21 Eylül 1957 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 33

21 Eylül 1957 tarihli Akis Dergisi Sayfa 33
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

s P O R Basketbol Milli maçtan sonra B asketbol Milli Takımımız Sofyada yapılan Avrupa Basketbol piyonasından döndüğü zaman, içerisinde İstanbulda Avrupa beşıncı si Romanya ile bir milli karşılaşma yapılacağı öğrenilmişti. Romanya, şampiyona sırasında hayli kuvvetlı bir ekipti. Demirperde basketbolünün bütün ozellıklerıne sahıptı yorlar, Ruslardan daha yumuşak şut hassasına sahip bulunuyorlar, ancak oyun içerisinde mükemmel taktikler kurmakta güçlük çekiyorlardı. ketbolümüzün teknik"adamları, yada Romenleri hususi olarak seyret- miş İstanbulda yapılacak milli maç için karşıt oyunları, taktikleri her- halde düşünmüşlerdi. Fakat bir Ro- manya - Türkiye maçım teknik prob- lemlerden ziyade bazı idari güçlük- ler bekliyordu. Basketbolde saha en mühim noktaydı. Nitekim maç proto- kolü hazırlanırken Romenlere müsa- bakanın kapalı salonda — yapılacağı bildirilmiş, buna göre hazırlanmaları söylenmişti. Doğrusu aranırsa mev- sim dolayısiyle Avrupanın hemen her yerinde basketbol turnuvaları açık havada yapılıyordu. Elbette Roman- yalılar da katıldıkları turnuvalarda bu şartlar altında oynuyorlardı. Tür- kiye omanya milli maçının kapa- li salonda oynanacagım haber alan rakiplerimiz takımlarını derhal salo- na çekmişler çalışmalarını — böylece planlamışlardı. Ancak İstanbulda iş- lerin tıkırında gitmediğini henüz bil- miyorlardı. Çünkü Spor Sarayı ta- mire başlanmış ve milli — Basketbol maçının burada oynanması güçleşmiş- ti. Tamiratın bir an önce bitirilmesi gerekiyordu. Bununla beraber Türk Milli Basketbol ekibi çalışmalarını Teknik Üniversitenin kapalı salonun- da ilerletiyor ve maça hazırlanıyordu. Şimdi gözler, içerisine muazzam iskele ler kurulmuş Spor Sarayındaydı. Gay- ret artırılıyor, uzun zamanda hazır- lanacak işler kısaya sığdırılıyor ve sa- rayın tamiratıtamamlanıp mühim bir prestij meselesi, meydana çıkmadan ortadan kayboluyordu Romanya Milli Basketbol takımı bu sıralarda Yunanis tandaydı. Yunan ekibiyle oynadıgı Milli karşılaşmayı kaybetmiş, temsi 11 maçı kazanarak İstanbula dogru yola çıkmıştı. Bununla beraber rakip- lerimiz hakkında yapılan son teknik incelemeler Romanya Milli Basketbol ekibine normalin çok altında bir yığın puan kazandırmıştı. Bir defa Romen takımı son derece yorgun bir takım- dı. Senelik programlarını bir misli fazlasıyla oynamışlar, Avrupa şam- piyonası sırasında gösterdikleri for- mun bir hayli altına ınmışlerdı Şut yüzdelerinin gayet fena olduğunu i- tiraf ediyorlardı. Şohretlı Pıvotları Wovacek'in de sür antrene olduğu AKİS, 21 EYLÜL 1957 nu açıklıyorlardı. Bütün bunlar bir Basketbol ekibinin oyun kurabilmesi- ni zorlaştıracak hadiselerdi. Fakat Türk Milli takımı da, Avrupa beşin- cisi rakibi karşısında hem de kendi sahasında ve kendi seyircisi önünde çok büyük bir eksiklik gösteriyordu. Milli takım kaptanı ve Avrupanın tanınmış — Basketbol kurdu — Yalçın Granit hususi sebeplerden çalışmala— ra katılamamış, ekipteki yerini ala- mamıştı Gerek Avrupa Şampıyona— larında, gerek kıtanın her tarafında "fevkalâde adam" olarak bilinen Granit büyük kozdu ve artık Türk takımının elinde değildi. Yeni kaideler D oğrusu aranırsa Türkiye -Ro- manya milli basketbol maçı, ye- Türk - Romen milli maçı Çetin cevizler ni bir rakiple Poynamaktan — daha başka özellikler gösteriyordu. Müsa- baka, basketbol sporu İçin yeni ka- bul edilen kaidelerle — oynanacaktı Karşılaşmayı idare edecek Yugoslav hakemleri dahi İstanbula gelir gelmez basına verdikleri beyanatlarda "yeni kaideler dahilinde idare — edeceğimiz i udur. nun için bir şey söyleyemeyiz" demişlerdi. Ancak Türk takımının bu kaidelere uygun olarak çalıştığı biliniyordu. Kaidele- rin en fazla dikkati çeken tarafı, "üç saniye koridorunun" — hayli genışle— tilmiş olmasıydı. Böylece uzun boy- luların temin ettikleri avantaj ve po- ta altındaki faik çalışmaları önlene- cek, bu tipler de uzaktan şut atmak zorunda kalan "ufak"larla aynı du- ruma gireceklerdi. Şimdi Altan, Er- doğan ve Tuncer gibi "uzun"ların o- yunları merakla beklenir olmuştu Kaidelerde yapılan bu değişiklik ay— nı zamanda oyun kurulacak sahayı bir hayli daraltıyor ve rakip defansı çok daha öne çıkarıyordu. Diğer ye- nilikler fauller, atılmıyan fauller ve basket-faul'ler — üzerindeydi ve kolay aşılacak, tatbikatla güçlük çıkarmı- yacak nevidendi. Maç ve Ötesi R omânya - Türkiye Milli Basket- bol maçı doğrusu aranırsa bekle- nen alâkayı gormemıştı Spor Sarayı tamamen dol mış, Amerika Or d takımını — seyr etmek için — günlerc bekleyen meraklılar, — hayli yüksek fiatlı ve bir Demir Perde basketbolu- na fazla iltifat — etmemişlerdi. Bun- da Romanya Milli ekibi için çok ön— ceden çıkarılan "zayıf ve yorsun şeklindeki dedikoduların da mühim rolü vardı. Türk takımı Altan Tun- cer ve Erdoğandan kurulu Rıbount trio" sunun ilk beşte görünmesiyle oyuna girmiş "Gard" olarak Yılmaz- Turhan ikilisini kullanmağa başlamış- tı. Oyunun ılk dakıkalarında hayret uyandıran ve "garipçe" görünen bir hâl ortaya çıkmıştı. Pivot ve Ext- rem'lerimiz her zamankinin aksine hayli iyi bir oyun çıkarırlarken dış oyuncular gayet kötü taktik kuru- yorlar, Turhan'ın potaya dahi değ- meyen isabetsiz şutları ile top kay— bediyorlardı. —Tuncer ve Ribount ve kena da çok iyi çalışıyor lar, Altan ise sol şede bulunduğ bir yerden mukemmel uzak şutlarla skor'u yürütüyor, yeni kaideye göre iyi hazırlandığını — göstererek daima saglıyordu. Maçın kadar a be- şincisi şöhretli R omanya takımı bir tek defa ileri geçememişti. Hattâ öy- le ki ikinci yarının ortalarında fark altı baskete kadar çıkmıştı. bizim spor hatalarımız nasıl önlene- bilirdi ki... Türk ekibi birden oyuna tam hâkim olmuş, üst üste top ka- parak hem skoru hale getir- miş hem de rakibi şaşkın vaziyete sokmuştu. Bu tempo üç dakika daha yürütülse, maç muhakkak hem de farklı kazanılacaktır. Ekip faul yap- mamakta, oyunu ağırlaştırarak ken- di temposuna sokmaktadır. Fakat o anda gayet hatalı bir "Tim ğ alınmaktadır. Basketbol krıtıklerıne göre bu mola'yı bizim değil Roman- ya Coach'unun alması gerekirdi. A- nide duran oyun adeta Türk takımı- m da durdurmuştur. Derhal top çe- viren misafirler kolay basketler ve- artan hatalarımızla - çünkü bazı o- yuncular değiştirilmiştir- farkı ka- pamışlar ve tek baskete kadar ya- naşmışlardır. Maçın bitmesine 45 sa- niye kala Romanya top kapınca, ar- tık yenildiğimize inanmayan kalma- mıştı, ancak beklenmeyen bir "kötü pas" imdada yetişecek ve top Batur'- un eline geçecektir. Artık Samim Gö- z önce yaptığı hatayı tamir için fırsatı yakalamış ve ekibin son mola- sını almıştır. Durum hayli kritiktir. Oyunun bitmesine 30 saniye vardır.

Bu sayıdan diğer sayfalar: