Batı Almanya bu şeridin Alman toprakları içinde kalması gerektiğini İteri sürmekten geri — durmuyordu. Üstelik bundan başka, er - Ne- isse hattının doğusundaki yüz kilo- metrelik şeridin Polonya'ya geçme- sini derpiş eden milletlerarası bir an- laşma da mevcut değildi ve bu ba- kımdan Batılıların hiçbiri bu hattı Polonya'nın batı sınırı olarak kabul etmiyorlardı Polonya Yugoslavyanın Neisse hattını Polonya'nın - Batı sınırı olarak kabul etmesinin diğer devletler 1ç1n bır emsal teşkıl edeceğini düşünm resmi tebliğe dikkat etmiştı A. B. D. Siyahların kaderi Birleşik sat yapan bütün okulları, ayının başlarında açılır letleri için gayet olağan ve basıt bir hâdise sayılan bu açl malar her yıl, Güney eyaletleri için hakiki bir gaile teşkil eder. Çok defa, Güneydeki okul- ların etrafı mahalli polis teşkilâtı ta- rafından kordon altına alınır, okulla— ra giden yollar tutulur. Buna rağmen, hiçbir seferinde de, şehirlerde arbe— deler çıkmasının önüne geçilemez. A- lınan polis tedbirleri ne kadar sıkı olursa olsun mutlaka her yıl zen- cilerle beyazlar birbirlerine girerler, mutlaka birçok kişinin kafası gözü patlar, birkaç zenci linç edilir, bir sürü beyaz hastahahelik olur. Okulların açılış günlerinin yaklaş- masıyla Güney'de patlak veren ka- rışıklıkların sebebi, hiç şüphesiz, be- yazların kendi çocuklarının devam ettiği okullara siyahlan kabul etmek istememeleridir. Zenci meselesi yü- zünden patlak veren kanlı iç harbin üzerinden yüz küsur sene geçtiği hal- de, Güneylilerin zencileri insandan saymamak, onları hâlâ bir zamanlar Afrika'dan ucuz el emeği için ithal edılen siyahların bir kalıntısı olarak mek hususundaki zıhniyetlerınde hıçbır değişiklik olmamıştır. Güney- lilere göre zenciler tabiaten geri bir ırkın insanlarıdır, efendi olmaya lâ- yık değillerdir, aşagılık ve köle ya- ratılmışlardır. Kendilerine — hürriyet verildiği zaman ne yapacaklarını şaşı- rırlar. Ellerine para geçtiği zaman bunu ilk yatıracakları şey içkidir. ne be- üş bu hususu koydurmaga bilhassa Amerika'nın orta tedri- Eylül Kuzey eya- yatroya gitme, ne de binme hakkı verilebilir. Oy verdikle- ri gün meyhanecilerle şarkıcıları iş başına getırmeye beyazlarla aynı o- kula gittikleri gün ise erkek çocuk- lara bıçak çekmesini, kızlar da kö- tülerle düşüp kalkmasını öğretmeye kalkışırlar. Little - Rock hâdisesi şte beyazları siyah çocukları ken- di okullarına sokmaktan her alakoyan bu düşünceler, bu yıl da, geçen hafta boyunca Amerika'da en AKİS, 21 EYLÜL 1957 fazla konuşulan Little Rock ha— disesinin meydana gelmesine yol a mıştır. . Little - Rock Arkansas eya- letinin başşehridir. Bu hâdise Fede- ral hakim Ronald Davies'in Siyah Halkı Gelıştırme Dernegının bir tem- silcisinin talebi üzerine, Amerika Bir- leşik Devletleri Yuksek Mahkemesi- nin 17 1954 tarihli kararına uygun olarak, Little - Rock okulla- rında da siy h - beyaz ayrılığının kal- dırılması zamanının geldiği yolunda bir karar alması üzerine patlak ver- miştir. Bu karar, zenciler arasında de- rin bir memnunıyet yaratırken beyaz- lar arasında da büyük bir hoşnut- suzluk uyandırmış ve — çocuklarının siyahlarla aynı okula gitmesi fikri- ne tahammül edemeyen - velilerin pek çoğu, Eyalet Valisi Orval Fau- bus'a başvurarak, kararın tatbik edilmemesini — istemişlerdi. Fakat kuvvetli bir kişiliğe İVai Faubus Kanuna karşı dığı — anlaşılan — Arkansas talebe velileriyle Demokrat torlerın baskısı karşısında kalınca ttle - Rock'taki okulları mahallı polıs teşkilâtının kordonu altına al- dırttığı gibi, eyaletin diğer şehirle- rindeki okullara zencilerin kayıt ve kabullerinin yapılm olmasına rag men, Little - i n Valisi, sena giremiyeceğini de açıkça ilân — et- mişti Arka nsas Valisi Orval Faubus'- un bu hareketi bir yandan Lıttle Rock'taki zencileri pasif mukave- mete sevkederken, diğer andan da Washlington'la kendi kuki bir anlaşmazlığın yol açmış bulunmaktadır. Zencilerin asif mukavemetinin okulun kapı- sına kadar yaklaşan siyah gençlerı polis kordonu karşısında — saatlerce sahip olma- DÜNYADA OLUP BİTENLER beklemeleri ve orada kendilerini a- laya alan halkın hakaret dolu hi- taplarına ses çıkarmadan tahammül etmeleri şeklinde tecelli etmesine mukabil, Washington'la Arkansas Valisi arasındakı hukuki anlaşmaz- sayı ve Birleşik Devletler kanunla- rını da korumak ve tatbik etmekle görevlidir. Orval Faubus'un bir Fe- deral mahkemenin hem d meri- kan Yüksek Mahkemesinin bir içti- hadına dayanarak aldığı bir kararı tatbik ettirmemesi, üstelik — tatbik etmek isteyenlere mani olması, açık- a kanunlara itaatsizlikten — başka irşey olmamakla beraber Faubus, bu ıtaatsızlıgın sebebim eyaletinin asayiş ve sükünunu korumak endi- şelerine dayamış ve Başkan Eisen- hower'e yolladığı bir mesajda, Baş- kandan, eyaletinde asayiş ve sükü- nu muhafaza etmek isteyen müsta- kil bir eyalet valisine yardım etme- sini istemiştir. Faubus'a verdiği ce- vaptan Başkan Eisenhover'in — Ar- kansas valisinden daha başka türlü düşündüğü ve Anayasa ile Birle- şik Devletler kanunlarım eyaletle- rin asayiş ve sükün — endişelerinin üstünde — tuttuğu — anlaşılmaktadır. Filhakika, Başkan Eisenhower, Fau- bus'a verdiği cevapta Anayasa ve Birleşik Devletler Kanunlarına ita- at etmeyenleri kanuni yollarla — ce- zalandırmak niyetinde olduğunu a- çıkça belirtmiş ve, diğer — yandan Federal Tahkikat Barosundan da, Little - Rock hâdiseleri hakkında bir tahkikat açılmasını — istemiştir. Bundan başka, Adalet Bakam Her- Brownell ile Arkansas ral savcısı da, geçen hafta içinde, mahkeme kararına itaatsizlik ithamı ile, Vali Orval Faubus ile mahalli polis teşkilâtı şeti General Sh er- man Clinger ardımcısı hakkın- da takibata gırişmıştır Bitmeyen kavga üneylilerin zenciler hakkımda besledikleri yalan yanlış birta- kım kanaatlerden doğan bu Little- Rock hâdisesi. Amerika'da larla beyazlar arasında den mücadelelerin ne — birincisidir, ne de bu kanaatler devam ettikçe sonuncusu — olacaktır. Güneyliler, zencilerle beyazlar arasındaki kuki statü farklarının ortadan kal- dırılması zamanının henüz gelme— diği hususunda israr ettikçe bu gi- bi mücadeleler her yıl tekrarlana- cak, her yıl yeni karışıklıklar çıka- cak, zenciler linç edilecek ve be- yazların da kafası gözü patlayacak- Ancak, Amerikan Dışişleri Ba- kanı Foster Dulles'in geçen hafta yaptığı basın konferansında da söy- lediği gibi, bu şiddet hareketleri A- merika'nın dış itibarım sön — dere- ce sarsmakta, komünistler için bu- lunmaz bir propaganda fırsatı ya- ratmaktadır 19