rikliydi. Memleketin dört bir köşe- sinden gelen 2 bin delege, burada bir tek meseleyi karar altına almak için toplanmışlardı. Bu mesele, bu fevkalâde kongrenin gündeminde tek madde halinde yer alan İşbirliği me- selesi idi. Delegeleri kongre boyunca bilhas- sa iki kelime çok coşturmuştu. Bun- lardan birisi halen hapishanede olan liderleri Bölükbaşının adı diğeri de işbirliği kelimesi idi. Maamafih buna şaşmamalıydı. Diğer iki — muhalefet partisinin kongrelerinde de ayni hal görülmemiş miydi? Nitekim kong- renin daha sabah celsesinde öbür Mu- halefet Partılerının yaptığı şeyi C. r de tekrarladılar. Kongre- ye ait olan selâhiyetlerini bir defa- ya mahsus olmak üzere merkeze ver- meyi alkışlar arasında kararlaştırdı- lar. Alt kademelerin bütün arzularına rağmen belki de işbirliği gerçekleş- miyecekti. Zira, D.P. nin "gider ayak" çıkardığı seçim kanunu tadilâtı işbir- liğinin gerçekleşmesi için hemen he- men bütün yollan tıkamıştı. Gerçi ba- zı açık kapılar kalmamış değil- di ve bu kapılardan geçmek sure- tiyle muvaffakiyete erişmek büsbütün de imkânsız sayılamazdı. Sayılamazdı ama bu açık kapılardan geçmek için de düşünülenlerden de fazla fedakâr- lık gerekiyordu. Buna ise bazı kimse- ler bir türlü yanaşmak istemiyorlardı. Yoksa pek âlâ muhalefet cephesi se- çimlerde tek partiyle temsil edilebi- lir ve çıkar bir yol bulunabilirdi. A- ma alt kademelerin bu arzusu üst ka- demelerde takılıp kalıyordu. C. M. P. Kongresı fevkalâde bir kongre idi seçimlerin arifesinde yapıldığı için de bir hayli kısa sür- mek zorundaydı.' Bu bakımdan İşbir- liği meselesinde — selâhiyetin Genel Merkeze taranmasından sonra öğleden sonraki oturumda Genel Başkan Ve- kili Fuat Arnanın bir kapanış konuş- ması ile kongreye son verildi. Ancak, Fuat Arna bu kapanış konuşmasında, işbirliği meselesini, zaviyelerinden ele almış ve doğrusu istenirse sabahtan beri işbirliği sözü her geçtikçe koca salonu alkıştan yıkan delegelere — rağmen mevzuyu bambaşka bir şekilde izah — etmişti. Fuat Arna sütten ağzı yananın yo- ğurdu üfleyerek yemesi misali C. M P. nin hiç bir zaman tek partinin se- çımlere girmesi yoluna yanaşmıya- cağını söylemişti. Arna ve C. M. hiç şüphe edilmemeliydi ki ışbırlıgı— nin en hararetlitaraftarları idi. Ancak işbirliğini anlayış şekilleri başkay- dı. Onlarca iktidarın karşısında tek parti bırakmak her ne hal olursa ol- sun tehlikeliydi. Tek başına iktidara gelecek bir partının kendine göre bir dıktato rlüğe kay ymayacağını kim te- n edebilirdi ? İşbirliği, iyi, guz el. Ama bu işbirliğinin C. M. en doğru yolu, — muhalefet cephesinin Ç si seklinde tecelli etmes C. M. P. nin görüşü bu ıdı muştereken seçimlere boykot etme- iydi. AKİS, 21 EYLÜL 1957 Seçimler Radyolara pil!.. I Ik işareti buğday fiatlarına yapı- lan zamla verilen seçimler, bu hafta bütün yurtta mevzuların en mühimi haline gelmiş bulunuyordu. Büyük bir seçmen topluluğu sandık başına gidip İcraatım beğenmediği ik- tidarı değiştirmeğe hazırlanırken, İk- tidar partisi de mevkiini muhafaza gayretleri içinde bulunuyordu İkti- darın başı İstanbulun imarına ayırdı- ğı vakitlerden geri kalanını Babıâli— deki dairesinde Üzeyir Avunduk ve diğer seçim taktikçileri ile görüşmek- le geçiriyordu. Doğrusu, 1950 ve 1964 seçimlerinin galibi D. P. gerek seçim- lere hazırlanmasını, gerek kazanma- sını çok iyi biliyordu. Bu defa işte vaziyet ile mütenasip olarak pek çok daha ciddi tutuldugu muhakkaktı. D. P. herşeyden önce propaganda im- kânlarını en iyi kendisine yontmak imkânlarım ve imtiyazını en iyi kul- lanmaktaydı. Basın Kanununun ce- za hükümleri ve meşhur tekzip hak- kı basını daha az tesirli hale geti- riyordu. Buna mukabil imtiyazlı ve himayeli İktidar basını boş meydan- da serbestçe at oynatıyordu. Hele devlet radyosu, tamamiyle iktida- rın emrindeydi. D. P. daha muha- lefet yıllarındayken radyonun nasıl bir kuvvet olduğunu iyice anlamış bulunuyordu. Bu tecrübeden 1954 de istifade etmesini iyi bilmişti. çimlerde de köylüye bol bol dinletmek iktidarın hedefleri arasın- daydı. Ama bunun için köylüye pil temin etmek lâzımdı. İktisat ve Ti- caret Bakanlığının ellerinde pil bu- lunduranların bir beyanname ile miktarlarını — bildirmelerim — istiyen sirküleri, İktidarın maksadını a- çıkça gosterıyordu. Bütün bu piller köylere tevzi edilecek ve köylü seç- men hiç değilse seçimlere kadar ra- hat rahat radyosunu dinliyecek, da- a doğrusu iktidar propagandasına kulak vermek zorunda bırakılacak- ti D. P. köylere göndereceği ekip- leri motorize bir hale getirmek için icap eden cipleri de kolaylıkla te- min 'ediyordu. Diğer taraftan arsa dağıtmak, borçları tecil — ettikten sonra yeni kredi imkânlarım köylü- ye bağışlamak gibi cazip — silâhları da İktidar Partisi kılıfında tutma niyetinde değildi. Kanuni zorlukların yanı başındaki bu müsavatsızlıklar, muhalefet partilerinin seçim kazan- malarını şüphesiz pek zorlaştırı— yordu. Ama bu büyük handikapa rağ- men seçim yarışında Muhalefetin de. büyük bir kuvveti vardı: halkın iktidarı değiştirmek yolundaki arzu- ' Kıbrıs Makarios festivali eçen hafta başında Makarios fes- tivali Amerikada resmen başlı- AKİS'in Hazırlıkları Ekimden itibaren AKİS kar- şınıza son derece cazip bir muhteva ile çıkaca kt ır. Bir müddet beri bun alı hazırlık faalıyetı ıçınde bulıınuyo 5 Ekim, çıktıg ünden berı buyuk alaka gören mecmıı mızın neşir hayatınd yeni bir devrenin başla gıcım teşkıl edecektir. Büt e- z AKİS'i gö rdugu alakaya layık hale getirmektir. Metin Toker 2 Ekimde hür- riyetine kavuşacak ve derhal AKİS'in başındaki yerini ala- caktır. Başyazarımızın ilk ya- zısını 5 Ekim sayımızda bula- caksınız ve başyazılar her haf- ta devam edecektir. AKİS bu vesileden istifade ederek muh- tevasında bazı yenilikler yap- maya karar vermiştir. Yenilik- lerin başında "Yurtta Olup Bi tenler"e ayrılan sayfalarımızın adedinin arttırılması gelmekte- dir. Okuyucularımız uzun za- mandan beri bunu arzulamak- taydılar; fakat bu, bir imkân meselesıydı Şimdi AKİS, kad- unu Metin Tekerin idaresin- de çok kuvvetli elemanlarla takviye etmek suretile okuyu- cularının arzusunu yerine geti- recektir. İstihbaratımız bir kat daha kuvvetlendirilecek ve bir hafta zarfında Türkiyede olup biten her şey, bütün teferruatı ve iç yüzüyle okuyucularımıza takdim edilecektir. Bunun ya- nında diğer fasıllarımız eh az "Yurtta Olup Bitenler'e ait sayfalarımız kadar cazip hale sokulacaktır ve bunun için de hazırlıklar tamamlanmıştır. Bil- hassa Iktısadı ve Mali Saha- da", nyada Olup Bitenler" kısımları tamamıle "Yurtta O- lup Bitenler" kısmı gibi hazır- lanacak, fıkralarıyla, makalele- riyle bütün AKİS ele alınca bı- rakılmaz bir mecmua hüviyeti- ne kavuşacaktır. Gönlümüz muhteva bakımın- dan olduğu gıbı teknik bakım dan da AKİS'i iyi basılmış, gü- zel kâğıtlı, parlak klişeli bir mecmua haline getirmektir. Bunun için gereklı olup bizim elimizde bulunan hazırlıklarla meşgulüz; ancak malzemeyi İk- tıdar dağıttığı için elimizde ol- mayan hususlarda mazur gö- rülmemiz lâzımdır. Fakat her halde tashih hatalarına ciddi şekilde bir son vermek kara- rındayız. AKİS, fedakârlık isteyen bu hazırlıklar hakkında geniş iza- hatı önümüzdeki hafta okuyu- cularına arzedecektir