YURTTA tiler ve yenıden yollı.nnı devam t- tiler. eçtikte sonra ıy yere gelen Bomkbaşınm otomobili de yiülzde yüz bir tehlike ile burun buruna geldikten sonra güç halle fren yapıp durabildi. Yarım sa- ât önce yol kenarına cekilen koca koca kaya parçaları yeniden yolun or- tasına gelmişti. Bölükbaşı ve berabe- rindekiler otomobilden inip en yakın Jandarma karakoluna mliracaat et- tiler ve durumu anlattılar. Karakol- da bir zabıt tanzim edıldi Ertesi sa- bah öğleye doğru Ankarada bir basın ukli tertipler ve iftira kâ- fi gelmiyor. Yola taş düşmüş, Bölük- başı ve arkadaşları vefat etmış diye- hu! ama fiil malüm”. hir taraflarında, asa hiç de parlak bir hava esmiyordu. ÇA, Gençlik aşısı! Feyzioklunun C.H.P - kendi tabiriyle - “Bir nefer” olı- rak kıtılma.sından sonra aydın çev- relerde C.H.P. ye karşı yeni bir alâ- aşlıyacağını AKİS gecen sa- meye başladı. Bir hafta içinde mem- lekette adı etrafında geniş akisler u- aal ve dinamik şahsiyet- ye katıldılar. Feyzioğlundan sonra C.H. Merkezini ziyaret edenlerin birincisi Temyiz Mahkemesinin eski başkanlarından ve gecen yıl Emekli Sandığı Kanunu'nun Adalet Bakanı- na tanıdığı yetki gerejğince emekliye miş. e sek kudemelm'imı kadar vük:ermiş ve aradan sırf bir bakanın sahsi takdiri ije daha bu memlekete bek cok hiz met edecek yaşuıvkt-n emeklıye avrıl- mış bir İ ndı. r Naki Yüce- kökün 37 yılhk hakımllk hayatı hep başarılarla geçmişti. Haydar Naki Yücekökten homen bir Rün sonra C. mensubuydu Dizdar idi. Topluca orta bovlu. kır şaçlı ve geniş bağa gdılnklenn!n ar- şındakine bakan İlhan Diz k . ye kaydoldufu gün kondisiyle ko- nu..an gazetecilere Şşöyle diyordu: “Halk Partisi iktıdar devrinde Türk &ad'iyesinin şerefli ananesini muhafa- zayâ dikkat ve itına gözstermiş oldu- gibı, n de muhalif barti ola- râk bu temel davayı ele almış ve bu uğur i Bamimıye'ini dâma ispât AKRİS,22 BAZİRAN 1957 OLUP BİTENLER Kapaktaki politikacı U zün boylu, siyah, çizgili bir el- bisa giymiş, beyazlaşmış saç- larını arkaya doğru dtimdüz tara- 1ş, olgun tavırlı adam hemen ya- nındaki etajerden bir kitap aldı, çıkardı ve yüksel mağa başladı: “Kendi ıörüşlerine çok bağlı olan fikir adamları elin- de de, ilim zalim ve müstebit bir kılığa girebilir. Banlar kendl na- zariyelerini kanun derecesinde tut mak isterler. Kendi düşün(-elı-rln- den başka bir fikir olması da on ra çok garip gelir. Yeni mdrlere karşı itimatsızlık ve şüphe besale- mek ve hattâ hunları tahlikell gör- mek ve âdetlerimize uymayan ha- reketleri ayıplamak da, cahil ve geri Insanlara mahsusa bir ruh ha- letidir. 'Vlnıınmııhasıı adam, inhi- sarcı, müstebit ve müteca- vizdir. Bunlar kendl fikir ve söz- lerinden başkasından — haşlanmaz- lar. Bunlar kliçük ölçüde bir engi- zisyon mensuplarıdır. ki, müfritle- rinin zulüm âletleri de iftira ve kü- fürdür. Daha mutedil ve müşfik o- lanlar da kendllo.rl Kibi dügl'uımr- vonlere acırlar. k bir ha.—ııılık demektir. ıi m Vak- tiyle hukilmdarlır ve büyük adam- yüzlerini güöstermek lclıı meydana çıkarlar, mübarek r ederler, toplanan veya top- Iatılnn halkı mesrur kılarlardı. E- ger bu halk uıııluluğ'u başkası için olursa sükün ve huzurun bozuldu- Kunu zannederlerdi.” Bu satırları okuduktan sonra e- lindeki kitabı hemen önündeki seh- panın Üstüne bırakan uzun baoylu son derece nazik tavırlı ev sahibi bir müddet ststu ve muhat bir sesle demin okuduğu kli- tabptaki bir cümleyi — tekrarladı : “Fğer bu halk topluluğu başkası icin olursa aükün ve huıumn bo- zulduğunu zannederler. Aarşısındakine sayvgı telkin e- det hu yaşlı fakat dinç adam D P. Bolu Milletvekili General Fahri Be- Jendi ? yılında Harp Akademisini de bitirdikten sonra ç olarak '-ı Dünvyva Harbinde Çanakk Suriye, Kafkasyva cephâlerlndc- sa- ıa.srm.r. İstiklâ! Savaşı yıllarında Şark ve Garp Cephelerit Komutan- lekları emrı'xde muhtelif sınş'ın kurmu olarak tdare etmi ku- mandanlık Meyvdan M inde meshur 2838 üncü fırkanın Kurmay ; General Fahri Belen Başkanlığını yapmış ve Belen te- pedeki yarma harekâtını plânlamış. İstiklâl Savaşından sonra da muh- telif kıtalara komuta etmiş. 1839 da generalliğe terfi etmiştir. Evli Ve İki çocuk babasıdır. Fransızca ve biraz da Rusça bilir. 1950 yılında 2. Kolordu Komu- tanı iken Çanakkale ve Maraştan D.P. adayı olarak gösterilmek İs- tenmesi ne o zamanki kanunu gereğince axkerlikten istifa etmiş ve seçimlere — katılmıştır. Hem Çanakkaleden. hem de Maraş- tan D.P. yoklamasımı kazanan Fah- ri Belen Bolulu hemşehrilerinin de- vamlı ısrarları üzerine Genel Mer- kezin yüzde 20 aday gösterme hak- kına davamrnk Boludan aday gös- terilmiş ve böylecre B.M.M. ne gir- Askerliğinde muhtelif kıta Iılzmetlorlnden başka Harp Aka- demisinde öğretmenlik. Türkiye - Rusya tahdidi hudut komlsyonu re- Haliği, 1988 Silâh—ıılanmn Komis- yonunda Âske Müşavirlik ılM P. nin iktidara gelmesi üzerine llk D.P. kabinesinde Bayındırlık Ra- uaılfeden istifaen ayrılmış ve D.P. saflarında bir milletvekili olarak almayı tercih etmiştir. D.P. Gru- bunun büyük sevgisine de mazhar olan Fahri Belen, geçen yılki B. M. M Başkanlığı :wçlmlı—rlndoı ku- ruculardan Koraltana karşı pek az bir farkla Başkanlık seçimlerini kaybetmiştir. Gecen yıl tecemmilat-| umuml- ve kanununun ilga edilerek yerine Toplantı. ve Gösteri — Yürtütyiüşleri Kanununun getirilmesi sırasında Meclisteki müzakerelerde btr kanu- nun bir susturma ve yıldırı kamnunu olmasından lmrktıığunu ve hu kanun lehinde oy vermiyeceğini belirten Belen bu kanunun !mllll hu susunda BMM. Raşkanlığına bir yazılı teklif vermistir. İşte yuka- rıda nakledilen ve Generalin geçen yıl yazmış olduğu “Nereden Geliyo- ruz. Nerefe Gidiyoruz" adlı kitabın- da da belirttiği fikirler Meclix Baş- kanlığına yaptığı tadil teklifiyle nazariyattan fliliyata cıkma yoltn- da atılmın bir adımdır. General Belen. bu kanunun müzakereleri sı- rasında Basbakan Menderesin ka- nun taasrısını müdafan sadedinde söyledifi: “Muhterem Pasam, bu kanunla hio kimsenin huzuru bo- yacak ve kimsenin burnu ka- nımıynm.k" aözlerini hatırlamak- ta ve rot klmse'ıın burnu kana- madı Ymvu huzuru bozu- lan oldl:ı F domekî