12 Ekim 1957 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 23

12 Ekim 1957 tarihli Akis Dergisi Sayfa 23
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

yordu. Sovyet gazeteleri, daha önce yayınladıkları bazı yazılarda, sun'i peyk hakkındaki çalışmalardan bahsederken bunların aliminyum ya magnezyum —karışımından ya- pılmış oldukları için küçük gök taş- larının, çarpmalarına mukavemet e- debileceklerini ve gökyüzünde on günden başlayarak birkaç seneye kadar kalabileceklerini kaydetmiş- erdi. Ama atmosferin yüksek taba- kalarının kesafeti henüz bilinmediği Rusyadaki ismiyle — "ilk hava adası" nın gökyüzünde ne kadar ka- lacağı şimdilik kesin olarak hesap- lanamıyordu. Kıtalararası füzenin yapıldıgını i- lân etmelerinin üzerinden bir ay bile geçmemışken Rusların şimdi de ilk sun'i peyki yaptıklarını açıklamaları, bütün dünyada ilgi ile karşılanmış- tı. Bilhassa, ellerindeki imkânlarla kıt'alararası füze haberinin bir blöf olup olmadığını anlamakta başlan- gıçta guçluk çeken Amerikalılar, bu sefer sun'i peykin varhgından dah New York üzerinden ilk geçiş sıra- sında haberdar olmuşlar ve Millet- lerarası Coğrafya Yılı münasebetiy- le Washington'daki Rus Büyükelçi- liğinde verilen bir kokteylde, Rus âlimi Pr. Bodonof'u tebrik etmeyi bile unutmamışlardı. New York'tan gelen haberlerden anlaşıldıgına göre Ruslarla — Amerikalılar sun'i — peyk üzerindeki çalışmalara aynı sıralar- da başlamışlardı ve Amerikalılar ilk sun'i peyklerini ancak iyi ay sonra fırlatabileceklerdi. Bu bakımdan, A- merikalılar bu işi kendilerinden ön- ce beceren Rusları gerçekten tebri- ke şayan buluyorlardı. Washington'daki Sovyet Büyük- elçiliğinde Dr. Bodonof'u tebrik eden Amerikalı ılım aqamları, yaptığı diyorlar ve tebrikleri kabul eden Bo- donof da, Rusların da zaten bu ba- kımdan gurur duymakta olduklarım söylüyordu. oOğrusu aranırsa in- sanlığa ve ilme hikmetten bahsetmek bu konuda pek mübalağa sayılmasa bile gerçeğin ta kendisi olmaktan da haylı uzaktı. Bütün dünyanın bildi- ği gibi her iki dev memleket de bu çalışmalarda herşeyden önce taktik ve stratejik gayelere hizmet etmeyi düşünüyor ve batta yaptıkları keş- fin tatbik ve ilânım bile bu gaye i- çin en uygun zamanlara saklıyorlar- dı. Nitekim bu sefer de insanın aklı- na ister istemez, Birleşmiş Milletler Genel Kurutunda şu günlerde başla- yacak olan silâhsızlanma müzake- releri geliyordu. Sovyetlerin kıt'alar- arası füzeden sonra bir de sun'i peyk yapmış ve her iki konuda da Ame- rikalıları geride bırakmış olmaları, hiç şüphesiz, bu müzakerelerde Sov- yet tekliflerine kulakların daha iyi kabartılmasına yol açacaktı. Sovyet- lerin istediği de ibne hizmetten zi- yade bu olmalıydı. AKİS, 12 EKİM 1957 Arjantin Totaliter idarenin güçlükleri Arjantin Devlet Başkam —General Aramburu idareyi eline geçirdi- ği zaman, başlıca gayesinin memle- kette Peron rejimi sırasında bir ta- rafa atılan — demokrasiyi — yeniden gerçekleştirmek olduğunu söylüyor- du. Bu emelle de, ilk günlerden baş- layarak, bir de plân hazırlamıştı. Aramburu' nun hazırladığı bu plân gereğince önce 1957 Ağustosunun başlarında bir kurucu Meclis seçim- leri yapılacak, sonra bu Meclisin i- çinde bulunduğumuz Skim ayı için- de ilân etmesi gereken yeni Arjan- tin Anayasası gereğince 1958 Şuba- tında genel seçimler yapılacak, ni- hayet bu seçimler sonunda kurula- cak Arjantin parlâmentosu da 1958 Mayısında çalışmalarına başlıyacak- t General Aramburu "Goriller”"in — elinde Bu plânın ilk safhasının atlatıl- mış olmasına rağmen, n hafta Arjantin'de cereyan eden olaylar bu memlekette demokrasi denen reji- min yerleşmesı için ya uzun yıllar geçmesi, yahut da Aramburu'nun etrafındakilerde bazı temizlikler ya- pılması gerektiğini bütün açıklığıy- la gösteriyordu. Sertlik taraftarları G eçen hafta Arjantin'de cereyan eden olayların — başında, bütün memlekette patlak veren grevlerin yanısıra, halk kitleleri arasında ko- layca sezilen huzursuzluk gelıyordu huzursuzluğun, kaynağını, A- ramburu'nun etrafını çeviren sertlik taraftarı politikacılardan aldığı şüp- hesizdi. Bu politikacılar, butun gay- retleriyle, iktidarın — başı daha memlekette demokrasi rejimini kur- mak sırasının gelmediğine ikna et- DÜNYADA OLUP BİTENLER meye çalışıyorlar, nın — demokrasi muhtemel müsbet Aramburu planı- yolunda — yapması tesirleri silmek için ellerinden geleni esirgemiyor- lardı. Halk, bunlara "goriller" adını takmıştı. Bitip tükenmiyen grevler Bütün Arjantin'de geçen hafta i- çinde patlak veren büyük grevlere gelince, bunlar Peron'un iktidardan uzaklaştırılmasından sonra esasen bitip tükenmek bilmemişti. Arambu- ru idaresi, bu grevlere engel olmak için, bilhassa sertlik taraftarı "go- riller"in teşvikiyle, önce — sendikala- rın kontrolunu eline almış, sonra da, geçen Ağustos'ta grev hakkını bazı kısıntılara tabi tutmuştu. Ancak grevler kaynaklarını siyasi olduğu kadar iktisadi sebeplerden aldıkları için bu kısıntılarla bertaraf edileme- miş; siyasi huzursuzluğun — yanısıra hayat pahalılığı da arttıkça, konu- lan yeni kayıtlar ne kadar sıkı olur- sa olsun, Arjantin işçisi zaman Za- man iş başı yapmamaktan çekinme- mişti. Nitekim geçen hafta sonunda Arjantin P.T.T. idaresi işçileri sen- dikası da, gıt ikçe artan hayat halılığına rağmen ücretlerinin aynı sevıyed tutulmasını protesto etmek için grev ilân edıyor ve bir milyonu an 62 ye aşkın işçiyi sinesine toplaya yakın sendika da bu greve katılıyor— du. Bu grev sonunda Arjantin'de iç durum o kadar karışmıştı ki Aram- buru idaresine bu haftanın başında sıkı yönetim ilân etmekten — başka çare kalmıyordu. Polonya Konuşmak ihtiyacı G eçen haftanın sonlarında, Var- şova'da, Polonyalı talebeler ile hükümet kuvvetleri arasında yeni birtakım çarpışmalar du. Demir- perde gerisi devletlerinin boyunduru- ğa en zor girenlerinden biri olan Po- lonya'da bu gibi — çarpışmalar sık sık tekerrür ediyor ve her seferin- de işin sonu mümkün mertebe tat- lıya bağlanıyordu ama geçen hafta gelen haberlerden, bu sefer, hükü- metin genç asilerin isteklerim yeri- ne getirmeye yanaşmadığı anlaşılı- yordu. Zira bu yeni çarpışmaların sebebi bundan öncekiler gibi iktisa- di ve sosyal birtakım talepler değil, gençlerin söz ve yazı hürriyeti mev- zuunda ileri sürdükleri isteklerdi ve bu hürriyetler, diktatörlükle idare edilen ülkelerde idarecilerin hoşlan- dıkları şeylerden değildi. Geçen haftanın sonunda Varşo- va'da çıkan karışıklıkların görünür- deki sebebi, haftalık gençlik organı "Po Prosto" mecmuasının Polonya Komünist Partisi Merkez Komitesi tarafından kapatılmasıydı. Bu dergi uzun müddettenberi genç aydınlar ve talebeler tarafından çıkarılmak- laydı ve söylendiğine göre, Gomul- ka'nın iş başına gelmesiyle — netice- 23

Bu sayıdan diğer sayfalar: