ğü gibi sırası gelince yabana millet- lere kargı d» tiyatromuzu yüzlerinin akıyla temsil ediyorlardı. Aslında 0- nemli olan buyı Bunun yanında memleket içindeki kültürel görevle- rini de hiçbir zaman ihmal etmiyor- lardı. Gün geçmıyordu ki bir amatör tiyatro Anadolunun ücra bir köşesi- ne bir turne tertip etmesin.. Gençler bununla da kalmıyorlar- di.. Tiyatroyu ülkemizdeki her türlü seyircinin önüne götürüp, onlara a- sıl tıyatronun ne olduğunu gösterme- nin kendileri için bır vazife olduğuna inanıyorlardı. Bu vazifeyi en çok id- rak edenlerden bir grup günün birin» de biraraya geldiler ve "Genç Oyun- cular Derneği" diye bir dernek ku- ruverdiler. Genç Oyuncular Derneği ir avuç gençtiler. Şimdiye kadar İstanbulda birçok amatör tiyatro- da vazifeler almışlardı. Nihayet gü- birinde biraraya toplandılar. A- ralarında sekiz on yıldır tiyatro ala- nında emek sarf etmiş Teknik Üniver- site Tiyatrosundaki — çalışmalarıyla dikkati çekmiş Attilâ Alpöge, Ergun Köknar gibi gençler vardı. Maksat- ları memleketimizin her çeşit insanı- na gerçek tiyatronun ne olduğunu göstermekti. Oturdular, konuştular, kararlar aldılar. Aldıkları kararların başında sah- neye koyucularından, oyuncularına, dekoratörlerine kadar hiçbirinin adı- nın belirtilmemesi geliyordu. Böyle- ce hiçbir isim endişesine düşmeden amatör olarak çalışacaklardı. Kur- dukları tiyatro gezginci bir tiyatroy- du. Askeri okullardan — fabrikalara, hapishanelere, hastahanelere kadar çeşitli halk topluluklarının ayağına gidecek parasız temsiller verecek- lerdi. Hem bu toplulukların karşısın- da kimleri oynıyacaklardı ? Achard'ı, Lorca'yı, Wilder'i, Tonesco' oynı- yacaklardı. Koskoca bir Devlet Ti- yatrosunun aydın bir şehir halkı kar- şısına çıkarmıya cesaret edemediği bir Tonescoyu onlar fabrikalarda, ha- pishanelerde oynıyacaklardı. Hiç de- ğilse cesaretleri alkışlanmaya değer- di. Çalışmalarında repertuar tiyat- rosu sistemim tatbik edeceklerdi.. Bir repertuar da yapıp ilân bile etmişler- i. Repertuarlarında G. Büncher'in Wozzeck"i, . Achard'ın "Benim le Oynar mısınız", Ali Beyin Ayyar Hamza"sı, F. G. Lorca'nın "Don . Wilder'in "Bır Yolculuk"u E. Rice'i in "Hesap Makinası" E. İo- nesco'nun "İskemleler ve D ers"i Materlinc'in "Palleas ve Melısanda . Genç Oyuncular Dernegı böylece ku- rulmuştu. Kasımın ilk aftasında temsillerini vermeye başlıyacaklar- Ne taraftan bakılırsa — bakılsın memleketimizde gençlerin kurdukla- rı amatör tiyatrolar başlarım almış- lar, aydınlık bir yolda gidiyorlardı. Ellerinden tutanları olmasa da.., 30 SİNEMA Filmler Mevsim başlarken G eçen sinema mevsimi henüz so- na ermişti ki, gazetelerde 1957- 1958 sinema mevsiminde oynıyacak filmlere ait bir liste neşredildi. Bu çeşit listelerin mevsim sonunda de- ğil, mevsim başında neşredildiğini bi- lenler film ıthalcılennın bu hama- ratlığına sevinı mek ki önü- müzdeki mevsim ıçın daha şımdıden hararetli bir hazırlık vardı. a bu sevinç uzun sürmedi; arkadan bir başka ithalcinin tekzıbı çıktı: Liste- deki Paramount filmlerim dağıtmak hakkının kendisinde olduğunu, neş- redilen listenin hukumsuzluğunu ilân edıyo rdu. Ondan sonra da karşılık- h bir tekzıpleşmedır gitti. Paramo- unt'un kimin elinde kaldığı kati ola- seri, "The Big Knife - Kan Asla Ku- rumaz" ve "Attack Hücum"u; Otto Preminger'in uyuşturucu — maddeler üzerine çevirip Frank — Sinatra'nın güzel oyunuyla dıkkatı çeken "The Man With the Arm — Altın Kollu Adam"ı; Delbert Mamn'ın tele- vizyondan sinemaya aktardığı Marty" si; Joshua Logân'ın, kendi- siyle birlikte Broadway'den — Holly- wood'a getirdiği "Bus Stop - Otobüs Durağı" ve "Picnik - Piknik"; d Hitchcock'un son iki Knew Too Mutch Çok Bi- ve "The Wrong Man - Le- kelı Adam"; 3, Robert Rossen in büyük spektakl" ' Alexander the Greali- yük İskender "i bunların başlıca- larıyd Yeni neşredilen listeler bu Ameri- kan filmlerine dikkate değer pek az eser katmaktadır. King Vidor'un İtal- eseri an Who len Adam" Maria Schell "Gervaise"de Başarılı oyun, başarılı adaptasyon rak anlaşılamadı. Üstelik yeni mev- sim yaklaştığı halde, başlangıçtaki hamaratlıktan eser yoktu. imdiye kadar topu topu iki liste neşredilmiş- ti. Bunlarda da ekseriyeti geçen mev- simden arta kalanlar tutuyordu. Geçen mevsimden kalanlar stanbul'da birkaç sinemanın ka- panması, gecen fazla filmin büyü mevsime devredilmesine sebeb uşt . Bunlar arasında George Ste- vens'in çevirdiği, James Dean'ın ölü- münden az ünce tamamladığı "Giant- Devler Ulkesı", Amerikan rejisör- lerinin en genci olan Stanle Kub- The KıHın rick'in " dan çılmaz" ile "Killer's Kıss - Katılın Pusesı Robert Aldrich'in, etrafında büyük gurııltuler uyandıran iki e- ya 'da İtalyan rejisörü Mario Came- rini ve İtalyan teknisyenlerin yardı- miyle çevırdıgı "War and Peace-Harb ulh" bunların başında gelmekte- dir. Tolstoy'un meşhur romanından perdeye aktarılan bu Üç buçuk saat- lik film bütün olarak değilse bile par- ça parça, alındığı eserin hususiyetle- rini aksettırebılecek ustalıkla çevril- miştir. Jack e Aldo Tonti'- in Vista Vision ve Technıcolor fo- tografları, bilhassa savaş sahnele- rinde seyirciyi sürükleyebilecek sah- neler ortaya koymaktadır. Van Gogh'tan Jesse James'e imdiye kadar Amerikan müzikal- Slerının en önde gelen sanatçıların- dan biri olarak tanınan Vincence Minelli'nin yine Avrupa'da çevırdıgı "Lust for Life - Ölmiyen İnsanlar", AKİS, 21 EYLÜL 1957