psikolojik hava bakımından büyük ehemmiyet taşıyordu. Hür. P. ileri gelenleri, kısa bir müddet evvel için- den ayrıldıkları siyasi partinin kong- relerinde yapıldığı gibi civar şehirler- den otobüslerle adam taşımayı, kong- reye suni bir kalabalık getirmeyi bil- miyor değillerdi. Ama buna baş vu- rulmamıştı. Herkes gibi Hür. P. li- derleri de nerelerden gelip nereye va- sıl olduklarım bizzat görmek, kuv- vetlerinin ne olduğunu anlamak ih- tiyacındaydılar. Aynı salonda bir kaç gün önce C. H. P. Kurultayı toplanmıştı. Bu P. için büyük bir handikaptı. Zıra herhangi bir mukayese, elbette yem partinin aleyhıne olacaktı. C.H.- P. Kurultayı üç gün devam etmiş ve hiç bir anında tenhalaşmamıştı. Ama saat 10 a yaklaşıp ta delege- ler ve dinleyiciler salonu doldurma- ya başladıkları zaman, İi darecilerin yureklerını kavrayan sı kıntılar guneş karşısındakı buz gibi eridi ve yerini neş'eye bıraktı. Kong- renin tahmin edildiğinden çok kala- balık olacağı anlaşılıyordu Nitekim Hür. P. lideri Fevzi Lüt- fi Karaosmanoğlu arkadaşları ile bir- likte salona girdiği zaman — yapılan tezahürat, diğer liderlere kendi kong- relerinde yapılan tezahüratı zerre ka- dar aratmıyacak parlaklıktaydı. Esen hava H ür. P. Umumi Kongresine de, tıp- Kurultayına olduğu gibi, anlayışlı ve kâmil bir havanın hâkim bulunduğu, Fevzi Lütfi Kara- osmanoğlunun pek heyecanlı ve rik- katli konuşmasının cümlelerine karşı yükselen alkışlardan anlaşıldı. Hür. P. delegeleri de hedefin ne olduğunu en ufak bir tereddüde mahal bırak- mıyacak bir açıklıkla anlamış bulu- nuyorlardı. Herkes ne istediğini çok iyi biliyordu. Bu iktidar mutlaka iş başından uzaklaştırılmalıydı. Bunun tek yolunun işbirliğinden geçtiğinde artık kımsenın ne şüphesi kalmıştı, ne de tereddüdü. Hedef ve yol bu şekilde tayın edildikten sonra gerisi teferruatın teferruatı bir meseleydi. Nitekim Kongrenin ikinci gününde Umumi İdare Heyetine seçimler bah- sinden en geniş selâhiyetler devredi- lirken kongreden en ufak bir itiraz sesi yükselmedi, en küçük bir endişe alâmeti gösterilmedi. Teşkilâtın li- derlere olan itimadı tamdı. Yeni Partideki eski ruh e kibuçuk gün devam eden Hür. P. Umumi Kongresinin en kalın çiz- gılerle ortaya koyduğu hakikat şuy- du: Ye artiye bakim olan fikir ve ona hareketini kazandıran ruh, 1946- 1950 D.P. sine can veren zihniyetten zerre kadar farklı değildi. Hür. mensuplarım hep o camiadan, o gün- lerin ateşini kaybetmemiş insanlar- dan almıştı. Hem öyle insanlar ki, vaktiyle yapmış oldukları ve muvaf- fakiyete ulaştırdıklarını sandıkları mücadeleye yeni baştan atılacak ka- dar idealist, ve bir zamanlar bel bağ- ladıkları programların tahakkuku i- AKİS, 21 EYLÜL 1957 C. M. P. Fevkalâde Kongresi M uhalefetin Ankaradaki tek sı- ğın agı haline gelen "tarihi" Alemdar sineması, bu hafta orta- sında Cumhuriyetçi Millet Partisi- nin fevkalâde kongresine sahne o0- luyordu. 1954 de kurulan parti bir çok bakımdan eski Millet Partisinin devamıdır. Millet Partisi "rahat bir muhalefet" yapmakla ittiham ettiği D. P. den kopmuştu. 1950 seçimlerinde bir muvaffakiyet el- de edememekle beraber teşkilâtını devamlı bir şekilde — genişletmiş, seçmen sayısını arttırmıştı. Git- tikçe kuvvetlenen eski partiye ba- sı mürteci unsurların sızmaları Ur kapatma vesilesi addedilmişti. Yeni parti teşkil edilirken, irti- cam parti saflarında yer almama- sına bilhassa dikkat ' edilmişti. Parti isminin başına bir riyetçi sıfatının ilâvesi ıhmal e— dilmemişti. Ana nizamname ve program Atatürk'ün gençliğe hi- tabesiyle başlamaktadır. Her par- ti kongresinde Atatürkün bir res- mi ve büstü, salonun en mutena bir kösesini süslemektedir. Prog- ramının inkılâpçılığı belirten mad- deleri kuvvetlendirilmiştir. 14 üncü madde "memleketimizin vasıl ol- dugu terakki merhalesinden geri getirecek Ur zihniyeti" — reddet- mekte ve "bir an evvel muasır me- deniyete" ulaşmak için gerekli hamlelerın yapılmasını istemekte- r. Atatürk de kendisine ayni yolu çızmıştı İNSANIN ADI ÇIKACAĞINA... F akat buna rağmen C.M.P.., irtica ithamlarından kurtulamamak— tadır. Bunun en son misalini, seçim kanununun tadili sırasında, Mil- let Partisinin sabık kurucuların- dan, indeki — malum mustakıl mılletvekılı verdi. Sabık inkılâp tarihçisi, C.H.P. yi C.M.P. ile işbirliği yaptığı için ırtıcaya el uzatmakla suçlandırı k şükür iktidar, seç kanununa yaptığı tadılatla sıyası ahlak ka- dar inkılâpları da kurtarıyordu... C. M. P. hakikaten murtecı bir parti midir ? Muhafazakar — seç- menlerin bu partiye sempati besle- meleri mümkündür. Belki çok ha- raretli geçecek — olan fevkala- de kongrede —bazı mürteci ses- ler işitilecektir. FFakat parti bünyesinin incelenmesi irtica it- hamlarına en kuvvetli cevabı ge- tirmektedir. 21 kişilik Umumi İda- re Heyeti 12 si hukukçu olmak ü- zere 19 u yüksek tahsil yapmış kimselerden — müteşekkildir. Bir Bölükbaşı, belki nükteyi fikre ter- cıh etmekl itham edilebilir, dev- adamı vasıflarına sahip ol dıgı ileri surulebılır fakat tahsılı— ni Fransada yapan Bölükbaşıya mürtecidir. denemez. Avukat Ar- dıçoğlu, Ama, Tahtakılıç herhalde irticam — yanından bile geçmiş kimseler değillerdir. Hela vilâyet teşkilâtına inilirse bir çok idare heyetini 25-30 yaşları arasında genç avukatların doldurd ğu gö- rulecektır Cumhuriyı d vrinde doğmuş, — Atatürk ınkılaplarının prensipleri ile yetişmiş bu gençle- rin irticai basamak yaparak ikti- dara gelmeye çalıştıklarını ciddi o- larak iddia etmeye imkân yoktur. Kadınlara yeniden peçe gıydırece— ği söylen C. M. P., Niğde gi- bi muhafazakar bir vılayette, ida- re heyeti başkanlığına bir kadını seçmekte tereddüt etmemiştir. C. teşkilâtının büyük öl- çüde gençlerden teşekkül etmesi, partiye hissedilir bir — dinamizm vermektedir. C M. P. liler canlı, faal, bazan son derece taşkın muhalefet yapmaktadırlar Belkı de bir çok genci, partiye çeken bu cevvaliyet ve coşkunluk olmuş- tur. Gençler günlük meşgalelerinin büyük bir kısmım parti faaliyetine hasretmektedirler. Çalışmaları da semeresiz kalmamıştır. 60 vilâyet- te teşkilât tamamlanmış, 25 . 80 bin ocak kurulmuştur. Teşekkülünden iki ay sonra 35 vilâyette 1954 seçimlerine iştirak eden C. M. P. 600 bin kadar oy toplamıştır. Devamlı çalışması sa- yesinde, partinin seçmenlerini bir haylı arttırdıgı muhakkaktır. TEK MADDELİ GÜNDEM lemdar sinemasında toplanan 2000 e yakın delege bir tek me- selenin muzakeresı için çağrılmış- tır: İşbirliği! Yenımahallenın bu — mütevazı sineması 10 gün içinde Üçüncü de- fa olarak -işbirliğinin millet — ve teşkilât tarafından istendiğine şa- hit olmaktadır. Her delege diğer delegelerin de, en az kendisi kadar işbirliğini arzuladığını görmek fır- satını bulmuştur. Son aylara ge- linceye kadar işbirliği mevzuunda en isteksiz bir partı olarak gözü- enbire Muhalefet Cephesinin hararetlı üyelerinden biri kesilmiştir. Hayli disiplinli bir parti olma- sına rağmen liderler yaz ortasın- sında — teşkilâtın işbirliğine karşı fazla bir ilgi duymadıgını söylü- yorlardı. Yanlış veya "çok ustaca bir hesap" ın neticesi olan bu gö- rüşü delegelerin ışbırlıgı lehindeki tezahüratı tekzip etmiştir. İnönü ve Karaosmanogluna yapılan teza- hürat bunun delili İşbirliğine goturen yollar ha- len çok daralmıştır. Fakat feragat ve azim sayesinde muhalefet cep- hesi bu "dar kapı" dan geçmeğe muvaffak olacaktır. Yeter ki 1i- derler İstanbulda bâşlıyan feragat ve fedakârlık havasını devam et- tirsinler.