tekzip salgınına uğrayan bütün gazete ve mecmuaların düşünmeden yazdık- ları için tekzip edildikleri mânası- na geliyorsa da ben bunu başka türlü yorumladım. Kurucu Prof. 27 Ekimdeki handıkaplı koşuyu muhaliflerin kazanacağına — şimdi- den kat'i olarak inanmışa benziyor, Öyle ya, sayın Prof. yazı yaz- mıya başlayıncaya kadar muhalif- ler yarışı kazanacaklar, yarış ka- zanılınca ilk olarak tekzip salgını- ün yazı- ları da tekzipten kurtulacak de- Kuvvetli bir ileri doğrusu.. görüşlülük Niyazi Bayraktar - İskenderun uammer Alakant'ın Hürriyet Partisinden istifasına doğru- su hiç te hayret etmedim. Böyle idealist bir politikacıdan, — ideali tahakkuk etmediği takdirde bekle- dense hiçe sayıyorlar. Hür. P. İda- re Heyetine seçilemediği için isti- fa eden bir politikacının i kendi çerçevesi dışında düşünüle- Ömer Altay - Ağrı AKİS. 12 EKİM 1957 OLUP BİTENLER YURTTA Beyazıt - Aksaray yolundan bir görünüş Topkapıdan ram tanımamanın cezasını talihsiz sine dağıtılmıştı ki kuvvetleri bir yere teksif imkânı da kalmamış- tı ve her semt bahtına terkedilmiş- la meşguldü. Şehremininden çok u- zakta, Osmanbeyde, caddenin yuka- rıya çıkarken sol tarafı bombardı- benzıyordu Evler te, Beyazıtta ekskavatörler işi gü- cü olmayan meraklıların gözleri — ö- nünde numaralar yapıyorlardı. Be- yazıt meydanını tanımanın imkânı kalmamıştı. Büyük toprak yığınla- rı orayı, burayı istilâ etmişti. Mey- danın ortası kazılıyor da kazılıyor- Buna mukabil Lâleli yolundaki bınaların temellerı meydana çıkarıl- mış ve öylece bırakılmıştı. Yolun se- viyesi —indiriliyordu. Yol — kazılınca kenardaki temeller olduğu gibi or- taya çıkmıştı. Bir yağmurda bunla- rın kayması ihtimali insana dehşet veriyordu. Artık bir çok eve mer- divenlerle gırılıp çıkılacaktı. Söyle- nildiğine göre Başbakan. "Topkapı— an bakınca Beyazadı - göreceğim" demişti. Bunun üzerine yollar indiri- lip bildirilmeye başlanmıştı. Aksa- ray da başka bir âlemdi. Koca bina- lar yerlerini moloz yığınına terket- mişti. Oralar öyleydi de Boğaz kıyı- ları başka tü rlu muydu? Orada da i “gösteri imar"ma de- vam ediyorlar, toz toprak orada da hakimiyetini devam ettırıyordu Te- pecikler Boğazda da yağmuru bekli- yorlardı. bakınca... Dağılmanın sonu e stanbulun imarı yoluna gidilme- sine hiç kimsenin hiç bir zaman itirazı olmamıştı. Ama işte, bunun tek bir adamın keyfine göre yapıl- masının ve her tarafın bırden alt- üst edilmesinin — netices meydan çıkmıştı. — Kış aylarında Istanbullu Aslında yapılması gereken şuydu: mal Yolcu edildi..