İKTİSADİ VE MALİ SAHADA ve Dahiliye Vekâletleri 5.600.000. ek tahsisatı c u ek ödeneklere ne diye ihtiyaç hissedilmişti? Maliye Baka- nının izahlarından anlaşıldığına gö- re bütçe varidatının altı aylık tahsila- tında geçen seneye nazaran memnu- niyet verici bir artış vardı. Onun için varidattaki artıştan hizmetleri geniş- letmek suretiyle — vatandaşları daha çok müstefid bir hale getirmek lâ- mdı. Halen yürürlükte olan mali yılın ilk altı ayında geçen seneye nazara gelir bakımından bir artış gorulebılır— di. Çünkü bu senenin bütçesi hacim i- tibariyle geçen senenin bütçesi de- ğildi. Kaldı ki dört milyarı aşan dev- let varidatından ilk altı ayda tahsil edılmış olan meblâğ da 1. 888 milyon lira idi. Kaba bir tahminle altı ay- lık gelırlerın birbirine miktar itiba- izin denk, s riyle eşit olması kabul olundugu tak-dığınızı soyledıgınız bmçele““ aÇ ık- kanununun geçirilmesi bu muessese— nin hikmeti vücudiyle de pek daşmıyordu. Bir kere mali yılın or— tasında mezkür idarelerin bütçelerin- deki tahsisatın bitmesine imkan yok- tur; eski hizmetlere ilâve olarak yeni hizmetler ihdas — edilmediğine göre fevkalâde ödenek de mevzuubahis değildir. Olsa olsa bir samimiyetsiz- lik mevzuubahistir. İktidarın delille- rinin doğruluğunu kabul etsek bile devlet i — devlet giderlerinin doğru olarak, samımı bir şekilde tah- mini yapılamam ışti Böyle bir halde dahı mali yılın so- nuna kadar önümüzde altı ay bulun- duğuna göre ek ödenek alarak eski hizmetleri genişletmek yeni gelecek iktidarın işi olmamalı mıydı ? Siz şim- di iyimser bir gözlükle giderleri arttır dınız ya gelirler artmazsa ne olaca onra , fazlalıkla bagla— Kahve Bir günlük beylik tirde birinci altı aydaki tahsılat but— çe varidatının yarısına bile ulaşmı- yordu. Öyle ise devlet Varıdatındaki artıştan ötürü —devlet giderlerinin arttırıldığı — söylenemezdi. ki Türkiyenin içinde bulunduğu şartlar sayın Maliye Bakanının söylediği gi- bi mutlak mânada devlet gelirlerinin deVlet giderlerine eşitliğini değil bi- lâkis bakanın bütçesini fazlalıkla bağlamasını âmirdir. albuki Ba- kan bundan bihaber olduğu gibi denk bütçe diye bar bar bağırarak Meclis kürsüsünden irad ettiği — nutukların kesin hesap kanunlarıyla tekzip e- dilmiş olduğunu müteaddit yıllar gör- mek bedbahtlığına uğramıştı. Onun için bilhassa yeni para sarfını icabet- tiren kanunları geçirirken dikkatli bulunması gerekirdi. Sonra ek ödenek size halef olacak muvaffakiyetsizli— ları, galiba galiba iktidarın ilk malı ğini teşkil edece Bunca yıllık malı israf ve iktisa- di politikanızın aksaklığım 116,6 mil- yonla giderebileceğinizi - zannediyor- sanız lütfen şu gözlüğünüzü bize bir günlük olsun ödünç verin de biz de dünyayı hiç olmazsa bir gün güllük gülistanlık görelim, Hasan Bey... Dış Ticaret İthalâtçıların endişesi Muazzam kalkınmanın "azamet"- ini ilk hisseden ithalâtçılar, şu sıralarda epeyce endişeli günler ge- çirmektedirler. Çoğu yazıhanelerinin kapısına kilit vurmak gününün gel- diğinden korkmaktadırlar. Bir yıldan beri ithalâtın Devlet e- liyle yapılacağı —şayiaları ortalıkta dolaşmaktadır. İthalâtçıların binlerce teklifi, resmi makamların dosyaların- da sıra beklemektedir. 51,5 milyonluk meşhur ithalâta, ancak bırkaç büyük tüccar komısyoncu olarak iştirak e- debilecektir. Hele 60 milyon liralık yeni bir ithalâtın bizzat Tarif tara- fından yapılacağı rivayeti, ithalâtçı- ların uykusunu kaçırmaktadır. D.P. İktidarı bir taraftan her ve- sile ile hususı sektorun hamisi oldu- ğunu ileri rüyor, —diğer taraftan dış ticareti husus' sektörden resmi sektöre kaydırıyordu. D.P. bundan evvelki seçimlerde tüccar ve esnafın reyini hususi sektörü himaye propa- gandası ile kazanmıştı. Halen birçok ithalâtçı, yazıhane- lerini kapamaya kadar varan bu "a- şırı. teşvik'in mahiyeti hakkında acı acı düşünmekten başka hiç bir şey yapamamaktadır. Kahve ithali Hani eskiden hoş bir sözümüz vardı: ir eşi, bir dostu ararken "dostum maksat kahve içmek değil seni gör- mek" derdik. Tiryakilere müjdeler ol- sun ki bu sözleri pek yakında şaka olsun diye değil de sahiden soylıyebı— leceğiz. Seçimler arifesinde, bir g lük beylik beyliktir mısalı 1kt1dar ne yapıp yapıp Brezilyayı bize kahve vermeye razı etti. Son haberlere göre Brezilya hukumetının Türk hüküme- tinden istediği teminat Türk hükü- metince verilmiş olduğundan mem- leketimize 158.333 çuval kahve gel- mek üÜzeredir. Bu kaba bir hesapla 9500 ton kahve demektir, kahve ge- lir gelmez tevzi edilmiyecek, çekir- dek halinde satışı önlenecek ve mü- badelesi yeni bir usule tâbi tutula- caktır.. Bütün bu haberlerden anlaşıldığı- na göre yakında kahveye kavuşaca- ğız ama o aramızda kaç gün kalabi- lecek, galiba orasını bizim gibi fani- ler pek bilmiyor? Krom ihracatı azalıyor mu? Tabii servetlerimiz arasında Övü- negeldiğimiz kromun ihracında aksaklıklarla karşılaşılmış - gi- . Karşımızda Türk kromlarına rakip olarak Rodezya vardır. Ameri- kan şirketlerinin Rodezya kromlarını ellerine geçirerek oradaki krom denlerini kendileri için gayet verimli bir şekilde işlettikleri ileri sürülmek- tedir. Krom ihracında karşılaşılan güçlükler arasında malı — müşterinin istediği zamanda kendisine teslim e- dememe de vardır. Mart ayındaki krom ihracımız 4 619 216 lıra tuta- rındadır. Nisan ayında ise bu ihracat 3 298 658 liraya düşmüştür. Senelik ihracatımızın yüzde beşini teşkil e- den krom ihracımızın azalması kar- şısında ciddi olarak düşünüp dünya piyasasında oynadığımız rolü kay- betmemek için gereken tedbirleri al- malıyız. AKİS, 21 EYLÜL 1957