meşhur ressam Van Gogh'un hayatı- nı hikâye etmektedir. Büyük bir kıs- mı, ressamın yaşadığı yerlerde çev- rilen filmin en dikkate değer tarafı, Mınnelli'nin Van Gogh'un tablolarına kaynak olan sahneleri büyük bir ti- tizlikle araştırıp bulması, bunlara dayanılarak yapılan tablolara hikâ- yeli film için istisna sayılacak kadar geniş yer vermesidir. Gerek tabiat manzaralarının gerekse Van Gogh'un tablolarının "reprodiksiyon" unun tes- i Minelli'nin - Metro- faydalanarak elde etmiye çalıştığı renk tabiiliği de fil- min dikkati çeken hususiyetlerinden- dir. Ne yazık ki, konu bakımından "Lust for Life" adapte edildiği "best seller in tesirinden kurtulamamıştır. "Mar ty ıle başlıyan televızyon— sinema münasebetinin son örneğini bu yılın fılmlerı arasında yer alan "Twelve Angry Men - On İki Kızgın Adam" da göreceğiz. Bu yılın Berlin Festivalinde büyük mükâfatı kaza- nan Sidney Lumet'in filmi, bir oda- nın dört duvarı içinde karar vermek üzere toplanan bir jüri heyetinin on iki azasını ayrı ayrı ıncelemektedır Başrollerdekı Henry Fond Lee J. Cobb'un başarılı oyunları televız— yondan sınemaya geçen Lumet'in sü- rukleyıcı kamera hareketleri, Ame- rikan sosyal hayatının önemli — bir müessesesi olan jürinin aksıyan ta- raflarını teşhir eden filmin konusu, "12 Kızgın Adam"ı mevsimin önem- li eserlerinden biri haline getirmek- tedir. Geçen mevsim tiyatrolarımızın programında yer alan, Nash'ın "The Raınmaker - Yağmur- cu" piyesini de, dwayde eseri başarıya ulaştıran re]ısorun -Joseph Anthony- elinde perdeye aktarılmış olarak göreceğiz. Hollywood'ta yeni şahsıyetler ola- rak gözüken bu genç rejisörlerin ya- nında, bu yılın lıstelerınde fîlmlerı yer alan tanınmış n Trejisör- leri daha çok hayal kırıklığı yarata- cak eserler ortaya koymuşlardır. Me- selâ geçen mevsim "Dişi Kartal" ve "Asi Gençlik" gibi iki güzel filmini seyrettiğimiz Nicholas Ray, bu yıl meşhur Amerikalı haydut Jesse Ja- mes'in maceralarını anlatan "The Ja- mes Brothers- James Kardeşler"le karşımıza çıkmaktadır Geçen mevsi- min "“Deniz Ejderı yaratıcısı Huston' danda bu mevsim "Hea NOWs, Mr. Allison - Tanrı Bilir, Mr. Allison'u göreceğiz. Bu sonuncu eser, ıssız bir adaya düşen bir rahibeyle bir Ame- rikan bahriyelisinin yalnız başına ve Japonların adaya çıkması üzerine ge- çirdikleri maceraları anlatmaktadır. Billy Wilder'in Fransa'da Gary Coo- per, Audrey Hepburn ve — Maurice Chevalier ile birlikte çevirdiği * ve in the Afternoon . Öğlenüstü Aş- kı" ise tıpkı "Sabrina" gibi suya sa- buna dokunmayan bir komedi olmak- tan öteye geçemiyor. Geçen mevsim "The Searehers - Çöl Aslanı" ile dik- kati çeken John Ford, bu mevsim "The Wings of the Bagles Kartal AKİS, 21 EYLÜL 1957 "Bisiklet Hırsızları" Nihayet Kanatlılar" ile ortayı güç bulan bir ve havacılık filmi Bu yılın Amerıkan muzıkalleı'ı ge- çen mevsimdekinden biraz daha iyi- cedir. Joseph L. Mankiewicz'in ılk müzikali olan "Guys and Dolls - He- rifler ve Bebekler" i, İngiliz "Salva- tion Army" adlı dini yardım teşkilâ- tından bir genç kızı baştan çıkaran- bu arada kendisi de baştan çıkan- bir gangsterin hıkayesını anlatmak- tadır. Her ikisi için de yepyeni sa- yılacak olan müzikli komedi türünde, Jean Simmons ile Marlon Brando ö- bür meslekdaşlarından geri kalmadık- larını gösteriyorlar. "Anna and the King of Siam" adlı romandan müzik- ı By;z ee' Nefis — dakikalar.. SİNEMA li piyes haline getırılen "The King and I - Kral ve Ben" müzikli numa- raları yanında Yul Brynner ile Debo- rah Kerr'in başarılı oyunu ile dikka- ti eskiyor. Michael Curtiz'in "The Vagabond King Serseriler Kralı", 1980 da Janette Mac - Donald ve Dennis King'in canlandırdığı ilk renkli filmlerden birini bu sefer Kat- hryn Grayson ve Oreste Kirkop ile tekrarlıyor Bir çiçekli bahar I ngilizlerin listelerde bu yıl da- ha kabarıkça olan filmleri, kalıte bakımından Amerıkan fîlmlerını de aratacak hususiyette. Geçen mevsi- min en beğenilen İngiliz filmi, Alex- ander Mackendrick'in "'The Ladykil- lers - Kadın Katilleri" ne karşılık bu yıl bir başka başarılı komedi, Robert Hamer'in ective - Ded ktif i de olmasa bu yılkı filmlerden bah- setmiye değmezdi. Zira ortanın biraz üstüne çıkan Öteki filmler "İngiliz" damgası, altında sürülen — Amerikan filmleridir. Meselâ Anatole Litvak'ın Yul Brynner ve Ingrid Bergman ile birlikte çevirdiği "Anastasia - Çarın Kızı", Gene Kelly'nin Calire Sombart ve Igor Youskevitc'h ile çevirdiği bale filmi "Invitation to the Danoe - Dan- sa Davet" aslında Amerikan filmleri sayılmak gerekir. Chesterton un meşhur rahip-polis hafiyesi "Peder Brown"un bir mace- rasını nakleden "Dedektif” ten sonra bırkaç İngiliz komedısı daha yer al— tadır. Bunlardan biri "Acem Doktor" serisinin — sonuncusu ol_an "Doctor at Large - Acemi Doktor İş- başında" dır. J. Lee Thompson'un "An Alligator Named Daisy - Belâ- lı Timsah"ı da basarı bakımından bu iki eser arasında yer almaktadır. Komedilerin dışında dikkati çeken iki eser, "The Spanish Gardener - lspanyol Bahçıvan" ile "Joe Mac- beth" tir. Bunlardan ilki baba - ogul arasındaki çatışmayı anlatmakta i- kincisi ise Shakespeare'in " Macbeth ini çağımıza adapte etmekte ve gan- gsterler arasında geçen bir olaya tat- bik etmekte Büyük bir eser Geçen yıl "Senso - Günahkâr Gö- nüller" ve "La Strada - Sonsuz So kaklar" ın kazandığı başarı, bu yıl İtalyan filmlerine daha geniş bir yer verilmesine yol açmıştır. Bunların başında, İkinci Dünya Harbinden son- ra çevrilen filmlerin belki de en iyi- si olduğunda birçok tenkideilerin bir- leştikleri "Ladri di Biciclette - Bisik- let Hırsızları" gelmektedir. Vittorio De Sica'nın bu filmi, bilindiği gibi, İtalyan neo- realızmının en belli baş- l1 eserlerinden biri sayılmakta ve harp sonrasındaki sinemanın gerçek- çiliğe yönelişinde vardığı en ileri merhalelerden biri olarak kabul e- dilmektedir. "Sonsuz Sokaklar"m ya- ratıcısı Federico Fellini'nin başka bir eseri, "II Bidone - Dolandırıcılar", ltalyan sinemasına yepyeni bir çeş- ni getiren bu rejisörün "I Vitelloni" 31