İşbirliğini Seçmenler Yapacaktır S u satırların yazıldığı anda, mu- halefet partileri seçimler mev- zuunda bir karara varmış - değildi. Hür. P. Kongresi henüz bitmişti. C. M. P. fevkalâde kongresi yapıl- mak üzereydi. Gerçi, siyasi partiler kendileri için hayati mahiyette olan bir ka- rar almak arifesindeydiler. İyi dü- şünüp taşınmak, teşkilâtın fikrini almak zorundaydılar. Fakat bu ka- rar partiler kadar Türk Milleti i- çin de mühimdi. Seçimler kapıya gelip çatmıştı. Vatandaşlar sabır- sızlanıyordu Millet bir an evvel memnun ol- madığı iktidarı ışbaşından uzaklaş- tırmak istiyordu. Vakıa seçmenle- rin iradesinin serbest! çe izharının ne netice verecegını çok iyi bilen iktidar, kalmak için dırenıyordu Iktıdarda olmanın verdiği bütün a- vantajlara rağmen seçimlerin ne- ticesinden korkuyordu. İşte bunun ıçın işbirliğini onlemıye kalkışmış, seçim — kanunun mokrasiden dem vuran biç bır memlekette gö- rülmemiş bükümler — koymuştu. Ayni fikirler etrafında — toplanan partılerın işbirliği yapması — son derece zorlaşmıştı. Bu durumda muhalefet partileri seçime girmeyi reddederse, onları ayıplamak kim- senin aklından geçmiyecektir. Ba- tı memleketlerinde hiç bir sıyası parti bu ağır şartlar altında seçi- me girmeye yanaşmıyacaktır. Fakat Türk Milletinin bütün ü- midi muhalefettedır Şimdiki iktida rı -velev meşruiyetten dem vu- ranlasın- daha dört sene çekmeye ta hammülü yoktur: Bin an evvel key- fi idareden, huzursuzluktan, ada- letsizlikten, pahalılıktan kurtulmak ıstemektedır Seçim şartları istedi- ği kadar ağır olsun, vatandaş a- zimlidir. Her şeye rağmen şimdi- ki iktidarı devirecektir. Bu du- rıımda, muhalefet partileri içki se- çime girmek bir vazife haline gel- miştir. Türk Milletini sukut-u ha- ale uğratmıya hakları yoktur. İktidar ne tedbir alırsa alsın, mil- letin azmi karşısında ister istemez yıkılacaktır. Muhalefet, vatanda- şın elinden bu fırsatı çekıp alma- malıdır. Muhalefet partilerinin kongre- lerinde, delegelerin merkeze en ta- bit haklarını tereddütsüz devretme- leri, bu değişiklik arzusunun ifade- sidir. Bu arzudur ki muhalefet parti- leri liderlerini, parti — endişelerini bir kenara bırakıp, işbirliğini ka- bule zorladı. Bu arzudur ki İstan- bul konuşmalarından beri muhale- fet partilerini bir feragat ve feda- kârlık yarışına sevketti. C. M. ve Hür. İnönüyü muhalefet cephesinin tabit başkanı — say- makla, C. H. P. diğer iki partiye yüzde 55 kontenjan tanımakla fe- ragat ve fadakârlığın müşahhas delillerini verdiler. Millet muha- AKİS, 21 EYLÜL 1957 lefet partilerinin ayni yolda yürü- melerini beklemektedir. O halde ne yapmak mümkün- dür? D. P. iktidarının devrilme kor- kusunu aksettiren malüm seçim kanunu tadilatı bir çok işbirliği şeklım imkânsız kılmıştır. Bölgele- rin partiler arasındaki taksimi, muhalefet reylerinin parçalanma- sı tehlikesi bir kena bırakılsa bile, ıktıdarda kalmak için dire- nenlere "yaptığınız — muvazaadır" demek mazeretini verecektir. Seç- menler istemese bile gitmem diyen iktidarın eline, böyle bir bahane verilmemelidir. Vatandaşı dört se- ne daha istemediği bir iktidarın elinde bırakmak teklikesi önlen- melidir. İşte günlerden beri Türkiyenin partili partisiz en güzide evlâtları iktidara en ufak açık bir kapı bırakmıyacak işbirliği şekli üze- rinde düşünmektedirler. Aklı seli- min gerektirdiği yolu aramakta- dırlar. Bu yol Muhalefet Cephesi adına tek bir partinin seçimlere ka- tılmasıdır. Ankaranın uyanık siya- si muhabirleri çoktan bu hakikati, anlamışlardır. Günlerden beri ga- zetelerinde gittikçe taraftarı artan bu tek hal çaresinden bahsetmek- tedirler. Seçime katılan tek partiye de düşen işler vardır. Seçimi ka- zanır kazanmaz Meclis feshedile- cek, normal bir seçim kanunu al- tında yeniden seçimlere gidilecek- tir. Kazanamadığı takdirde, bütün milletvekilleri Meclisi terkedecek- tir. Tek partinin listesinde istenil- diği kadar partisiz şahsı aday gös- termek mümkündür. Seçime katıl- mayan iki partiye daha akla gelen bütün garantiler verilebilir. Gerçi böyle bir hal şekli, iki Muhalefet partisine mensup mil- letvekillerinden ve — adaylarından fedakarlık beklemektedir. Önümüzde fazla d üşünm vakit kalsaydı seçime katılmıyan iki partinin muhtemel mılletvekılı adayları aklı selimin bu bın mutlaka seve seve kabul edecek- lerdi. Fakat zaman dardır, birta- kım "hissi sebepler" dolayısıyle tereddütlerin. doğması mümk ür. Ne olarsa olsun son söz millete aittir. D. P. iktidarından kurtul- maya azimli seçmenler reylerinin zayi olmamasını, bir işe yaramasını isteyeceklerdir. Reylerini, kazan- ma şansı en fazla olan muhalefet partisinin etrafında toplayacaklar- dır. Unutmamak lâzımdır ki, işbir- liği fikri milletten gelmiştir. Par- tiler işbirliği yapmasalar bile, seç menler reylerini en kuvvetli mu- halefet partisine vererek, işbirliğini herşeye rağmen fiilen gerçekleşti- receklerdir. ; AKİS dece bir parti tarafından temsil edil- mesi kabul edilirse bu iş için en mü- nasıp teşekkülün C. H. P. olduğu mu- hakkaktı. Zira gerek taraftar sayı- sı, gerek teşkilâtın genışlıgı ve kuv- veti terazinin kefesini C. H. P. lehine bastırıyordu. Muhalefet Cephesinin C. H. P. tarafından temsil edilmesi fikrini diğer iki partide bazı komplekslere ve şiddetli mukavemetlere yol açaca- ğını hesaplamak pek zor bir iş de- ğildi. Ama mevcut iktidarı değiştir- me zarureti hakkında tam bir kanaat birliğine vardıktan sonra böyle endi- şe ve komplekslerin gönüllerde sak- lanması icap edecegı de düşünülüyor- du. Ama C. P teklifi Pazar- tesi günü diğer partılerın temsilcile- ri tarafından makbul ülmedi. İti- razların mesnedini 1 olmaktan çok hıssı endişeler teşkıl ediyorı_lu. Diğer partilere göre, tek başına İk- tıdar adındaki baş dondurucu şerefe erişecek olan C. H. P. r ikinci D. P. olmaktan onlıyecek hıç bır ma- ni mevcut degıldı Şımdı bol keseden savrulan vaadları man üzerin- den bir sunger geçırılmıyecegını kim temin ederdi? Hem sonra bu, C. H, P. nin pres- tijini diğer iki parti aleyhine büyült- iydi? Bu endışelerın ne kadar yersız ol- duğunu anlatmaya C. liderleri boş yere gayret ettıler Teklıtlerı par- tizanca değil, memleketçi bir görü- şün neticesiydi. İktidara bir parti o- larak gelmek niyetinde değillerdi, o- raya Muhalefet Cephesının temsilci- si olarak gidecekler, hemen milli ira- denin serbestçe tecellısıne im k ân ve- ren kanuni vasatı rlayıp milleti yeniden sandık başına çağıracaklar- dı. Presti)j meselesıne gelince, dıge iki parti temsilciliği C. H. P. ye bı- raktıkları takdırde gosterdıklerı fe- ragat Örn memleket aşkı ile az mı şeref kazanacaklar, az mı tak- dir kazanacaklardı? Fakat uzun münakaşalar hiç bir netice vermedi. Hür. P. liderleri par- tiler arasında nüfuz bölgeleri ayrıl- ması ve bu bölgelerde diğer partile- rin seçimlere golge İTistelerle katılma- sını, seçim propagandasının müştere- ken yürütülmesini en iyi ve vazgeçil- mez bir şart olarak kabul ettirmeye yemin etmi gibi davranıyorlardı. Görüşmelerin bir çıkmaza girdiğini goren ve şüphesiz ümit kırıldığına uğrayan C.M. P. liler de sırada hal tarzı olarak ortaya işbirliğinin seçimleri iştirak etmemek sureti ile tahakkukuna imkân verilmesi fikri- ni ortaya attılar. C. M. P. görüşünün Hür. P. teklifine nazaran daha "ya- pıcı" olduğu muhakkaktı. Zira üç partinin seçimlere girmemek sure- tiyle de olsa müşterek hareketi mil- letçe benimsenen işbirliği fikrinin hiç değilse şimdilik ölü dogmamasını sağlıyacak ve ilerdeki yeni inkişaf- ların yolu tıkanmış olacaktı. Ya seçmenin hakkı? - ç Muhalefet Partisi mensupları bu münakaşalar içinde bunalırlar- ken millet de işbirliği temaslarının