AKİS'in Yazı Müsabakası Demokratik Rejim içinde Yaşamağa Azimli- Milletler Ne Şekilde Hareket Etmelidirler? B ir şeyi elde etmek veya ondan mahrum olmamağa — çalışmak için istekli ve hele azimli olabil- mek, behemahal daha önce o şeyin kâfi bir derece ve manada bilinmiş ve vazgeçilmez surette sevilmiş ol- masını zaruri kılar. Bu sebeple, de- mokratik rejim içinde yaşamağa a- zimli milletlerin ve bu milletleri teşkil ve temsil eden halk kitlele- rinin ve ferdlerin bu rejimi derece derece bilip kavradıklarını ve az geçilmez surette sevip bemmsedık— lerini farzediyoruz. Demokrasi, çok kere totaliter politikacıların iddia ettikleri gibi tahakkuku için önceden uzun boy- lu öğrenilecek, talim edilecek bir rejim olmadığı — gibi anlaşılması kavranması ve benimsenmesi güç bir rejim de değildir. Demokrasinin asıl manası ve asıl ruhu ile onun ve ileri medeniyetin hak ve hür- riyetlerini, ahlâk ve faziletlerini ve müesseselerini birbirile karıştırma- malıdır. Demokrasinin ruhu, — de- mokratik rejim meselesinin esası, kendi şahsi varlığını, kuvvet ve de— ğerini ve bilhassa maddi manevi menfaatini derece derece kavramış ferdlerden mürekkep bir — milletin kendi serbest ekseriyet arzusu ve kararı hilâfına idare olunmaya ta- hammül etmemesi, serbest emni- yetli seçimlerle kendi idare ve mu- kadderatım kendisinin bizzat tâyin ve takip etmesidir. Bu hal mevcut ise, demokrasi de aslında tereddüt- süz ve kati surette mevcut demek- tir. Demokrasinin ve ileri mede- niyetin, hak Ve hürriyetler sistemi insan ruhuna ve menfaatlerine o kadar uygundur ki, samımı ve tam olarak tesis olunacak bu sistemin, en geri farzadılebılecek ferdler ta- rafından dahi sür'atle kavranıp ve- ya duygu halinde sevilip benimse- necegı muhakkaktır. Halbuki bu- gün halâ bir çok memleketlerde a- sıl çetin mesele, kanaatime — göre mevcut iktidarların lüzumlu şart- larile hakiki bir serbest seçim yapıp yapmayacağı ve yapmadığı takdir- de milletlerin iktidarları serbest bir seçime her hangi bir tekilde sevkedip edemeyecekleri — noktala- rında toplanmaktadır. Bu mesele- nin halk ve demokrasi lehine halle- dildiği ve normal hale geldiği mem- leketlerde demokratik hayatın icab ettirdiği diğer hak ve hürriyetlerle bunlara ait — müesseseler de çok 16 - XV - geçmeden teker teker elde edilmiş, kurulmuş ve inkişaf etmekte bu- lunmuştur. Milletlerin yaşama azmi, — her hangi bir yerde her hangi büyük- lükte 'bir halk topluluğunun veya selâhiyetli organların her bir fer- di teker teker de yakından ilgilen- diren vaz geçilmez bir hak ve men- faat veya vazife için bunların ta- hakkukuna veya devamına engel olanlara karşı belli bir hareket ve- ya davranış halinde korkusuzca ak- tif veya pasif mukavemet, — tepki ve mücadelesini Zzaruri 1lar bu başka turlu düşünülemez. Hem "Ya- mevcut olsun, hem de bir şey yapılma- sın; bunun tasavvuru dahi imkân- sız ve hattâ muhaldir. Demokratik rejim içinde yaşamaga azımlı mil- letlerin, bu reji rulmasına, dev am ve Inkışafına engel olanla- karşı ne şekilde hareket etme lerı gerektiği, bir kısım mılletlerın tarihde ve mazide ayni maksat için ne şekilde hareket etmiş oldukları- nı araştırıp tesbit etmekle daha i- sabetli olarak anlaşılabilir. Ancak, bu makalenin vüs'ati böyle bir tet- kike müsait bulunmadığı — cihetle kanaatime göre netice itibarile de- nebilir ki, demokratik rejimi tahak- kuk ettirmiş olan milletlerin bu yoldaki hareket ve gayretlerinin müşterek vasfı, engelleri ortadan kaldırmak için her defasında icabı na göre gırışılen yumuşak ve çok kere çetm “"Mücadele" olmuştur. Hak, uğruna zahmet çekmeyi bi- lenindir. Haklarını müdrik bir — milletin asıl azim ve kudreti, ayni şeyleri duyan ve düşünen her bir ferdinin, diğerinin iştirak edip etmeyeceğini hesaba katmaksızın ve bunu bek- lemeksizin gayrete gelebılmesınde lıdır. affak olmak ise ayrı- dır ve her defasırıda behemahal şart değildir. Ancak şuna zevkle ifade etmek doğru olur ki, ferdleri böyle olan milletler kararlı ve emin adım- larla ilerlemişler ve çok geçmeden el birliği ile muvaffak olmuşlardır. Bugün demokrasi bir izzeti nefis, bir hayat meselesi olmuş, "Vatan- daşlık" daha üstünü olmayan hakiki bir şeref mertebesi haline gelmiştir. Ferdin en köklü Ve bariz hususiyet- lerinden biri kendisine her şeyden çok,kıymet vermesi ve başkaları tarafından da kıymet verilmesini H. Basri GÜVEN arzu etmesidir. İnsan bunu muhak- kak ki en çok demokratik bir re- jim içinde bulur, insanlığını en çok demokratik bir cemiyet hayatı i- çinde duyar. Demokratik rejimi kurma, ruma ve idame ettirme yolunda o- lan milletler, her şeyden evvel se- çımlerın serbest ve emnıyetlı yapıl- ması uğrunda ve ntidemokratik tavır ve hareketlere karşı uyanık olmalıdırlar. Halkın siyasi, mede- ni ve ekonomik hak ve — menfaat mücadelesi vasıta ve imkânlarını daraltmayı ve yok etmeyi istihdaf ve intaç eden tedbirler antidemok- ratiktir. Demokrasinin bazı şartlar içinde meydana çıkan mahzurları- nı izale etmek için demokratik ça- reler daima bulunabilecektir. Kendi hak ve menfaatlerine sa- hip olarak yaşamak azminde olan milletlerin birinci derecede kati bir düstur olarak gözönünde tut- maları gereken bir husus da, bu hak ve menfaatleri ihlâl etmek su- retile kötülük yapanları behemahal ve sür'atle tecziye etmeleridir. Mü- samaha ve af, ancak kasdi olma- yan tesadüfi kusur ve kabahatlerde faydalı olabilir. Milletlerin sarih hak ve menfaatlerini bilerek ve hele şahsi menfaat ve ikballerini de te- min etmek suretile ihlâl — edenleri tecziye — ve tasfiye — etmesini bil- meyen milletler, her zuhur etmesi mukadder olan bu gibilerin — cür'etkâr ve — tahripkâr tecavüzlerinden kurtulamazlar. Mil. letler, kendi hayat ve mukadderat- larını hiç bir zaman münferit şahıs veya Zzümrelerin keyfi kararlarına atıfet ve merhametlerine bağlam malı ve bırakmamalıdırlar. Medenı içtimai ve milli gaye ve ana prensip- lerin gost rdiği yolda ve müsbet bilginin ışığı altında kendi irade- lerine kıskançlıkla sahip ve hakim olara yürümesini bilmelidirler. Bilmelidirler ki, atıfet ve merhamet beklemekten başka kuvveti olma- yanlar yoksulluk ve zulüm görecek- lerdir. Milletleri teşkil ve temsil eden halk kitlelerinin ve vazifeli organ- ların ve ferdlerin devamlı ve israr- li mücadele azim ve gayreti, her türlü haklarını hem elde etmenin hem de muhafaza ve idame etme- n yegâne ve hakiki teminatı ve en kat'i şartıdır. AKİS, 12 EKİM 1957