Kapaktaki hâkim Münir Akyürek E mekliye ayrılmak için gerekli yaş haddini bu yaz başında dol- durdugu halde, son aylarda Tem- yiz Mahkemesı kadrolarında mey- dana gelen muazzam boşluklar yü- zunden Bakanlar Kuruluna, kanu- nun tanıdığı selâhiyet geregınce vazıfesı bir yıl daha uzatılan yiz Mahkemesi Reisi Münir Ak— yürek'e önümüzdeki günler içinde çok mühim vazifeler düşmektedir. Bilindiği gibi, milletin iradesi- nin tezahürüne vesile olan seçim- lerde kanunlarımıza göre seçimle- rin emniyeti Temyiz Mahkemesi Reisi olan zata düşer. Milli ira- denin tezahürünün emniyetini, se- çim kurullarının temin ettiği ma- lumdur eçim Kurullarının ise, en üst kademesini, Temyiz Mah- kemesı azalarından ve Bırıncı Rei- sinden müteşekkil Yüksek Seçim Kurulları teşkil eder. Yani seçim- lerde meydana çıkabilecek — her türlü anlaşmazlığın hal yeri seçim kurullarıdır. Yüksek Seçim Ku- rulu ise bu mevzudaki son merci vazifesini görür. Bu bakımdan çok partili demokratik hayatın en hassas terazisi olan — seçimlerde bilhassa en üst mercinin reisi ol- mak sıfatı ile en ağır yük Temyiz Mahkemesi Reisine düşer. İşte de- mokrasi tecrübemizin 12 nci yılın- da yapılacak olan seçimlerin em- niyeti bu hafta kapağımızda res- mini gördüğünüz saçları — alnına doğru iyice açılmış, geniş yüzlü ve kır saçlı Mahkemesi Reisine düşmektedir. Halen 66 yaşında olan ve İs- tanbul Hukukundan mezun olduk- tan sonra Anadolunun dört bir köşesinde hakim olarak uzun yıllar vazife, gören ve nihayet en yük- sek mahkememiz olan Temyiz Mahkemesi azalığına tâyin edi- len Münir Akyürek gösterdiği ba- şardı çalışmalar sonunda bu mah- kem 4, uk Dairesi Reis- lıgıne getırilmış, bu — vazifedeyken de eski Temyiz Reisi Bedri Kö- ker'in Adalet Bakanı Prof. Hüse- yin Avni Göktürk tarafından ma- lüm hadiselerden sonra resen e- mekliye sevki Üüzerine — Temyiz Mahkemesi Birinci Reisliğine ge- tirilmiştir. Bilhassa — metodik ve sistendi çalışmasıyla olduğu ka- dar amirlerine karşı uysal dav- ranmasıyla da temayüz etmiş olan Münir Akyürek, hiç şüphe yok ki önümüzdeki 1957 milletvekili se- çimleri sırasında omuzlarına yük- lenecek bu ağır yükün de altından kalkmasını bilecektir.. Unutma- malıdır ki bu yük, son yılların demokrasi mucadelesı ıçınde adli teminatın hayli zedelendiği iddia edilen bir zamana rast geldiği için bir kat daha ağırlaşmıştır. 8 Hür. P. Kongresinden bir döviz Bardak olan eski çamlar... çin yeni kavgalara atılacak kadar azimli. Kongrenin son günü hep bir ağız- dan okunan Hürriyet Andında, bir vakitlerin Husumet Andını da ayni şevkle okuyan insanların seslerinden izler sezmemek imkânsızdı. Dere te- pe gidilmiş, dönüp dolaşıp ayni nok- taya gelinmişti. Ama milli iradenin ergeç tecelli edeceğine kongre dele- gelerının imam tamdı. Muzaffer D.- P. yi yaratan da esasen bu iman de- ğil miydi? C.M. P. Maksat bir ama... eçen haftanın başında Ankara- n Yenimahalle semtindeki ta- rihi —bu tarihilik vasfı bir haftalık hâdiselerin — neticesinde doğmuştu- Alemdar sinemasının önünde biri- ken mahşeri bir kalabalık içeri gir- meye çalışıyordu. Sinemada — Öyle meraklı bir film falan oynadığı yok tu. Sinema Önüne toplanan bu k balık buraya film seyretmege gel— memişlerdi. En azından iki bini bu- lan bu insanlar, yurdun dört bir bu- cağından buraya işlerini güçlerini bı- rakıp gelmişlerdi. Bunlar Cumhuri- yetçi Millet Partisinin Umumi Kong- resine katılmağa gelen delegelerdi. Alemdar sinemasının önündeki bu delegeler biraz sonra sinema bina- sının içine girmişlerdi ama, gene d sinemanın kapısında ve civarında bir takım ufak gruplar kalmıştı. Bu grupları teşkil edenler giyim kuşam ususunda hemen son derece bir- birlerine benzeyen insanlardı. Hel— men hepsi de iri yarı idi, hep de bir. tip — ayakkabılar gıymışlerdı Hattâ çoğunun elbiseleri de birbiri- ni andırıyordu Garip tesadüf, bun- ların çoğu da bıyıklı ve asık suratlı insanlardı. Hani bunları üç yaşın- da bir çocuğa bile gostersenız ço cuk hiç tereddütsüz "—A, polis" diyebilirdi. Evet, bunlar A— lemdar sineması civarında ve hattâ içinde pek sıkı tedbirler almış sivil polislerdi. Hoş, sınema civarında yer alanlar yalnızca bu vil üniforma- lılar" - değildi. Alemdar sinemasının önündeki caddede de vızır vızır res- mi polis arabaları cirit; atıyordu. El- hak, Emniyet Müdü rlu ü, icabeden her türlü emniyet tedbırını almıştı. Asayişsever polis, gözünü budaktan en az sakınan partinin toplantıları- ma netamelı olduğunu — biliyordu. C. M. Genel Başkanının da ayni şehrin bır başka mahallesindeki- ha- pishanede bulunduğu unutulmamış- ti 'Haddi istiabının azamisini alan "tarihi" Alemdar sinemasının faalini anlatmak için "iğne atsanız yere düş. mez" tabiri bile az gelirdi. Doğrusu, bu sinemada diğer muhalefet partileri de kongrelerini, kurultaylarım yap- mışlardı ama, sinema ne öngre- lerde ne de en esesli filmlerin oy- nandığı günlerde böylesine bir kala- balık görmemişti. Delegelerin pek çogu ya ayakta kalmıştı ya da yerle- e bağdaş kurup oturmuşu. Dinle cılere ayrılan yerlerin de delegelere ayrılan yerlerden farkı yoktu. P.'bu kongresi 1le gerçekten kelıme— nin tam manası ile şaha e bir "göv- de gösterisi" yap e diğer mu- halefet partilerini bile kıskandıracak çapta muazzam bir kalabalık topla- mıştı. Salondaki hava son derece elekt- AKİS, 21 EYLÜL 1957